Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi'ndeki Necip Fazıl Kısakürek Ödül Töreni'nde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
Necip Fazıl Ödülleri; fikir, sanat ve edebiyat hayatımızda bir mihenk taşına dönüşme yolunda ilerliyor.
Necip Fazıl Saygı Ödülü'nün Mustafa Kutlu ağabeye verilmesini son derece anlamlı buluyorum.
Necip Fazıl, Allah ve ahlak demenin yasak olduğu yıllarda, Müslüman asaleti ve cesaretinin timsali olarak sesini yükseltmiştir. İşporta aydınları kalemini kıramadıkları Necip Fazıl'ı ademe mahkum etmek istemiş ama başaramamıştır. Eleştirileceğini bilerek bağrından çıktığı millete kurtuluş reçetesi sunmuştur. Ruh kökünden aldığı cesaretle bu millete var olabileceğini göstermiştir. Türktür, Anadoluludur, Maraşlıdır, İslam'dan başka kaynak tanımaz.
15 Temmuz, bu ülkeyi mayasından, ruh kökünden, kadim değerlerinden koparmak için yapılmış topyekün bir işgal girişimidir.
Pensilvanya'daki şarlatandan aldıkları emirle bu millete pusu kurdular. Bu vahşeti en son Anadolu'nun işgalinde yaşamıştık. 15 Temmuz'da bir tarafta vatanını 1 dolara satan alçaklar, diğer tarafta ise vatan aşıkları vardı.
Allah'ın hidayeti, milletin direnişi ile Türkiye yeniden feraha kavuşmuştur. 15 Temmuz, yeni Türkiye'nin cemresidir. Bu millet kanı pahasına, canı pahasına bu ülkenin tek sahibinin kendisi olduğunu tüm dünyaya ilan etmiştir. 15 Temmuz bir milli şahlanıştır. Adeta Çanakkale'ye eş, kahramanlık destanıdır. Anadolu toprakları o gece bir kez daha Türk milletine vatan kılınmıştır. Hepsinden de öte 15 Temmuz, yeni Türkiye'nin cemresidir. Öyle bakıyorum.
14 yıldır devlet ve milletin barışmasından, kucaklaşmasından rahatsız olan bu çete, tıpkı 27 Mayıs'ta olduğu gibi darağaçları üzerinden iktidara yürüyecekti. Bizi Menderes'in akıbetiyle tehdit etmeleri asla boşuna değildir. Ağızlarından -affınıza sığınıyorum- salyalar akarak 'Şafakta asacağız' diye efelenmeleri asla kurusıkı bir tehdit değildir.
İstikbal; Ömer Halisdemir gibi şeref timsali asker yetiştiren babalarındır. İstikbal; 29 gün boyunca vatan için bağımsızlığı için nöbet tutan Türkiye'nindir. İstikbal; ellerinde bayrakları, dillerinde duaları, yüreklerinde imanları ile tankların önünde set duran kadınlarındır.
Kimsenin ötekileştirilmediği, hiç kimsenin hor, hakir görülmediği, 79 milyonun tamamının 'benim' diyerek bağrına bastığı bir yönetim anlayışını hep beraber tesis edeceğiz. Kardeşlerim, unutmayın 'Zalime merhamet mazluma zulümdür' ilkesini asla aklımızdan çıkarmadan adil, müşfik ve güçlü bir yapıyı el ele vererek kuracağız.
Bugün Parlamento'ya sunulan yeni anayasa çalışması hususunda Sayın Başbakanımıza ve MHP Genel Başkanı'na, bu çalışmalarda emeği geçen arkadaşlara huzurunuzda çok çok teşekkür ediyorum. Temenni ediyorum ki parlamento bu konuda inşallah beklenen, arzulanan kararı verir, ondan sonra da millet gerçek kararı vermek suretiyle Türkiye yol almaya devam eder.