Mehmet Dişli’nin avukatının ardından Yurtta Sulh Konseyi üyesi Kara Kuvvetleri Komutanı Kurumsal Dönüşüm Şubesi eski müdürü Kurmay Albay Muzaffer Düzenli savunma yaptı. “Yurtta Sulh” isimli grubundan darbe girişiminin İstanbul ayağını koordine eden sanık Muzaffer Düzenli, sivil imam Hakan Çiçek gibi “sosyal faaliyet” için Akıncı’ya gittiğini iddia etti. Savcılık ifadesinde, dönemin Akıncı Hava Üssü Harekat Komutanı Albay Ahmet Özçetin’in kendisini Akıncı’ya çağırdığını söyleyen Düzenli, mahkemedeki savunmasında ise çark ederek bir binbaşının çağırdığını ileri sürdü. Ancak binbaşının da ismini veremedi.
15 Temmuz darbe girişimi faaliyetlerine katılmadığını iddia eden Düzenli, Akıncı Üssü’ne gittikten sonra da ismini vermediği kişilerle görüştüğünü ve yine bu kişiler tarafından derdest edildiğini, odaya kilitlendiğini ileri sürdü. Dosyanın en önemli delilleri arasında gösterilen WhatsApp konuşmalarını da inkar eden Düzenli, bu yazışmalardan cezaevindeyken haberinin olduğunu öne sürdü. Söz konusu yazışmaların kendisine ait olmadığı yalanına sığınan Düzenli’nin, “Yazışmalar telefonuma el koyan kişilerce yapılmış olabilir. Ya da karanlık kişiler bana ait hattı kullanarak kendilerine ait sistemler üzerinden bu yazışmaları yapmış olabilir. İkinci ihtimalin daha yüksek olduğunu düşünüyorum” şeklindeki savunması dikkat çekti.
Düzenli, 15 Temmuz darbe girişimini de yine hayali bir senaryo üzerinden anlatmaya devam etti. FETÖ’cülerin ağzıyla savunma yapan ve “15 Temmuz kumpası” ifadesini kullanan Düzenli, kumpası kuranların da kendisini içine çektiğini ileri sürerek kendini aklamaya çalıştı.
