|

Cumhurbaşkanımız adeta ölmek için uçtu

FETÖ ile mücadele konusunda önemli bir yer teşkil eden Adalet Bakanı Bekir Bozdağ Darbecilerin saldırılarına rağmen 'Meclis korktu, kaçtı' denilmemesi için Meclis’i terk etmediklerini aktardı. Bozdağ, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın o gece ölmeyi göze alarak Marmaris’ten havalandığını söyledi. Bozdağ, 'Halk bunu gördüğü için Tayyip beyin arkasına düştü. Hani derler ya: Lider çalının arkasına saklanırsa, halk dağın arkasına saklanır.'

Yeni Şafak ve
02:13 - 15/07/2017 Cumartesi
Güncelleme: 17:20 - 15/07/2017 Cumartesi
Yeni Şafak
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, 15 Temmuz darbe girişimi yıldönümünde o gece yaşadıklarını paylaştı. Darbe haberini aldıktan sonra büyük oğlu ile sivil bir araçla evden çıktılarını söyleyen Bakan Bozdağ, “ Abdest aldıktan sonra evden çıkıp Meclis’e geçtik. Korumalara haber vermedim. Aklımda Kızılay’a gitmek vardı. Arkadaşlarla istişare ettikten sonra Meclis’e gitmeye karar verdim. Işıkları kapatarak arka kapından içeri girdik” dedi.

15 Temmuz gecesi darbe teşebbüsü yaşandığını nasıl öğrendiniz?

O gün Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nin ilk mezuniyet töreni vardı, ona katılmıştık. Akşam ezanı okunduktan sonra biz tören yerinden ayrıldık. Benim evim Eskişehir yolu üzerinde bulunduğumuz yer ile evim arasında uzak mesafe var. Oradan eve geldik. Her şey normaldi. Eşim bayram münasebetiyle Yozgat’taydı. Çocuklar da evde yoktu. Büyük oğlum teyzesindeydi. Evde yalnızdım ben. Televizyonlara da bakmıyordum. O arada, Müsteşarım Kenan İpek bey beni aradı. ‘Sayın Bakanım uçaklar Ankara’da alçaktan uçuyorlar, İstanbul’da da köprü kapatıldı. Neler oluyor bir bilginiz var mı?’ diye sordu. ‘Benim bir bilgim yok’ dedim. Ben hemen televizyonları açtım. Baktım hakikaten İstanbul’da köprü kapandı gibi alt yazılar geçiyor. Diğer kanallar baktım hepsi öyle.

HALKLA BERABER OLALIM KARARI ALDIK
İlk olarak kiminle iletişim kurdunuz?

Ben hemen İçişleri Bakanımızı aradım. Ne oluyor diye, ancak Efkan beye ulaşamadım. Hakan beyi aradım ona da ulaşamadım. Başbakanımızı, Cumhurbaşkanımızı aradım. Cumhurbaşkanımız telefonu açmadı. Sonra sayın Başbakanımız müsait oldu açtı. Ben ilk olarak Başbakanımızla görüşme fırsatı buldum kendisine durumun ne olduğunu sorduğumda bana bir darbe teşebbüsü olduğunu ifade etti. O arada bir istişare yaptık Başbakanımızla ne yapalım diye. Beraber orada şunu değerlendirdik; Darbeye karşı biz meydanlara çıkalım. Halkla beraber olalım ve bunu hemen millete açıklayalım. Darbe olduğunu ama hükümetin iş başında olduğunu ve milletle beraber bu işin üstesinden gelebileceğimizi halka duyuralım ki panik havası oluşmasın. Ondan sonra kapattık telefonu.

ABDEST ALIP EVDEN ÇIKTIM
Bu görüşmelerin ardından evde beklediniz yoksa evden çıktınız mı?

Ben bir abdest aldım, elbisemi giydim korumalara haber vermedim. Çünkü onların içinde kim nedir bilemem. Yani her ihtimali hesap ederek söylüyorum, benim korumaların hepsi sağlam çocuklar ama aklıma bin türlü şey geldi. Benim kafamda Kızılay’a doğru gideyim halkla beraber darbeye karşı mücadele ederim diye bir düşüncem vardı. Eşimi de aramadım korkmasınlar diye. Ama sağolsunlar onlar beni aradılar görüştük. Ben abdest aldım, tam kapıya doğru giderken büyük oğlum geldi. Sivil arabaya bindik evden çıktık.

MECLİSE ARKA
KAPIDAN YAYAN GİRDİK
TBMM’ye nasıl ulaştınız, kapılarda tanklar, askerler var mıydı?

Meclis’e arka taraftan girdik. Işıkları karartarak girdik, çünkü helikopterler var. Uçaklar biraz daha yukardan gidiyor ama etrafta askeri araçlar, Çankaya Kapı ile Dikmen Kapıda askeri araçların olduğunu söylediler. Biz arka kapıdan yürüyerek içeri girdik. Oradan içeri Meclisin bahçesine girdik, Mecliste Genel Kurul salonuna geldik. O zaman Genel Kurulda İsmail Bey meclisi yönetiyor ve orada da bazı milletvekili arkadaşlarımız var. AK Parti, MHP, CHP’den genel başkan yardımcıları, grup başkan vekilleri ve epeyce milletvekili var içeride ve milletvekili olmayan vatandaşlarımız var içeride. Konuşmalar devam ediyor orada Meclis açık. Hükümet adında da ben söz aldım. Konuşmamın bir yerinde kaçıncı dakikası olduğunu bilmiyorum ama bir bomba atıldı, çok büyük bir gürültü oldu, ses müthiş yankılandı, avizeler sallandı. Çok büyük bir gürültü koptu. Ses müthiş yankılandı. Avizeler sallandı. Hatta avizelerin olduğu yerde tozlar kalktı. Aşağıdan da tozlar kalktı. Milletvekilleri sağa sola doğru kaykıldılar. Ama ben konuşmamı kesmedim. Ben devam ettim konuşmama. Aradan ne kadar geçti bilmiyorum. Bir 5 dakika mı, biraz az mı, fazla mı bilmiyorum ama bu sefer ikinci bir bomba aynı konuşma içerisinde atıldı. Ama ikinci bomba sanki yanı başımıza düşmüş gibi bir tesir yaptı. Her şeyi daha fazla hissedildi. O arada da gürültüler milletvekilleri arasından yükselmeye başladı.

MECLİS KORKTU,
KAÇTI’ DERLER
Meclis’teki tutumunuz büyük yankı buldu. 15 Temmuz sonrasında da sık sık yayınlandı. O anları ve yaşadığınız duyguyu paylaşır mısınız?

Ben konuşmaya odaklandığım için fazla kulak kabartmamıştım ama Meclis başkanının etrafında bir kümelenme var. Herkesin arkama doğru koştuğunu görünce, bir kulak kabarttım ne oldu diye ama bir yandan da konuşmaya devam ediyorum bu arada. Şu sesleri duydum arkamda bazı milletvekillerinin Meclis Başkanımız İsmail Kahraman Bey’e ‘Başkanım burada duygusal olmamak lazım, bu bomba Meclisin üzerine düşseydi, bir sürü insan ölebilirdi, bir devlet aklına ihtiyaç var, sığınağa gidelim.’ şeklinde bir öneri getiriliyor. Başkanın onlara ne cevap verdiği anlaşılmıyor. Bunu bir arkadaşımız söyledi. Başkaları da onu teyit eden şeyler söyleyince benim o anda aklımdan şu geçti; ‘Eyvah eğer Meclis şimdi telaşla kapatır buradan sığınağa giderse bunu da halk görürse bir korku ve paniğe neden olabilir ve o zaman meydana vatandaş gelmez, meydanda olan vatandaş da meydandan ayrılabilir ve çok büyük bir olumsuz netice doğurabilir.’ şeklinde aklımdan çok hızlıca geçenler bunlardı. Ben kürsüyü bıraktım, döndüm Meclis Başkanımıza geldim ve bu düşüncelerimi kendilerine aktardım. Ondan sonrada “Eğer biz bırakıp gidersek ‘Meclis korktu, kaçtı’ derler. Halk meydana gelmez. Meydana gelenler ise endişeye kapılıp meydanı terk edebilir. Bize düşen burada ölmektir.” anlamına gelen cümleler söylemişim.

Darbe teşebbüsünü başarısızlığa götüren kırılma anı sizce neydi?

12 Eylül olduğunda liderler nerede? Hiçbiri piyasada yok. Hepsi arabayla firarda veya evine darbecileri bekliyorlar. Daha önceki muhtıralarda da öyle. Bugüne kadar Türkiye’nin iktidarlarından hangi darbeye muhatap olmuş iktidar veya muhtıraya muhatap olmuş iktidarlar darbecilere ve muhtıracılara tavır koydu, meydan okudu var mı örneği? Yok. Ama şimdi bakın Başbakanımız, Cumhurbaşkanımız, Bakanlarımız, hükümetimiz hep beraber ayakta. Şimdi başbakan biz bunların üstesinden geleceğiz diye açıklama yapıyor. Darbe olduğunu söyledi, hükümet işin başındadır, teslim olmayacağız. Bakanların hepsi televizyonlarda aynı mücadeleyi verdiler ve meydanda da aynı mücadeleyi verdiler. Hükümet kaçmadı, saklanmadı. Cumhurbaşkanımız kendisini infaza gelen FETÖ’cü teröristlere rağmen orada bir açıklama yaptı; ‘Ben halkın gücü üstünde bir güç tanımıyorum. Halkın çıksın meydanlara. O darbeciler tankıyla, topuyla gelsinler ne yapacaklarsa yapsınlar’ dedi. Bu milli iradeye, millete sahip çıkan ve ölümüne sahip çıkan bir anlayıştır. Darbenin kırılma anı Sayın Cumhurbaşkanımızın televizyonlara çıkarak yaptığı açıklamadır. Sayın Cumhurbaşkanımızın halkımızı meydanlara çağırdığı ‘Ben milletin gücünün üstünde bu güne kadar güç tanımadım. Çıkın meydanlara onlar tankıyla, topuyla gelsinler ne yapıyorlarsa yapsınlar’ dediği andır.Sayın Cumhurbaşkanımızın bu açıklaması darbecileri ve o darbeye destek veren bütün karanlık ve alçak güçlerin ayarlarını bozdu. Sayın Cumhurbaşkanımızın konuşması adeta tarihin akışını değiştirdi. Millet akın akın sokaklara indi. Ankara dışına giden araçlar var diyordum ya bir zaman sonra bir baktım bu araçların tamamı Ankara’nın merkezine döndü. Çağrıdan önce de dönmeye başlamıştı çağrıdan sonra her taraf kilitlendi.

O GECE ÖLMEK İÇİN UÇTU

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın tutumu diğer öncelik darbelere muhatap olan liderlerin tutumuyla mukayese dahi edilemez. Tayyip bey bir darbeye muhatap kalıyor ve darbeciler onu almaya gidiyor. Ülkede hava hakimiyeti onların eline geçmiş durumda, Ankara bomba altında, köprüler tutulmuş, her tarafta bir hareketlilik var bunu herkes görüyor, bu ortamda şimdi ne yapabilir? Kaçabilir, saklanabilir, başka bir ülkeye sığınabilir, darbecilerle uzlaşma yoluna gidebilir, bir süre alternatifi var veya mücadele edebilir. Tayyip bey ne yapıyor? Halkı meydanlara çağırıyor, kendisi de havadan halkın arasına geliyor. Adeta ölmek için uçuyor ve halkıyla beraber darbecilerle ölümüne mücadele etmeye karar veriyor, halk bunu gördüğü için Tayyip beyin arkasına düştü. Hani derler ya: Lider çalının arkasına saklanırsa, halk dağın arkasına saklanır.

KURTULUŞ SAVAŞINDAKİ
GİBİ YEKVÜCUT

Aziz Türk milleti Kurtuluş Savaşı yıllarında İtalyanların, İngilizlerin, Fransızların, Yunanlıların, Rusların Anadolu’nun dört bir yanını işgal ettikleri dönemde Atatürk’ün cesur liderliği ve çağırısı arkasında nasıl herkes farklılıkları bir kenara bırakıp ölmeye karar verip, ölümüne mücadele için yola çıkıp bütün düşmanlardan yurdu temizlemişse aradan geçen yüzyıl sonra Türk milleti bu kez de Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın arkasında bu sefer demokrasisine, iradesine, hukukuna, seçilmiş iktidarına, Meclisine, anayasal düzenine, vatan ve milletin bağımsızlığına ölümüne sahip çıkmak için yekvücut olmuştur.

GİZLİNİN İÇİNDE
GİZLENMİŞ BİR ÖRGÜT
Darbe girişimi sonrası FETÖ çözüldü mü, nasıl bir örgütsel yapısı var?

Bu Fetullahçı terör örgütünün yapısı diğer terör örgütlerinden çok farklı. Ortaya çıkan bilgiler çerçevesinde söylüyorum. PKK, DHKP-C birer terör örgütü olarak biliniyor. FETÖ aleni bir örgüt değil, gizli, gizlinin içinde de gizlenmiş bir örgüt bulunuyor. Bu örgütün nerede ne kadar olduğuna dair kimsenin tam bir bilgisi yok. Yargıda, orduda, emniyette, devletin diğer kurumlarında bu örgüt ile irtifak ve iltisak için olanlara büyük bir darbe vurulmuştur. Bundan geri adım yoktur. Türkiye’de bundan sonra hiçbir gücün Türkiye’nin iradesinin üstünde, devletin ve anayasal iradesinin üzerine bir irade ortaya koymaması için demokrasimizi kökleştireceğiz.

TÜRK MİLLETİ ALÇAKLARI
15 TEMMUZ’DA YENDİ
Sizce benzer bir darbe girişiminin yaşanma ihtimali var mı?

Ben inancım şu: Ben sadece FETÖ için demiyorum, Türkiye’de başka hesaplarla darbe yapma rüyası gören herkes için söylüyorum. Bundan sonra Türkiye’de hiçbir gücün darbe teşebbüsüne kalkması halinde başarılı olma imkanı yoktur. Çok açık söylüyorum. Çünkü bu millet darbecilerin gerçek yüzünü görmüştür. Bundan sonra kim teşebbüse kalkarsa karşısında Türk milletini bulacaktır.

MEDYAMIZ ÖRNEK OLDU

Öyle eskisi gibi TRT’de bildiri okutarak, darbe yapma dönemi de kapanmıştır. Çünkü yüzlerce özel kanal, binlerce özel radyo ve sosyal medya, internet dünyası. Bütün bunları aldığınızda da teknik olarak da böyle bir şeyin mümkün olmadığını görürsünüz. Çünkü o gece özel radyo ve televizyonlar başta olmak üzere tüm medya organları gerçekten bütün dünyaya örnek olacak bir davranışı ortaya koymuştur. Ben Türkiye’de darbeler döneminin kapandığını düşünüyorum.

#15 Temmuz Darbe Girişimi
7 yıl önce