Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın FETÖ'nün 2012 hakimlik sorularını sınavdan önce ele geçirmesiyle ilgili 82 şüpheli hakkında hazırladığı iddianamede, Türkiye'deki çeşitli başsavcılıklarca yürütülen soru hırsızlığı soruşturmalarına giren 'tanık' beyanları yeraldı. Söz konusu ifadeler, yıllardır din kisvesi altında çaldığı sorularla devletin tüm kurumlarına sızan FETÖ'nün üyelerini kontrol altında tutmak için yeminler verdirdiğini, ant mektupları imzalattıklarını ortaya koydu.
İddianamede, Bursa Başsavcılığınca bir babanın şikayeti üzerine 2013'teki askeri lise sınavlarına ilişkin soruşturma başlatıldığı vurgulandı. İfadesine yer verilen baba Mahmut B., oğlu T.B.'nin FETÖ'nün dershanelerine gittiğini, bu sırada Abdullah ve Bilal kod isimli örgüt abilerinin haftada 3-4 gün eve 'ders çalıştırmaya' geldiklerini belirtti. Zamanla oğlunun davranışlarının değiştiğini kaydeden baba Mahmut B., “Oğlum, Fetullah Gülen'in vaazlarını dinlemeye ve kitaplarını okumaya başladı. Eşim de oğlumu bu evlere göndermeye devam etti” dedi.
T.B.'nin ilkokul 7. sınıfı bitirdikten sonra Abdullah ve Bilal isimli örgüt abilerinin kendisiyle görüşerek oğlunu askeri lise sınavlarına hazırlamak istediklerini, bunun için de başka bir dershaneye yerleştirilmesi gerektiğini söylediğini dile getiren Mahmut B. ifadesinde şunları kaydetti: “Bir hafta kadar sonra da Kavram Dershanesi'nin ismini verdiler. Eşim de oğlumu bu dershaneye kayıt ettirdi. Abdullah isimli şahıs Yeşilırmak Dershanesi'ndeki kayıtları sildiklerini söyledi. Oğlum, askeri lise sınavına az bir süre kala Abdullah ve Bilal'in kaldığı öğrenci evinde 10 gün süreyle kampa alındı. Eşime 'bu evde askeri lise sınavlarında çıkacak soruları çalıştırdıklarını' söylemişler. Oğlum girdiği sınavdan aldığı 497 puanla Kuleli Askeri Lisesi'ni kazandı.”
“Kayıt işlemlerinden 15-20 gün sonra oğlumun cebinde 'Hocam hizmetten kopmayacağıma, hizmetin içerisinde devam edeceğime söz veriyorum' ibarelerinin bulunduğu kendi el yazısıyla yazılmış ve imzalanmış bir ant mektubu buldum. Abdullah isimli şahsı arayarak bu mektubun ne olduğunu sordum. O da 'Herkesten alıyoruz, hocaefendiye yolluyoruz' cevabını verdi. Oğluma Enes kod adı verdiler. Eşim ve akrabaları Fetullah Gülen'e bağlıdır ve bu olaydan birinci derecede sorumludurlar. Bu olaylar nedeniyle eşim ve oğlumla aram açıldı, eşimle boşanmak üzereyiz.”
Subaylık-astsubaylık sınavlarında da soruların FETÖ tarafından çalındığını ispat eden tanık beyanları iddianameye girdi. Sakarya Başsavcılığı'nın yürüttüğü soruşturmada Hayri Y. ve Mücahit Y. isimli şahısların FETÖ yardımıyla TSK'ya girdiği iddiasına yönelik 'tanık' sıfatıyla ifade veren Mehmet Ö., şu bilgileri verdi: “Hayri ve Mücahit Y. kardeşleri mahalleden tanırım. Hayri Y. Elazığ'da okurken paralel yapıya katıldı. Subaylık sınavını kazandı. Kardeşi Mücahit Y. de astsubaylık sınavına girip aynı dönemde kazandı. Her ikisinin birden sınavı kazanmasına şaşırdığım için bunun nasıl olduğunu sordum. Hayri Y. 'Hizmet içinde olduğumuz için temiz insanların burada çalışmasını istediklerinden subaylık ve astsubaylık sorularını bize temin ettiler' dedi. Kardeşiyle birlikte FETÖ'den temin edilen bu sınav sorularını çözüp sınavı kazandıklarını anlattı.”
Avukatlıktan hakim-savcılığa geçiş için düzenlenen sınavın soruları da FETÖ tarafından çalındı. 2012'deki sınavda yaşanan soru hırsızlığına ilişkin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 82 kişi hakkında hazırladığı iddianameye göre şüphelilerinden 3'ü, ifadelerinde sınavdan önce soruları gördüklerini itiraf etti. Hakim-savcılığa kabul kararı Haziran 2015'te HSYK tarafından kaldırılan A.K., Tarsus'ta avukatlık yaptığı dönemde sözkonusu sınava hazırlandığını, Ankara'daki sınavdan hemen önce avukat arkadaşı A.K. ile birlikte Konya'ya gittiklerini belirterek yaşadıkları şöyle anlattı: “Konya'da adını hatırlayamadığım bir iş merkezinde bulunan avukatlık bürosuna geldik. Büroda iki kişi vardı. Biri A.G'ydi. A.G, arkadaşım A.K'ye ve bana ertesi günkü hakimlik sınav sorularının kendisinde olduğunu söyledi. Kur'an-ı Kerim getirerek, üzerine sırayla yemin ettirdikten sonra bilgisayardan sınav sorularını gösterdi. Bilgisayarda kitapçık şeklinde 140 civarında soru vardı. A.G, soruları not etmememiz hususunda bizi uyardı. 2-3 saat bilgisayardan sorulara bakıp, işaretli olan cevaplarını ezberledik. O gün A.G'nin ayarladığı bir evde A.K. ile birlikte kaldık. Ankara'ya gelip sınava girdiğimde, soruların A.G'nin gösterdiği sorular olduğunu anladım.”
Sınavda 140 sorudan 110'unu doğru cevaplayan ve Van Cumhuriyet Savcısıyken HSYK tarafından meslekten çıkarılan şüpheli İ.H.D. de o dönemde Mersin'de avukatlık yapan O.C.B'nin kendisini Ankara'daki sınav öncesi Konya'ya götürdüğünü, TEDAŞ avukatı E.G. ve Mersin'de avukatlık yapan M.D. ile birlikte otomobille Konya'ya gittiklerini, bu sırada yolda M.D'ye neden Konya'ya gittiğini sorduğunda, “Hayatında görmeyeceğin şeyleri göreceksin” yanıtı aldığını belirtti. Bir avukatlık bürosunda kendilerine soruların ezberletildiğini belirten İ.H.D., aynı dönemde örgüt üyeleriyle kamp için evde kaldığını, meslekten ihraç edilerek tutuklanan Yargıtay Cumhuriyet Savcısı R.A'nın da bu eve birkaç kez gelerek 'sohbet' düzenlediğini anlattı. Bir başka şüpheli T.O. da soruların örgüt üyelerince kendisine sınav öncesi verildiğini itiraf etti.
İddianamede, Ankara Başsavcılığı tarafından 2011 Komiser Yardımcılığı Sınavı'na ilişkin yürütülen soruşturmada 'tanık' olarak dinlenen polis memurlarının ifadeleri de yeraldı. FETÖ'nün diğer birçok sınavda olduğu gibi bu sınavda da soruları çalarak örgüt üyelerine nasıl aktardığını tanık polis Muhsin Ö. şöyle anlattı: “2011'de görev yaptığım Aksaray'da Fetullah Gülen grubuna mensup sohbet evlerine gidip gelmeye başladım. Komiserlik sınavından 2 gün önce Halil Y. isimli başka bir polis memuru bir binanın 4. katındaki daireye davet etti. Bu daireye, Bayram K. ve Hüseyin T. (tanık) isimli polisler de geldi. Başka bir odada bulunan Halil Y. ve Bülent isimli bir öğretmen beni çağırdı. Bülent'in elinde Kuran'ı Kerim vardı. Elimi üzerine koymamı ve söyleyeceklerini tekrar etmemi istedi. Komiserlik sınavında çıkacak soruları göstereceğini ve bunları kimseye söylemeyeceğime dair yemin ettirdi. Yeminden sonra yüzüm kıpkırmızı oldu. Benim ardımdan Bayram K. ve Hüseyin T. aynı şekilde o odaya girip yemin etti. Bülent isimli öğretmen dizüstü bilgisayarını çıkarıp bir CD taktı, projeksiyonla duvara soruları yansıttı. 200-250'ye yakın soru ve cevapları ile birlikte tekrar ettirerek ezberletti. 3-4 saat kadar soruları ezberledik. Daha sonra CD'yi kırıp çöpe attı. Sınava girdiğimizde 80 soru bize gösterilenlerle bire bir aynıydı.”
