AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, CHP'li vekillerin Özgür Suriye Ordusu'na (ÖSO) yönelik açıklamalarına sert tepki gösterdi.
Ünal, kişisel Twitter adresinden konuyla ilgili açıklama yaptı.
Ünal, açıklamasında "CHP'yi farklı terör gruplarının mücadele sahası haline getirenler, bugün FETÖ, DAEŞ ve PKK ile en etkin mücadeleyi vermiş olan iktidarımıza terörle mücadele konusunda hiç utanmadan, sıkılmadan uyarılarda bulunabiliyor. FETÖ, PKK ve DHKP-C ile olan ilişkisi iyice ayyuka çıkmış ve devletine “seri katil” diyen il başkanına sahip partinin sözcüsü çıkıp, meşruiyeti uluslararası alanda tartışılmaz olan ÖSO'yu eleştiriyor. Yedi yıllık Suriye ihtilafında meşru muhalefetin askeri kanadını oluşturan, siyasi kanadının çeşitli temsilcileri ile Cenevre ve Astana sürecine katılan, DAEŞ’le en çetin mücadeleyi veren ÖSO’yu hedef alan açıklamaların ne manaya geldiği ortadadır. Milletimizin arkasında tek yürek olduğu Zeytin Dalı Operasyonu’nun asıl hedefi olan PYD terör örgütünü konuşmak yerine ÖSO'yu konuşmayı tercih eden CHP'nin, bu milli meselede de nerede pozisyon aldığı daha operasyonun başındayken açığa çıkmıştır. Dün "Türkiye DAEŞ'e destek veriyor" yalanına payanda olan CHP,daha bu konuda milletimizden özür dilememişken ÖSO üzerinden yeni bir tartışma alanı açarak hem Zeytin Dalı Operasyonu’nun meşruiyetine gölge düşürmeye hem de asıl hedef olan PYD terör örgütünü perdelemeye çalışıyor." ifadelerini kullandı.
Lozan’ın hangi şartlarda Türkiye’ye dayatıldığının ortada olduğunu belirten Ünal," Üzerinde konuşulmasından neden rahatsız oluyorsunuz? 1950 sonrası Türkiye’nin her gelişim fırsatını darbelerle un ufak eden cuntacıların hep yanında oldunuz. Hiçbir meselenin tartışılmasına, hiçbir gelişim yeteneğinin varolmasına müsade etmediniz." ifade etti.
FETÖ gibi hastalıklı yapıların devlete sızmasının alt yapısını hazırlayanların Atatürk sonrası baskıcı Peker’ci CHP aklının olduğunu söyleyen Parti Sözcüsü Ünal, "Dünya kaotik belirsizliğe sürüklenirken, Türkiye’yi istikrarlı ve kendi haklarını koruyan pozisyonda tutan, Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğindeki millet iradesidir. Erdoğan’a, uluslararası mihraklarla birlikte aşağılık bir dille saldırmanızın da sebebi budur. 15 Temmuz’dan rahatsız olmanızın da, OHAL ile sağlanan kararlı terörle mücadele sürecinden rahatsız olmanızın da sebepleri bunlardır. Siz, “küçük olsun benim olsun” anlayışı ile değişmeyen bir Türkiye istiyorsunuz ama yaşadığımız dünya değişimi yönetmeyi, yüksek stratejik hamleleri, tehditleri ve tuzakları hızla bertaraf etmeyi gerektiriyor. Mustafa Kemal Atatürk hayatta olsaydı, siz onunla da aynı şekilde mücadele ederdiniz."