|

Hainler 27 Mayıs ve 12 Eylül’ü örnek aldı

15 Temmuz Darbe Davaları Platformu Başkanı Avukat Mehmet Alagöz, FETÖ’cülerin 1 yıl öncesinden başlayıp darbe girişimini adım adım planladığını belirterek, “Darbeyi planlayan ekip 27 Mayıs ve 12 Eylül darbe girişiminde yapılanlara bakıp benzer bir harekât planı hazırladı. Hatta Balyoz Harekât Planı’ndan da örnekler aldı” diye konuştu.

Erdal Kılınç
04:00 - 15/07/2024 Pazartesi
Güncelleme: 04:39 - 15/07/2024 Pazartesi
Yeni Şafak
Fotoğraf: Arşiv
Fotoğraf: Arşiv

15 Temmuz’da darbe girişiminin milletin de desteğiyle bastırılmasının ardından, darbeciler tek tek yargıyla hesap vermeye başladı. Bugüne kadar 400’ü aşkın davada 9 bine yakın darbeci adalet karşısına çıkarıldı. Yaklaşık 250 avukatın yer aldığı 15 Temmuz Darbe Davaları Platformu da davalarda şehit aileleri ve gazilere gönüllü olarak hukuki destek verdi. Platform Başkanı Mehmet Alagöz, davalarda gelinen süreci Yeni Şafak’a anlattı. Kendisine en çok “Darbe planlaması nasıl yapıldı ve neden başarısız oldu?” sorusunun yöneltildiğini belirten Alagöz, şunları kaydetti:


EN ÇOK SORULAN SORU

“Bu soruya ben de çok sık muhatap oluyorum. Böyle darbe mi olur? Güpegündüz darbe mi olur? Darbe değil de tiyatro, kontrollü darbe gibi. Bu değerlendirmeler sonuçta ortada başarısız bir darbe girişimi olduğu yani eylemin sonucu üzerinden yapılan değerlendirmeler.

Bunu söyleyenler genelde ya bilmiyorlar ya da art niyetliler. Darbe girişiminin ayrıntılarına vâkıf olmayanlar veya FETÖ örgütünü tanımayanlar, sonucuna bakarak böyle bir değerlendirme yapıyorlar”. Alagöz satır başları ile şunları kaydetti:


ÖRGÜT KÜRESEL GÜÇLERİN TAŞERONU

15 Temmuz darbe girişimi öyle basit bir planlama ile yapılmadı. Ayrıntılı olarak hazırlanmış, küçük detaylar bile hesaplanmış. FETÖ’nün darbe öncesi devlete sızması, pek çok yerde operasyon yapma gücü elde etmesi, çok önemli bir etken. Örgüt aşama aşama bazı yerleri hedef alarak gücünü pekiştirdi. Özellikle kumpas davalarıyla birçok kurumu ele geçirdi ya da bu kurumları etkisiz hale getirdi. Türkiye’deki yönetimin faaliyetlerinden hazzetmeyen ve ülkenin güçlenmesini istemeyen küresel güçler için taşeron olarak kullanılan örgüt, 17-25 Aralık süreçlerinde başarısız olunca, hükümeti devirmek için hukuk dışına çıkarak daha kanlı bir plan hazırladı.


VİLLALARDA TOPLANTI

Örgüt, TSK içindeki mahrem yapılanmasında 15 Temmuz’dan yaklaşık 1 yıl önce kadar üst düzey değişiklikler yapmış. Adil Öksüz, Kemal Batmaz gibi kişileri terfi ettiriyorlar. Hem yurt içinde hem yurt dışında sürekli toplantı yapmaya başlıyorlar. Dikkat çekmemek için Ankara’da bazı siviller adına müstakil villalar kiralanıyor ve düzenli olarak hem bu evlerde, hem de dikkat çekmeyen yerlerde toplantı yapıyorlar. Bu toplantılarda elde ettikleri bilgilerin değerlendirilmesi ile örgüt liderliğinden talimat alıp iletmek üzere Adil Öksüz, Kemal Batmaz, Hakan Çiçek gibi sivil mahrem imamlar sık sık yurt dışına gidip geliyorlar. Hatta bu yurt dışı seyahatleri deşifre olmasın diye çoğunlukla ayrı ayrı gidiyorlar. Ayrıca doğrudan ABD’ye gitmeyip örneğin İngiltere’ye veya Almanya’ya gidip oradan ABD’nin farklı eyaletlerine, akabinde de Pensilvanya’ya gidiyorlar. Genellikle yabancı havayolu firmalarını tercih ediyorlar.


TALİMATLAR GİZLİ EVLERDE VERİLDİ

Ankara’da toplantılar yapılıp akabinde yurt dışına doğrudan gidilip örgüt liderine ve darbe organizatörlerine doğrudan bilgi akışı sağlanıyor. 15 Temmuz’a doğru bu toplantılar sıklaşıyor ve artık ayrıntılar konuşulmaya, daha önceden bu toplantılara alınmayan ama kendilerinden olan bazı kişiler de kendilerine verilen görevlerin talimatlarını almak üzere çoğunlukla sivil mahrem abileri tarafından gizlice bu evlere bizzat getiriliyor. Darbe yargılamalarında pek çok ayrıntı tespit edildi.


SIKIYÖNETİM HAKİM VE SAVCILARI DA HAZIRDI

Detaylı incelendiğinde darbe hazırlıklarının diğer darbeler örnek alınarak hazırlandığı görülüyor. 15 Temmuz darbesi de 16 Temmuz gece 03.00 olarak planlanıp organize ediliyor. Darbeyi planlayan ekip 27 Mayıs ve 12 Eylül darbe girişiminde yapılanlara bakıp benzer bir harekât planı hazırlıyor hatta Balyoz Harekât planından da örnekler alıyor. Darbede her vilayete sıkıyönetim komutanı atayarak bütün ülke yönetiminin kontrolünü yani mülki idareyi eline almak istiyorlar. Sıkıyönetim mahkemeleri kurup buralara sıkıyönetim hâkim ve savcısı atıyor. Bununla da tüm yargıyı eline geçirmeyi hedefliyor. Ayrıca önemli gördüğü kurum ve yerlere de atama yapıyor. Mesela MİT Müsteşarlığı, TRT yönetimi, İş Bankası vs. gibi. Kendisinden olmadığını bildiği, kendisine açıkça cephe alabileceğini düşündükleri rütbeli askerlerin görev yerlerini değiştiriyor, kendisinden olan veya kendisine direnmeyeceğini düşündüklerini ise ya terfi ettiriyor ya da görevinde tutuyor.


DARBEDEKİ İLK HEDEF CUMHURBAŞKANI

Çok ayrıntılı planlar yapılmış. Mesela Cumhurbaşkanı’nı önce rehin almak, olmazsa etkisiz hale getirmek için plan Cumhurbaşkanlığı Külliyesi olarak başlıyor, Cumhurbaşkanı’nın programları değiştikçe onların da planları değişiyor. İstanbul’da Huber Köşkü ve diğer alternatifler düşünülüyor. Cumhurbaşkanı’nın Marmaris’te veya Antalya’da olacağını düşünerek farklı alternatif planlar yapıyorlar. Cumhurbaşkanı’nın o gece bulunduğu Marmaris’teki oteli öğrenince ona göre de plan yapıyorlar ancak Cumhurbaşkanı’nı taşıyan helikopterin arızalanması, bu helikopterin daha sonra tamir ettirilip kaldığı otelden farklı olarak Okluk Koyu’ndaki Cumhurbaşkanlığı Misafirhanesi’ne götürülmesi ve koordinatların burayı göstermesi darbecilerin kafasını karıştırıyor.


İHANET GİRİŞİMİ 5 SAAT ÖNE ÇEKİLİYOR

MİT’e gelen binbaşı bütün planları etkiliyor. Binbaşının ihbarında MİT’e operasyon yapılacağı ve bunun daha büyük bir planın parçası olabileceği. Bu ihbar sayesinde, dönemin MİT Başkanı Hakan Fidan ile Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın Genelkurmay Başkanlığı’nda görüşmesi, askeri uçuş yasağı getirilmesi, darbecilerin paniğe kapılıp teşebbüsü erkene aldığını gösteriyor. 5 saat erkene alınan darbe, bazı aksaklıklara neden oluyor. Darbeye katılan bazı birimler görev bölgesine gidemiyor. Öne çekilmesine rağmen Genelkurmay Başkanı, Kara Kuvvetleri Komutanı, Hava Kuvvetleri Komutanı derdest ediliyor. Öncelikle askeri bir direnişi engelliyorlar. Komuta kademesinden sadece Deniz Kuvvetleri Komutanını alamamışlar ki o da yakalanmamak için sürekli adres değiştiriyor. Direnebilecek valilik ve emniyet müdürlüklerini işgal ediyorlar.


CUMHURBAŞKANI TESLİM OLMADI KAÇMADI

Havaalanlarını, köprüleri, şehirlerin giriş ve çıkışlarını işgal ederek kontrolü ele geçirmeyi amaçlayan örgüt, Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında yanlış değerlendirme yaptığı için darbenin kaderi değişiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan kaçıp saklanmadığı gibi ortalığın ateş alanına döndüğü İstanbul’a hem de uçakla gelmiş, ölmeyi göze almış ama halkının yanına gelmiş ve milleti arkasına almıştır. Onun bu duruşu ve çağrısıyla milyonlar sokaklara dökülmüştür. İstanbul’daki emniyet birimlerini işgal girişiminde bulunan sanıklardan biri şöyle demişti: “Polisler içeride biz de dışarda onlarla konuşuyor, birbirimizi ikna etmeye çalışıyorduk. Bir süre sonra bir anda nerden nasıl geldiğini anlamadığımız bir insan seli üzerimize doğru sloganlarla gelip bağırıp çağırıyordu. İnsanlar o saatte nasıl bir araya gelip oraya geldi anlamadık. Sonradan Cumhurbaşkanının çağrısıyla geldiklerini öğrendik.” Tabiri caizse halk darbecileri püskürttü.


ÖLÜM KALIM MESAJI

Örgütün karar vericileri yurt dışında olduğundan yaşananları doğru anlayamadı. 15 Temmuz gecesi Akıncı Üssü’nde yakalanan sivil mahrem imamlardan Hakan Çiçek’in telefonunda elde edilen bilgilerden anlaşıldığı kadarıyla darbenin bataklığa saplandığı görülüyor. Darbenin deşifre olduğunu değerlendiren Hakan Çiçek, örgüt yöneticileriyle Viber gibi bazı uygulamaları kullanarak, “Abim, çok acil teli ver kendisine… Ölüm kalım… Abim bozun namazı… Sen yanında ol… Aramak gerekirse… Buradayım…, Tmm yanınızda olsun ihtiyaç olursa…” gibi yazışmalar yapmış. Bu, örgütün hızlı karar alma ve analiz etme konusunda yaşadığı sorunları göstermesi bakımından da önem arz ediyor. Aynı zamanda bu yazışmalar örgütün yurt dışı ayağını da deşifre ediyor tabii ki.

#15 Temmuz
#hain
#darbe girişimi
#27 Mayıs
#12 Eylül
1 ay önce