AK Parti Genel Sekreteri ve Gaziantep Milletvekili Abdulhamit Gül ve MHP Afyonkarahisar Milletvekili Mehmet Parsak, iki partinin birlikte hazırladığı anayasa değişikliği teklifine ilişkin Mecliste ortak basın toplantısı düzenledi.
Abdulhamit Gül, TBMM Başkanlığına, birinci imza sahibi olarak AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım'ın imzası ve 316 AK Parti milletvekili olarak anayasa değişikliğine ilişkin tekliflerini sunduklarını belirtti. Türkiye demokrasi tarihi açısından çok önemli bir günü yaşadıklarını belirten Gül, "Bu tarihi bir günde anayasa değişikliğinin ülkemize, milletimize, bütün vatandaşlarımıza hayırlı olmasını Cenab-ı Allah'tan niyaz ediyorum." dedi.
Özellikle Türkiye'de 2007 yılında yapılan referandum sonrasında bir fiili durumun ortaya çıktığını anlatan Gül, parlamenter sistem içerisinde parlamentodan seçilen cumhurbaşkanı yerine 2007 referandumu ile milletin, "Cumhurbaşkanını ben seçeceğim." diyerek bir irade ortaya koyduğunu, bunun akabinde 2014'te yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminde halkın ilk defa cumhurbaşkanını kendisinin seçtiğini söyledi.
Bu seçimle birlikte Türkiye'de yürütmede iki başlılık anlamında bir sorunun ya da bir "melez hükümet sisteminin" ortaya çıktığını kaydeden Gül, şu anda yaşanan tabloda, Türkiye'de bir hükümet sistemi krizinin olmamasının, iktidarda tek partinin olmasından kaynaklandığını belirtti. Gül, mevcut sisteme göre koalisyonların halen mümkün olduğunu ve 7 Haziran gerçeğini de göz önünde bulundurduklarında farklı partilerle bir koalisyon sürecinde, yürütmedeki iki başlılık arasındaki çatışmanın, bir hükümet sistemi krizinden ziyade rejim krizine dönüşme ihtimalinin özellikle bir risk alanı olarak karşılarında durduğunu söyledi.
Yapılan değişikliğin esas itibariyle yasamanın, yürütmenin güçlendirildiği; yargının da bağımsız ve tarafsız olduğu, kuvvetler ayrımının sağlandığı bir hükümet sistemi anlamındaki değişiklikleri ihtiva ettiğini belirten Gül, "Esas itibariyle, bu değişiklikler bir hükümet sistemi anlamını merkeze alarak yapılan değişikliklerdir. Sistem değişikliğinden dolayı kalkması gereken birtakım ibarelerin kalktığı toplam 21 maddelik anayasa değişiklik teklifimizi AK Parti olarak sunduk." dedi. Gül, bu süreçte MHP Afyonkarahisar Milletvekili Mehmet Parsak ile çok yoğun çalışmalar yaptıklarını, bazı zamanlar gece bir araya gelerek konuları müzakere ettikleri yoğun çalışmalar olduğunu vurguladı.
Abdulhamit Gül, şöyle devam etti:
Teklifin bir diğer önemli yanının da hukuk devleti ilkesi bakımından çok tarihi bir değişikliği ifade etmesi olduğunu vurgulayan Gül, "Anayasanın 9'uncu maddesindeki yargıya 'tarafsız' ibaresi eklenerek, bağımsız ve tarafsız yargı vurgusu bir sembolik anlamla beraber her iki parti olarak önemsediğimiz bir vurgudur. Yine askeri ve sivil yargı ayrımını ortadan kaldırarak, hukuk devleti adına çok önemli yeni bir gelişme olmaktadır." diye konuştu.
Gül, HSYK konusunda bir mutabakat gerçekleştirdiklerini, HSYK'da kürsü seçimini kaldırarak, yargıdaki kamplaşmayı ortadan kaldıran ve Meclisin, HSYK üyelerini seçme imkanını getirerek, parlamentonun daha da güçlendirildiği bir teklif metinlerinin olduğunu, buna kamuoyunun da çok güçlü bir şekilde destek vereceğine inandıklarını söyledi. Gül, "Bu bir ortak, milli mutabakat. Türkiye'ye özgü, Türkiye'nin ihtiyaçlarına ve hükümet tecrübelerine yönelik olarak her iki partinin ortak uzlaşı metnidir. Bu konuda beraber bu taşın altına elimizi koyduk." dedi.
Türkiye'de anayasanın değiştirilmesi meselesinin yürürlüğe girdiği 1982'den beri sürekli tartışılagelen bir konu olduğunu belirten Parsak, 1982 Anayasası'nın 18 temel paket halinde 100'ün üzerinde maddesinin değişmesiyle zaten pek çok yönüyle değişmiş bir anayasa olduğunu söyledi.
Özellikle 2011'den sonra tüm siyasi partilerin yeni anayasa konusunda millete söz verdiğini anlatan Parsak, 2011'de yapılan anayasa çalışmalarında Anayasa'nın ilk 4 maddesinin, milli ve üniter devlet ilkelerinin değiştirilmesi gibi öneriler yapıldığını aktardı.
Bugün gelinen nokta itibarıyla bu hususların hiçbirisinin artık tartışma konusu olmadığını dile getiren Parsak, "Anayasamız Türk anayasasıdır, Anayasamızın hiçbir yerinden Türk ibaresinin çıkarılması önerilmemektedir, bu bir tartışma alanı değildir. Anayasımızın değiştirilmesini teklif edilemeyeceğini ortaya koyan 4. maddesi de dahil olmak üzere ilk 4 maddesi tartışma konusu değildir." diye konuştu.
Parsak, sadece hükümet sistemi odaklı bir anayasa yenilenmesi süreci yürütüldüğüne dikkati çekerek, bu kapsamda öncelikle iki parti liderinin görüştüğünü, kendilerine verilen görev çerçevesinde de yoğun mesai sarfederek, müzakerede yapıcı, etki edici bir tercih ortaya koyarak çalışmayı bugün itibarıyla tamamladıklarını söyledi.
Mehmet Parsak, "Süreç devam ederken seyirci kalmak da mümkündü fakat MHP seyirci kalmak yerine, etki edici bir mahiyette sürece yapıcı, kendi programını, siyasi yaklaşımını ve özellikle Türk milletinin menfaatleri doğrultusunda kayda değer önerilerini sunmuş, bunlarda da kayda değer neticeler almıştır." dedi.
Bundan sonraki sürecin Anayasa'da düzenlendiğini aktaran Parsak, "Sürecin önce Meclisimizde, sonra Anayasamızın 175. maddesi çerçevesinde yeterli çoğunluğa ulaştığında Türk milletinin vicdani kanaatinde değerlendirileceğini ve özellikle o çerçevede verilecek kararın, MHP bakımından Türk miletinin vereceği her türlü kararın MHP'nin başının üstünde yeri vardır." değerlendirmesinde bulundu.
1982 Anayasası daha yürürlüğe girdiği tarihten itibaren klasik parlamenter sistemden ciddi sapmaları barındıran ve o yönüyle tartışılan bir anayasa olduğunu belirten Parsak, 1982 Anayasasının en uzun maddesi 104. maddesinin Cumhurbaşkanının görev ve yetkilerini düzenlediğini, bu kadar uzun görev ve yetkilere sahip Cumhurbaşkanı için öngörülen bir tek sorumluluk türünün vatana ihanet suçlaması bakımından ve Meclis üye tam sayısının 4'te 3'ünün çoğunluğu üzerine Yüce Divan yargılaması çerçevesinde olduğunu anlattı.
Parsak, "Bunun dışında hiçbir sorumluluk öngörülmeyen, iki başlı, o yönüyle de o zamandan beri tartışılan bir hükümet sistemine sahipken, bugün geldiğimiz noktada sadece vatana ihanet suçu bakımından değil, suç ayrımı yapılmaksızın, çünkü yetkiler onda toplandığına göre, sorumluluk da onunla mütenasip olması bakımından, suç ayrımı gözetilmeden bir sorumluluk rejimi öngörülmüştür. Keza, 4'te 3 olarak öngörülen Yüce Divan için gerekli nisap 3'te 2 olarak belirlenmiştir." diye konuştu.
Bunu bir örnek olarak ifade ettiğini aktaran Parsak, şunları kaydetti: