Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) yargı ayağına ilişkin yürüttüğü soruşturma kapsamında tutuklanan eski Danıştay Üyesi Hamza Eyidemir'in ifadesinin ayrıntıları ortaya çıkmaya devam ediyor. Danıştay imamı Galip Tuncay Tutar'ın 2011'de Danıştay'a seçilen üyelerin bir kısmını eve topladığını kaydeden Eyidemir, Danıştay'daki tüm üyelerin eşlerinin ne iş yaptığı, çocuklarının hangi okulda okuduğu, nelerden hoşlandığı gibi konularda topladığı bilgileri bilgisayarına kaydettiğini belirtti. Üyelerin toplantıya katılan isimlere samimiyet ve yakınlık durumuna göre paylaştırıldığını ifade eden Eyidemir, ifadesinde özetle şunları kaydetti:
"Bu üyelerle hediye verme, yemek yenilme, ziyaret, çay içme bağlamında bir program yaptırdı. Amaç Danıştay'daki oylamalarda bu üyeler üzerinde etkili olabilmekti. Bunun takibini de her görüşmede yapacağını belirtti. Hediye havuzu bu amaçla kullanıldı.
Danıştay'daki üye ve hakimler mevkisine göre puanlamaya tabi tutuldu. Aşırı menfi olanlara mesafeli kalındı. Menfi olarak değerlendirilen kişilerle ilgili menfi bilgiler toplandı. Dini inançları, siyasi görüşleri, zafiyetleri belirlendi. Ayrıca menfi takip anlamında üstten gelen talimat üzerine tetkik hakim ve üyeler dosyadaki bilgi ve belgelerin fotokopisini çekerek arşivlenmesini sağlardı. Müspet olanlarla ilgili ise dost grubu oluşturuldu. Bunlarla ilgili özellikle yurtdışı gezi ve konferanslarda samimiyeti arttırmak, sonrasında da oy ve kararlarında etkili olmak maksadı güdüldü.”
2011'de Danıştay'a sekreter ve personel alımı gerçekleştirildi. Alıma ilişkin Galip Tuncay Tutar'ın hazırladığı bu listeleri ben bizzat gördüm. Bunların Danıştay'daki vazifesi hizmet verdiği üye ve diğer üyelerle ilgili bilgileri toplayıp ablalarına aktarmaktı. Bunlar her türlü bilgi ve belgeyi topluyordu. Odalardaki konuşmaları dinliyordu. Bu yapıya mensup kişilerin yeni doğan çocuklarına ABD'den isim geliyordu. Örgüt, çocukların geleceği için her türlü plan ve programı yapıyordu. Lise döneminde yurtdışında düzenledikleri programlara bu üyelerin çocuklarının gönderilmesini sağladı. Yapıya ait üyelerin çocuklarını Anafartalar Kolejine (örgütün kripto okulu) göndermesi için talimat verildiğini biliyorum.”
17-25 Aralık'tan sonra yapının tedbire daha fazla önem verdiğini öğrendim. Bir süre sonra ev toplantılarını iptal ettiğini ve eşleri kendi arasında toplamaya başladıklarını, bilgi ve talimatların eşler tarafından kendilerine gelmeye başladığını öğrendim. Bu yapının içki içme, oruç bozma, cumaya gitmeme gibi ruhsatı vardı. Bu ruhsatları Fetullah Gülen'in belirlendiği biliniyordu. Yapı üyeleri cumaya gitmeme gibi bir eğilim sergiliyordu. Namaza ilişkin de özel ruhsat kullanıldığını biliyorum. Yapıya müzahir üye, hakim ve savcıların gelen talimat üzerine evlerini, taşınmazlarını, arabalarını satarak akrabaları adına açtırdıkları hesaplardan Bank Asya'ya yatırdıklarını biliyorum.”
Eski Danıştay Üyesi Hamza Eyidemir, 2011 seçimlerinde sonra FETÖ'nün üyelere ilişkin yaz programları düzenlediğini, bu programlara ise yapıda üst noktada bulunan Naci Tosun'un da katıldığını belirtti. Eyidemir, Tosun'un bu toplantılara üyelerle sohbet toplantıları yaptığını, ABD'den getirdiği hediyeleri dağıttığını kaydetti. FETÖ çatı iddianamesinde ismi “Molla” olarak geçen Naci Tosun'un FETÖ'nün ilk teşkilatlanmasından bu yana vazifeli bir kişi olduğu ifade ediliyor.
Toplanan aidatların yüzde 10'unun ABD 'ye gönderildiğini ve buradaki özel kasaya girdiğini vurgulayan Eyidemir, “Bu paraların lobi faaliyetleri için ve bazı önemli kişilere hediye alınmak için kullanıldığını duydum. Fetullah Gülen'in Galip Tuncay Tutar'a da seccade ve takke gönderdiğini biliyorum. Galip Tuncay Tutar'ın Bylock veya benzeri bir program kullandığını düşünüyorum” dedi. Eyidemir, bu yapının müfettişi ola Mustafa Genç'in, uğradığı evleri denetlediğini de sözlerine ekledi.
