Kayseri'de Abdullah Gül Müzesi'nin açılışı düzenlendi. Açılışa Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 11'inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Binali Yıldırım ve eski Başbakan Ahmet Davutoğlu da katıldı.
"Tüm yol arkadaşlarımız burada. İlk günden bu yana olduğu gibi, birlikte bir aradayız.
Millet iradesini vesayet odaklarına karşı korumak için hep birlikte çalıştık."
"Burayı bir siyasi tarih müzesi olarak da düşündük. Bu müzeyi gezenler Türkiye tarihini görebilirler. Acı-tatlı günlerimizi, başarılarımızı, sıkıntılarımızı görebilirler. Daha sonra tabii ki de benimle ilgili bölümler var. Benim siyaset tarzımı, öne çıkardığım konuları, dikkati çektiğim konuları bu müze özet olarak sunmaktadır. Bu müze, aslında hepimizin hatıralarını yansıtmakta.
Türkiye'de birçok tabu vardı, bu tabuların hepsini beraber yıktık. Türkiye'yi ekonomik olarak geliştirdik. Dış politikada hep beraber çok güzel işler yaptık. Doğu ve Batı ile ilişkilerimizi olağanüstü geliştirdik.
15 Temmuz'dan bir gün önce Erol Olçok ile burada planlama yapmıştık. Her şeyi planladığını söylemişti. Öyle vedalaşmıştık. Ertesi gün maalesef kendisini kaybettik. Tabii ki suçlu ve suçsuzları titizlikle ayıklayıp, suçu hak edenlere gerekli cezaların verileceği herkesin emin olduğu husustur."
"Ülkemizde siyasi tarih müze geleneği yavaş yavaş oluşmaya başladı. Cumhurbaşkanlığı olarak, eski cumhurbaşkanları adına müzeleri destekliyoruz.
Abdullah Gül ile siyasi yol arkadaşlığımız 1991'de başlamış, sonrasında kesintisiz sürmüştür.
Cumhuriyet mitingleri, 27 Nisan bildirisiyle milletin ve TBM'nin iradesine karşı meydan okumaya çevrilen seçim süreci 367 garabetiyle trajikomik hale gelmiştir. Abdullah Gül'ü Cumhurbaşkanlığına aday gösterdik, görev yaptığı 2007-2014 yılları arası Türkiye'nin dönüşüm dönemidir.
Ülkemizin son yıllarda yetiştirdiği en önemli devlet adamlarından olan Abdullah Gül'ün milletimin nezdinde de saygıdeğer bir yer edindiğine inanıyorum.
Bu müze ve kütüphane, Türkiye'nin nereden nereye geldiğini göstermesi açısından önemlidir.
Siyasetin dikensiz bir gül bahçesi olmadığını da attığımız adımlarla tecrübe ettik. 1997 yılı bizim için kırılma noktası oldu. Bu süreçte gönlümüz kırıldı ama milletimizle olan bağımız güçlendi. Abdullah Gül Bey ve diğer kardeşlerimizle yürüttüğmüz mücadele 2002 yılında tek başına iktidarla neticelendi. 14 yıl geride kaldı. Bu 14 yıl Türkiye'nin en büyük değişimlerini yaşadığı dönem oldu.
Kendisine şükranlarımı sunuyorum. Bu süreç içerisinde önümüzü kesme gayretlerinde son adım 15 Temmuz darbe girişimi olmuştur. İçeriden ve dışarıdan atılan bu adımla önümüzü kesmeye çalışanlar milletimizin Hakka yürüyüşüyle bunu başaramadılar. İstediğiniz kadar tanklara, toplara, F-16'lara sahip olun ama biliniz ki, bir milletin ölümü öldürmesi onun karşısında hiçbir şeyi varlık olarak koyamazsınız. 16 saatte darbeyi kendi lehine darbeye dönüştürdü.