Dosya raftan inince kaçtı

Akademisyen Necip Hablemitoğlu’nun 18 Aralık 2002 tarihinde evinin önünde öldürülmesiyle ilgili soruşturmada, temmuzda Ukrayna’da yakalanan Bozkır ile ilgili ayrıntılara ulaşıldı. FETÖ’nün polis ve savcıları eliyle karartılmaya çalışılan suikast dosyası, örgütün yargıdaki etkisinin kırıldığı 2015 yılında yeniden raftan indirildi ve soruşturmaya sil baştan başlandı. Bozkır’ın da 2015 yılında Ukrayna’ya kaçtığı belirlendi. Şüphelinin öncesinde ise Türkiye’de olduğu anlaşıldı. Bu durum, Bozkır’ın dosyanın yeniden canlandığını öğrendikten sonra yurt dışına kaçtığı şeklinde değerlendirildi.

SUİKASTÇININ İZİ SÜRÜLDÜ

Ankara Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturmada, Türkiye’ye iade süreci devam eden Bozkır’ın nasıl tespit edildiğine ilişkin ayrıntılara da ulaşıldı. Soruşturmaya yeniden başlanmasıyla birlikte, cinayetten önce takip edildiği değerlendirilen Hablemitoğlu’nun HTS irtibatları ile gittiği tüm yerlerdeki baz istasyonları mercek altına alındı. Bu kapsamda ilk olarak 7 Ocak 2016’da Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’ndan (TİB), Hablemitoğlu ile eşi Şengül Hablemitoğlu’nun kullandığı telefonların HTS kayıtları ve baz verileri ile söz konusu baz istasyonlarını kullanan diğer abonelere ait bilgilerin tespit edilmesi istendi. Ayrıca yine Hablemitoğlu’nun evinin bulunduğu Çankaya ilçesi Portakal Çiçeği Sokak ve görev yaptığı Ankara Üniversitesi yakınında bulunan baz istasyonlarını 18 Kasım 2002 ile 20 Aralık 2002 tarihleri arasında kullanan telefon numaralarının da çıkarılması talep edildi.

BAZ VERİLERİ BOZKIR’A GÖTÜRDÜ

Ayrıca yine 2016 Nisan tarihinde alınan mahkeme kararıyla, söz konusu verilerin daha sağlıklı analiz edilebilmesi için Hablemitoğlu’nun ülke geneli Call Detail Records (Çağrı Detay Raporu) verileri, cinayet günü olan 18 Aralık 2002 tarihinden 6 ay öncesi ve 6 ay sonrası olacak şekilde TİB’den istenildi. Başsavcılık, TİB tarafından gönderilen verileri İstihbarat Daire Başkanlığı’na göndererek bütün teknik imkanların kullanılması suretiyle özel bir ekip tarafından incelenmesini istedi. Yapılan analiz sonucunda ise TSK’dan ihraç edilen Bozkır’a ulaşıldı.

CİNAYET YERİNDEN SİNYAL VERMİŞ

Araştırma sonucunda Bozkır’ın telefonunun, cinayet günü Hablemitoğlu’nun evinin yakınından sinyal verdiği tespit edildi. Ayrıca yine Bozkır’ın, telefon sinyallerinden olay yeri civarında olduğu anlaşılan bir kişiyle de görüşme yaptığı belirlendi. Bu arada Bozkır’ın söz konusu görüşmeden sonra telefonundan sinyal alınamadığı dolayısıyla hattını telefonundan çıkarmış olabileceği değerlendirirken, suikast gerçekleştikten sonraki bir saatte ise Gölbaşı Mogan Gölü yakınlarından sinyal verdiği de öğrenildi.

Şüpheler Bozkır’da yoğunlaştı

Soruşturmaya yeniden başlanmasının ardından Başsavcılık, çekirdek ve boş kovanı yeniden incelettirdi. Yapılan incelemede, merminin ucunun kesildiği ve içeriye doğru kıvrıldığı belirlendi. Bu yöntemin sadece özel birimler tarafından kullanılabileceği belirtilirken, böyle bir cinayeti de özel kuvvetler mensubu askerler veya özel harekat polisleri gibi eğitimli kişilerin işleyebileceği ihtimali üzerinde duruldu. Yine bu kapsamda, ordudan ve emniyetten atılan ya da ayrılanlardan yurt dışına gidenlerin olup olmadığı da araştırılıyordu. Söz konusu tespitler de baz verilerinden çıkan eski özel kuvvetler personeli Nuri Gökhan Bozkır üzerindeki şüpheleri iyice arttırdı. Interpol tarafından çıkarılan kırmızı bülten uyarınca Ukrayna güvenlik güçlerince başkent Kiev’de gözaltına alınan Bozkır’ın Türkiye’ye iadesi istendi. Adalet Bakanlığı’nın iade talebi önümüzdeki günlerde Ukrayna Mahkemesi tarafından karara bağlanacak.

FETÖ takip etmiş

15 Temmuz darbe girişimi sırasında İstihbarat Daire Başkanlığı yakınlarında yakalanan Haşim Türker’in üzerinden ele geçirilen telefondaki Eagle mesajları da Hablemitoğlu soruşturma dosyasına girdi. Tango görünümlü FETÖ haberleşme programından, İstihbarat Daire Başkanlığında teknik eleman olarak çalışan Hami kod adlı Hamdi Özdere’nin 15 Temmuz günü saat 12.58’de “Necip Hablemitoğlu cinayeti ile alakalı 18.02.2002 öncesi ve sonrası 6 aylık CDR verilerini şirketlerden istemişler, onlar da ne var ne yok vermişler ilgili tarihler ile alakalı” şeklinde mesaj paylaştığı belirlendi. Başsavcılık tarafından 24 Şubat 2017’de İstihbarat Daire Başkanlığına yazılan yazıda, Hamdi Özdere’nin Call Detail Records kayıtları ile ilgili araştırmada görevlendirilip görevlendirilmediği, bu kayıtlara zarar verip vermediği hususlarının araştırılmasının istendiği öğrenildi.