|

Cumhuriyet gazetesi Zaman'la paralel çalıştı

Cumhuriyet gazetesinin yönetici ve yazarlarının da aralarında olduğu 19 kişi hakkındaki soruşturma tamamlandı. İddianamede, Zaman gazetesi ile Cumhuriyet gazetesinin benzer manşetler attıklarına vurgu yapılarak yayınların ortak havuz tarafından koordine edildiği kanaati dile getirildi.

Yeni Şafak ve
04:00 - 5/04/2017 Çarşamba
Güncelleme: 07:00 - 5/04/2017 Çarşamba
Yeni Şafak
​Cumhuriyet gazetesi Zaman'la paralel çalıştı
​Cumhuriyet gazetesi Zaman'la paralel çalıştı

Cumhuriyet gazetesi yönetici ve yazarları hakkında “PKK/KCK, FETÖ ve DHKP/C’ye müzahir oldukları” iddiasına ilişkin Can Dündar, Akın Atalay, Ahmet Şık, Bülent Utku, Kadri Gürsel ve Aydın Engin ile “jeansbiri” hesabının sahibinin de aralarında bulunduğu 19 şüpheli hakkındaki soruşturma tamamlandı. İiddianamede, şüphelilerin, FETÖ mensubu ve ByLock kullandığı gerekçesiyle tutuklanan veya firari durumda olanlarla yoğun irtibatları bulunduğu belirtildi.


ÖRGÜTÜN SÖZCÜSÜ OLDULAR

Basın özgürlüğü kavramının irdelendiği iddianamede, gazetenin, FETÖ, PKK/KCK ve DHKP/C lehinde çalışan bir yayın organı haline getirilmesinin, yayın politikasındaki değişimin şüpheli Can Dündar’ın genel yayın yönetmenliğine getirilmesiyle başladığı belirtildi. Cumhuriyet’in son dönemde yıkıcı ve bölücü manipülasyonlara yönelik haberlere imza attığı, terör örgütü liderlerinin şiddet çağrısı yaptıkları açıklamalara yer verdiği, terör örgütlerini sevimli ve meşru gösterdiği, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni ise terör örgütleri ile irtibatlandırma gayretine girdiği ifade edildi. Firari Can Dündar’ın gazetenin başına geçtiği 2013 yılından hemen sonra gazetenin kuruluş amaç ve hedeflerini dışına çıkarak farklı bir yörüngeye oturduğu vurgulanan iddianamede, “Gazete bu dönemde adeta FETÖ, PKK ve DHKP-C'nin savunucusu ve kollayıcısı olmuştur” ifadeleri kullanıldı.


ORTAK MANŞETLER

Tanık beyanına göre, Cumhuriyet ve Zaman gazetelerinde atılan manşetlerin benzerliklerine dikkati çekilen iddianamede, manşetlerin ortak havuz tarafından koordine edildiği kanaati dile getirildi. Gazetede yer alan bazı haberlere yer verilen iddianamede, 2 Haziran 2015’te Ayşe Yıldırım’ın PKK/KCK elebaşı Cemil Bayık ile Kandil’de yaptığı röportajla, PKK/KCK terör örgütünü gençler ve sivil toplum kuruluşlarının son derece hassas olduğu çevre duyarlılığı üzerinden övmeye ve örgüte sempati kazandırmaya çalışıldığı, örgütün propagandasının yapıldığı kaydedildi.


BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ SINIRSIZ DEĞİL

İddianamede, şu değerlendirme yapıldı: “Basın özgürlüğü sınırsız olmayıp hem ulusal hem de uluslararası mevzuatta bazı sınırlamaları bulunmaktadır. Olaylar hakkında kasıtlı olarak yanlış ya da eksik bilgilendirme, topluma sunulanların seçimi ve sunuş biçiminin belirlenmesinde manipülatif yaklaşımlar sergilenmesi gibi konular medya etiğini ilgilendirdiği gibi hukuki açıdan da basın özgürlüğünün sınırlarını belirlemesi bakımından önemlidir.” İddianamede, yazılan yazılar, atılan manşetler ve sosyal medya paylaşımlarının terör örgütlerinin amaçlarına hizmet ettiği vurgulandı.

PKK ve DHKP/C’ye
çalıştı

İddianamede, şüpheliler Can Dündar, Mehmet Murat Sabuncu, Mehmet Kadri Gürsel, Aydın Engin’in 7,5 yıl 15 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istendi.


Gazetenin İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay ve Mehmet Orhan Erinç’in 11,5 yıldan 43 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edilen iddianamede, Ahmet Şık’ın “PKK ve DHKP/C’’ silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte yardım etmek” suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması talep edildi.

Masum değiller

Şüphelilerin 15 Temmuz'a kadar FETÖ lehine algı yarattıkları anlatılan iddianamede şunlar kaydedildi: “Yazılan yazılar, atılan manşetler ve sosyal medya paylaşımlarının masum ve hukuka uygun eylemler olmadığı, terör örgütlerinin amaçlarına hizmet ettiği aşikardır. Uzun gazetecilik geçmişi olan şüphelilerin bu durumu hata, dikkatsizlik veya bilgisizlikle açıklamaları da mümkün değildir.”

#FETÖ
#PKK
#KCK
#Cumhuriyet gazetesi
7 yıl önce