Ulusal ve uluslararası arenada büyük çapta olayların yaşandığı 2016'ya Yeni Şafak manşetleriyle damga vurdu. Özel haberleri ve çarpıcı analizleriyle gündeme yön veren Yeni Şafak, kimi zaman da yaşanacakları çarpıcı manşetleriyle önceden bildirdi. 2016 boyunca yaşanan hadiseler de manşetleri birer birer doğruladı. FETÖ'cü hainlerin 15 Temmuz darbe girişimi olmak üzere bölgede yaşanan tüm olaylarla ilgili en net ve doğru bilgileri okuyucusuyla paylaşan gazetemiz, yıl içerisinde terör örgütlerinin de hedefi haline geldi. İşte yıl boyunca yaşanan önemli gelişmeler ve atılan manşetler;
Yılın ilk günlerinde Suriye'de yaşanan insanlık dramı manşete taşındı. 6 Ocak tarihinde 40 bin sivilin kuşatma altında bulunduğu Şam'ın kuzeyindeki Madaya bölgesini gündeme getiren ilk gazete Yeni Şafak oldu. 9 Ocak tarihinde yayınlanan manşette BM'nin iki yüzlülüğü gözler önüne serildi. 70 kişinin açlıktan öldüğü 40 bin kişinin daha ölümle karşı karşıya kaldığı Madaya'dan yükselen yardım çığlığına BM'nin verdiği cevabı ortaya çıkaran Yeni Şafak, o gün “Tatildeyiz siz ölün” başlığını atmıştı. Bölgeden doktorların yardım mektubuna BM şu karşılığı vermişti; “5 Ocak 2016'ya kadar yılbaşı tatilindeyiz. Hepinize iyi tatiller.”
Sultanahmet'te turist kafilesinin içerisine dalarak 10 kişinin ölümüne neden olan canlı bombayla ilgili 14 Ocak tarihinde çarpıcı bir habere imza atıldı. Bombacının Suriye'deki ailesiyle konuşan Yeni Şafak muhabiri terörist Nabil Fadlı'nın ölü olarak bilindiğini aktardı. Aile, “DEAŞ sorumlusu 26 Aralık'ta gelip Nabil'in PYD ile çatışmada öldüğünü söyledi. Taziye çadırı kurup günlerce Kuran okuduk” dedi.
Yeni Türkiye'nin gelişmesini istemeyen bir takım akademisyen görünümlü art niyetliler, Yeni Şafak'ın 28 Şubatlı manşetinde deşifre oldu. PKK terörüne destek veren bildirinin ardından bir akademisyen skandalı daha yaşandı. İstanbul'da düzenlenecek 24. Dünya Siyaset Bilimi Kongresi, Türk akademisyenler “Burası güvenli değil” deyince iptal edildi.
Gerek FETÖ, gerek PKK, gerekse DEAŞ gibi terör örgütleriyle mücadelede devletinin yanında bulunarak haberlerinde gerekli hassasiyeti gösteren gazetemiz 11 Şubat sabah saatlerinde PKK'lı teröristler tarafından saldırıya uğradı. Yeni Şafak, saat 04:45'te alçak bir terör saldırısına hedef oldu. Basını sindirmek, korkutmak ve teslim almak isteyen 4 terörist Bayrampaşa binamızın kapısına iki molotof attıktan sonra bidonla benzin döktü. Binanın bir bölümü alev aldı. Yüzleri maskeli teröristler aynı anda uzun namlulu silahlarla ateş açtı. Saldırıda ölen yada yaralanan olmadı.
6 Haziran tarihli gazetemizin manşetinde FETÖ'nin 5 bin kişilik himmet ağı olduğunu yazmıştı. FETÖ'nün himmet çarklarını araştıran MASAK ve polis, 5 bin kişilik çarkı deşifre etti. Toplanan paralar, “abiler” vasıtasıyla Bank Asya üzerinden yurtdışındaki 37 paralel kuruluşa aktarıldı. 5 bin kişiyle ilgili dosyalar 81 ildeki başsavcılıklara gönderildi. 1 Eylül'deki manşetimizde ise kayıp 60 cuntacıyı gündeme taşımıştık. Yeni Şafak muhabirinin araştırmaları neticesinde yapılan 6 Eylül tarihli haberde, cuntacıların Suriye PKK'sı PYD tarafından Lübnan'a kaçırıldığı ortaya çıkarıldı.
9 Aralık manşetinde Yeni Şafak, NATO'nun FETÖ üssü haline geldiğini söyledi. NATO karargahında görevli 462 subaydan 237'sinin FETÖ'cü olduğu tespit edildi. FETÖ'cüler en çok ABD, Almanya, İtalya, Belçika ve Hollanda'da bulunuyor. Türkiye'nin görevlerine son verip, 'dönün' dediği askerlerden 200'ü ise halen firari.
Hain darbenin yaşandığı 15 Temmuz tarihinde ise gazetemiz adeta darbeye dikkat çeken bir habere imza attı. FETÖ'cü yapılanmaya karşı TSK'nın bile pes ettiği belirtilen haberin yayınlandığı günün akşamında darbe kalkışması oldu. Darbe girişiminin ardından 16 Temmuz tarihli manşetimizde ise “Vatandaşlar FETÖ'cü işgalcileri durdurdu” yazıldı. Yeni Şafak, 17 Temmuz'da ise “Milletimiz destan yazdı” başlığıyla çıktı.
Darbe girişiminin arkasındaki gerçekleri ve ihanetleri bir bir ortaya çıkaran Yeni Şafak, 28 Temmuz tarihinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın darbe gecesi bulunduğu yerin adresini ABD'nin bildireceğini yazdı. Gazetemiz 4 Ağustos'ta ise darbe gecesi F-16'larla Erdoğan'ın uçağının düşürülmek istendiğini yazdı. Gazetemiz, o gece F-16'nın kilitleyebilecek kadar Erdoğan'ın uçağına yaklaştığını, düşürmek için hamle yapan savaş uçağının yakıtı azalınca geri döndüğünü ortaya çıkarmıştı.
25 Ağustos'ta ise gazetemizin sütunlarından Fırat Kalkanı Harekatı yer almıştı. Sınırımızı tehdit eden DEAŞ ve PKK'ya yönelik harekatta Cerablus ilçesi alınmıştı. Yeni Şafak harekatın başladığı gün ikinci hedefin DEAŞ'ın kontrollünde olan El Bab ilçesi ise PYD'nin işgali altındaki Münbiç kenti olduğunu yazmıştı. Cerablus'un alınmasının ardından askerlerimiz El-Bab'a yöneldi.
Amerika, terör örgütü PKK'ya desteğini her geçen gün artırırken Yeni Şafak 22 Kasım günü yayınlanan manşetinde teröristlere kamp kurulduğunu açıkladı.
26 Mayıs'taki manşetimizde ise Amerika'nın terör örgütü PKK'ya alan açma çabalarını yazmıştık. Yaklaşık 6 yıldır devam eden Suriye iç savaşında DEAŞ-Suriye rejimi ve Rusya'nın arasındaki silah ve mühimmat trafiği görüntü ve fotoğraflarla belgelendi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan, 26 Eylül tarihinde Yeni Şafak'a yaptığı açıklamada darbe gecesi en kötü senaryoya hazır olduğunu söyledi. Erdoğan, 15 Temmuz'daki kanlı darbe girişiminden bir arkadaşının “bir tuhaflık var” mesajıyla haberdar oldu. Erdoğan o anları; “Ailemle beraberim, darbe oluyor. En kötü senaryoyu aklımdan geçirdim. 1-2 dakika telaş yaşadım. Sonra en kötü senaryoyu hazmettim” sözleriyle anlattı. 15 Temmuz gecesi minarelerden selalar okuyarak milli iradeye destek veren müezzinlerden 60'ı saldırıya uğradı. İzmir'de sela okuyan Mehmet Kuzgun'a saldıran CHP'li Urla Belediye Meclis üyesi Lütfi Özbey'in oğlu ve arkadaşları serbest bırakıldı.
Son dönemde yaşanan yoğun bombardıman ve katliamlarla gündeme gelen Halep, 10 Şubat'ta Yeni Şafak'ın manşetinde yer bulmuştu. Suriye'nin can damarı olarak şanlı bir direnişe imza atan Halep halkı, şehrin dünyaya açılan kuzey kapısının düşmesiyle binlerce kişi Türkiye'ye geçmişti. Ancak içeride kalan yüzbinlerce indan “İstedikleri kadar bombalasınlar. Burada doğduk, bu şehirde ölürüz. Bizi bombalar değil, mülteci olmak korkutur” demişti.
17 Aralık'taki manşetimizde ise İranlı teröristlerin Halep'te yaptığı katliamı manşete taşıdık. Manşette şunları yazmıştık: “Tahran güdümlü teröristler dün yeni bir insanlık suçuna imza attı. Otobüslerle Halep'ten tahliye edilen 800 sivil rehin alındı, 4'ü öldürüldükten sonra rehineler Halep'e geri gönderildi. Ardından 10 sivili daha öldüren barbarlar, muhaliflerin kontrolündeki İdlib'in Fua ve Keferya kasabalarında yaşayan Şiilerin tahliyesini istedi. 15 bin kişinin yaşadığı iki küçük bölgeyi bahane eden İran, kendine bağlı çetelerin ablukasında bulunan 2 milyon Suriyelinin sürgün edilmesini istiyor.
