Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Trabzon’un Beşikdüzü ilçesinde halka hitap etti. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu sert sözlerle eleştiren Erdoğan, özetle şunları söyledi: Yola çıkarken bir şey söylemiştik, ‘Biz bu millete efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geliyoruz’ demiştik. Hamdolsun 15 yıl geçti, bu 15 yıl içerisinde görevi aldığımız yerden bulunduğumuz yer çok faklı. Artık dünya Türkiye’yi konuşuyor, artık dünyada Türkiye bir idol olmuş durumda. Türkiye için ‘battı, bitti’ deniliyordu. Türkiye’yi öyle aldık, şimdi bu noktaya getirdik.
Geziciler çıktı meydana, dolaştılar, zannettiler ki ‘Gezicilerle biz Türkiye’yi bitiririz.’ Arkasında emperyalist güçler vardı, bu emperyalist güçler onları kullanıyordu. 11 tane, 12 tane ağaç bir yerden sökülüp bir başka yere taşınıyor diye kıyamet koparıyorlardı. Halbuki biz iktidarımız döneminde 2,5 milyon ağaç diktik. Ağaçların yanı sıra 2,5 milyar da fidan diktik.
Biz sosyal adaletin gereğini yaparken, şimdi sözde adalet yürüyüşü yapıyor. Çıkmış bir Alman dergisine beyanatta bulunuyor. Yazıklar olsun. ‘Türkiye’de adalet yokmuş, özgürlük yokmuş.’ Ankara’dan çıktın, İstanbul’a kadar yürüdün, senin güvenliğini kim aldı? Sen o yolda yürürken, o kadar vatandaşa zulmettin, senin güvenliğini kim aldı?
Bu hükümet aldı. Bu hükümet sana o imkanları verdi. Hala ‘sözde adalet’ derken senin İzmir Büyükşehir Belediye’nde grevler var, orada işçiler adalet arıyor. Sen git orayı hallet, sen orayı hallet de ondan sonra ‘adaleti’ konuşalım. Adalet duygusal ve hissi olmaz. Adalet yürek ve sorumluluk ister. İşte biz bununla bu yoldayız.
Öyle kalkıp FETÖ’cüyü korumak için, PKK’yı korumak için, DEAŞ’ı korumak için eğer sözde adalet yürüyüşü yapıyorsan, yazıklar olsun sana. Zaten yanında gezenler de belliydi. Biliyorsunuz ‘hastayım’ diye yargı onları bıraktı. Hasta olan yürüyor. Nasıl oluyor bu iş? Bunları iyi tanıyalım.
Sorun, bir milletvekilinin hapiste bulunması sorunu değil. Sorun, bu işin ucunun nerelere varabileceğini biliyor olmasıdır. Yargı terör örgütlerine destek verenlere yönelik soruşturmasını genişlettikçe bunlarda korku artıyor. Çünkü kabahatlerinin farkındalar ama korkunun ecele faydası yok. Şayet terör örgütleriyle karanlık ilişkiler içine girmişlerse, adalet önünde bir defa bunlar bu hesabı verecekler. Değil Türkiye'ye husumetleriyle maruf yabancılarla, şeytanla bile işbirliği yapsalar, ülkemize ve milletimize karşı işledikleri suçların hesabını vermekten kurtulamayacaklar.
Türkiye’nin yurt dışındaki kredisi gayet iyi. Bakmayın, Almanlar böyle sallayıp duruyor. Varsın sallasınlar. Onlar da yanlışlarını anlayacaklar ama iş işten geçmiş olacak. Çünkü biz, Almanlara bir şey yapmadık ama ne yazık ki Almanlar son dönemde istikameti kaybettiler. Niye? Ekim ayında seçim var, o seçimlerden dolayı birisi bir tarafa vuruyor, birisi bir tarafa. Nereye vurursanız vurun biz, dümdüz gidiyoruz.
- Yüzde 40 kâr bir felakettir
- Trabzon Sanayi ve Ticaret Odası’nda da bir konuşma yapan Erdoğan, “FETÖ’nün derdi bu ülkeyi yıkmaktı, bu ülkeyi ele geçirmekti. Milletim 15 Temmuz’da ölümü korkuttu, ölümün üzerine gitti. Ülkemize salınmaya çalışılan DAEŞ’e de fırsat vermedik. Diğer terör örgütlerine de nefes aldırmadık. Suriye’de terör devleti oyununu bozduk, Irak’taki benzer çabayı da bozacağız” dedi. Faiz konusuna değinen Erdoğan, “İşsizlik tek haneli rakama düştü, bu güzel bir gelişme. Yatırımlarda gözle görünür kıpırdanış var. Turizmdeki kayıpları telafi etme yolunda ciddi mesafe aldık. Faizler düşmeli diyoruz, bankalar vatandaşın parasını soyup-soğana çevirme aracı olarak görüyor. Bankalar yüzde 40 kâr elde etmişse burada bir sorun var. Bu yıl ikiye katladılar bu felaket. Parayı değerli kılan, bankaların kasasında yatması değil esnafın, sanatkarın, girişimcinin tezgahında bulunmasıdır. Şayet bankacılık sektörü piyasayı fonlama konusunda biraz daha cesaretli olursa, ekonomideki yükselişimiz hızlanacaktır. En azından tüm göstergelerin olumlu yönde seyrettiği şu dönemde bankacılık sektöründen bu yönde güzel haberler beklediğimi özellikle belirtmek istiyorum” diye konuştu.
Eğitim konusundaki gelişmelere de değinen Erdoğan, 74 üniversiteyle göreve başladıklarını, şu anda 184 üniversite bulunduğunu, üniversite bulunmayan il kalmadığını ifade etti. Erdoğan, “270 bin derslik yaptık mevcut dersliklerin üzerine. Niye? Cehalete karşı savaş yapmak böyle olur da onun için” diye konuştu. En büyük desteklerini milli eğitime verdiklerini kaydeden Erdoğan, “Çünkü öğretmenlere ihtiyacımız var. ‘Boş ders olmayacak.’ dedik. Hatırlayın o eski günleri, bizim öğrencilik yıllarımızda sınıfımızda 75 öğrenci vardı, öyle okuduk. Ama başbakanlığım döneminde bir karar aldık, ‘Arkadaşlar biz öğrenci sayısını 30’a indireceğiz.’ dedim. Elhamdülillah şimdi tüm Türkiye’de öğrenci sayısı dersliklerde 30’a inmiş vaziyette. 20’li sınıflar da var. Daha iyi olacak, bunu yeterli bulmuyoruz. Muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkmak lafla olmaz, icraatla olur” dedi.
Erdoğan, sağlıkta gerçekleşen yatırımlara da değinerek, şu anda ülkenin dört bir yanında hastanelerin bulunduğunu, bir taraftan da şehir hastanelerine başlanacağını bildirdi. Yakın zamanda Trabzon’un şehir hastanesi başlanacağını açıklayan Erdoğan, artık Trabzon’un sağlıkta hastane diye bir sorununun kalmayacağını vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, eskiden yurt dışından gelen ilaçlarda bazı sıkıntıların yaşandığını anımsatarak, bunların Sağlık Bakanlığınca ödendiğini kaydetti. Ülkede bulunmayan ve Türkiye’ye yurt dışından gelecek ilacın bedelini devletin ödeyeceğine işaret eden Erdoğan, “Çünkü vatandaşımın ‘ilaç yok’ diye çile çekmesine göz yumamayız. Bunları bilin, onun için de hakkınızı arayın. Böyle bir şey olduğu anda hemen ilgilileri bu konuda arayacaksınız” dedi.
Ekonomide tırmanışın başladığına işaret eden Erdoğan, “Geçenlerde güneş enerjisiyle ilgili bir ihale yapıldı, pik yaptı. Arkasından rüzgar enerjisiyle ilgili yine bir ihale yapıldı, bin megavatlık bir ihaleydi, herkes ‘bundan bir şey çıkmaz’ derken, 8 uluslararası şirket, 4 tanesi Alman’dı. İhale hakikaten dünyada bir rekor oldu, rekor seviyede bu ihaleyle inşallah bittiğinde elektrik ücretleri de aşağı doğru inecek. İstanbul’da, Japonlarla Türk firması arasında şehir hastanelerinde bir ihale yaptık. Çok enteresandır, Japonlar bu ihaleye geldiler, katıldılar ve çok ilginçtir 1,5 milyar dolar buraya kredi temini oldu. 2 bin 500 yataklı bir dev hastane İstanbul’da yapılacak. Hani gelmiyorlardı? Bak, nasıl geldi” dedi.
