Meclis, 26. Dönem. 3. Yasama yılının ilk haftasına yoğun bir gündemle başlıyor. TBMM Genel Kurulu, yeni yasama yılında, 3 Ekim Salı gününden itibaren yeni İçtüzük hükümlerine göre çalışacak.
Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"15 Temmuz gibi felaketler ülkenin birliklerinin, dayanışmalarının test edildiği imtihanlardır. Biz bu imtihanı alnımızın akıyla verdik.
15 Temmuz artık Malazgirt gibi, Çanakkale gibi hepimizin ortak bir değeridir.
Anayasa değişikliğine göre, Türkiye 2019 seçimlerinin ardından Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçecektir. Yeni sistem anayasa, yürütme ve yargı arasındaki ilişkileri netleştirdi. Yasalar Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin üzerinde."
"Yeni sistem, asıl kararları hep millete bırakıyor. Türkiye, milli iradenin bu derece güçlendiği bir sisteme kavuşmuştur. Bu vesileyle ülkemizde ilk defa böyle köklü bir değişim reformunu hayata geçirmemize katkı sağlayan herkese bir kez daha teşekkür ediyorum.
Ülkemizi her alanda dünyanın en büyük 10 devletinden biri haline getirme hedefimizden en küçük bir taviz vermedik, vermeyeceğiz. 2023 hedeflerimiz doğrultusunda, büyük ve güçlü Türkiye idealine biraz daha yaklaşıyoruz.
Özellikle, geçtiğimiz hafta tezkere konusunda Meclisimizin gösterdiği, bir parti hariç, birlik beraberlik tutumunu takdirle karşıladığımı belirtmek istiyorum. Meclisimizde milli konularda dayanışmanın daha güçlü sergileneceğini ümit ediyorum.
Kadim medeniyetlerin bile yaşamakta zorluk çektiği kaotik bir dönemde bölgesel bir güç olarak bağımsızlığa gitmek, küresel güçlerin oyuncağı olmaktan başka bir işe yaramaz. Bir fitne kuyusunun kazılmasına biz göz yumamayız. Yanıbaşındaki Türkiye'yi karşısına almak uğruna, uzaklardan destek bekleyen Kuzey Irak, hüsrana uğramaya mahkumdur.
OHAL uygulamasına yönelik bir takım nitelemeler kabul edilebilir gibi değil. Bugüne kadar terör örgütü ve destekçileri haricinde hiç kimse OHAL'den zarar görmedi.
İdlib'de güvenli bir alan oluşturmanın gayreti içerisindeyiz. Biz Türkiye olarak, sınırlarımızın içinde ve dışında terör örgütleriyle mücadelede kararlılığımızı sürdüreceğiz.
Irak, ilk Körfez Savaşı'ndan bu yana istikrara kavuşamamıştır. Bir de bu sıkıntıya Kuzey Irak yönetiminin attığı yanlış adımlar eklenmiştir. Kuzey Irak yönetiminin yaptığı referandumun herhangi bir karşılığı yoktur. Buna rağmen, bu teşebbüs başlı başına bir sorundur.
Bizim Avrupa Birliği üyeliğine ihtiyacımız kalmamıştır. Bugün Avrupa Birliği bir atılım yapacaksa, o da Türkiye'yi katarak gerçek bir hamle başlatmasıdır. Eğer Avrupa Birliği bunu yaparsa biz buradayız. Avrupa'nın geleceğine de katkı vermekten memnuniyet duyarız. Yapmazsa da bizim için hiç fark etmez. Kendi yolumuzda ilerlemeye devam ederiz."
"Meclis'imiz 15 Temmuz'da ikinci kez gazi unvanını almayı hak etti.
Ülkemiz bütün ekonomik ve sosyal adımlarını uzun soluklu hükümetler döneminde gerçekleştirdi."
