Sivas'ta, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) Türk Silahlı Kuvvetlerindeki (TSK) yapılanmasına yönelik operasyonda gözaltına alındıktan sonra itirafçı olan astsubay, örgütün askeri okullara öğrenci kazandırmak için izlediği taktikleri anlattı.
Sivas Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen FETÖ'nün askeri mahrem yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında gözaltına alındıktan sonra etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanarak itirafçı olan astsubay A.Ç, örgütle 2003 yılında tanıştığını belirtti.
"Hilal" ve "Merve" adı verilen örgüt evlerine ders çalışmak amacıyla gittiğini ve bu dönemde askeri okullara yönlendirildiğini ileri süren A.Ç, meslek lisesi mezunu olduğu için puanının düşük olması bahanesiyle örgüt sorumlularının telkiniyle askeri okulların sınavlarına hazırlandığını kaydetti.
Askeri okul sınavları ve mülakatlarına hazırlandığı dönemde örgüt sorumlularının birçok yönlendirmesiyle karşılaştığını ifade eden itirafçı astsubay, şunları söyledi:
"2004 yılında üniversite giriş sınavında barajı geçtim ve Kara Kuvvetleri Komutanlığına ait formları aldık. Formu doldurduğumuz sırada aile fotoğrafı istendiği için sorumlumuz bana, 'Senin annenin başı kapalı, peruklu fotoğraf çektirsin, baban sakallı, sakallarını kessin ya da kirli sakalı fotoğraf çektirsin.' dedi. Mülakat sırasında bana dik bir şekilde ellerimiz dizlerimizde oturmamız gerektiğini söyledi. 'Ailende namaz kılan var mı?', 'Sen namaz kılar mısın?' şeklindeki sorulara ne dinden kopuk ne de çok dine düşkün biri gibi cevap vermemi istedi."
Sınavı kazanıp askeri okula başladığında da benzer yönlendirmelerin devam ettiğine dikkati çeken A.Ç, sorumlusunun, askeri okulda namazı göz iması ile kılması, abdesti toprak aramaksızın elbisesinin üstündeki tozla teyemmümle alması gerektiğini tavsiye ettiğini, bunları yaparken de çevresindekilere belli etmemesi hususunda dikkatli olmasını istediğini anlattı.
Sorumlusunun namazı oturarak, yatarak her şekilde kılabileceğini söylediğini dile getiren A.Ç, ifadesini şöyle sürdürdü:
"Namaz kılarken hareketleri başla yapabileceğimi, kıblenin 15 derece farkı olsa da bunun sıkıntı olmayacağını, namaz kıldığım esnada biri bana seslendiği zaman selam vermeden direkt cevap vermem gerektiğini, daha sonra ise namazımı tekrar kılmam gerektiğini söyledi. Sorumlum çarşı iznine çıktığım sırada parkta bekliyordu, onunla göz teması kurarak takip etmeye başladım, bir eve götürdü. Eve girdiğimizde cep telefonlarımızın bataryalarını sökerek kapattı.
Benim askeri okuldaki bölümümde içki içen, kumar oynayan, kadınlara düşkün, gayrimeşru hayat yaşamayı seven kişilerin isimlerini sordu. Ben de sınıfımda bulunan kişilerin bilgilerini tek tek verdim, bunları not alıp bilgisayarına kaydetti."
A.Ç, terör örgütünün evlilerin maaşlarından yüzde 10, çocuğu olanlardan yüzde 5 ve bekarlardan yüzde 20 himmet aldığını kaydetti.
Uzun süre bu yapıdan kimseyle görüşmediğini ancak kendisine telefonla ulaştıklarını ileri süren A.Ç, "Çağırdıkları yere gittim. 'Senin bu halin ne olacak, seninle ne yapacağız?' diyerek bana telkinde bulundular. Sorumlum benden para istedi. Ben de 'Yok' dedim, '50-100 lira ne var ise ver.' dedi. Ben de yeni motor aldım, param yok dedim, 'Niye bizden habersiz alıyorsun?' diye kızdı. 'Bak, sonra şefkat tokadı yiyeceksin.' dedi. Beni daha sonra aramaya devam ettiler. Cemaatten kurtarmak istememe rağmen bir türlü peşimi bırakmadılar." beyanında bulundu.