Türkiye ile Irak arasındaki ticari ilişkiler ivme kazanıyor. 22 Nisan'da Irak'ın başkenti Bağdat'ta imzalanan "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Irak Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Su Alanında İşbirliğine İlişkin Çerçeve Anlaşması" onaylandı. Buna göre, altyapı, çevre ve su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımı ile altyapısına ilişkin konularda ortak projeler gerçekleştirilmesi kararı alındı.
TÜRK ŞİRKETLERİ DAVET EDİLECEK
Anlaşmaya göre, altyapı, çevre, su koruma, su kaynaklarının sürdürülebilir ve etkin kullanımı, suyun tuzdan arındırılması projeleri, taşkın ve kuraklıktan korunma, sulama ve kanalizasyon şebekeleri, atık su arıtma, atık su ve endüstriyel atık suların toplanması, arıtılması ve yeniden kullanımı alanlarında uzmanlaşmış Türk şirketleri Irak tarafından ilan edilecek ihale süreçlerine davet edilecek.
TÜRKİYE’DEN ALTYAPI DESTEĞİ
İki ülke, Dicle ve Fırat nehirlerinde sürdürülebilir su yönetiminin geliştirilmesi ve Irak’ta tarım, sanayi, belediye ve içme suyu gibi çeşitli alanlarda en iyi şekilde kullanılmalarına ilişkin ortak projelerin uygulanması alanında işbirliği yapacak. Irak’ta su altyapısı ve su toplanması sistemlerinin inşası, baraj güvenliği ve mevcut barajların iyileştirilmesi konularında projeler hayata geçirilecek. Sulama sistemlerinin modernizasyonu ve sulama şebekelerinde kapalı ve basınçlı sistemlerin kullanılması alanlarında deneyim paylaşımı ve kalkınma projeleri uygulanacak.
FİNANSMAN PETROL İLE
Söz konusu projelerin finansmanının, Türkiye’nin Irak’tan petrol alımlarına dayanan bir sistem aracılığıyla karşılanması gündemde. Sürecin takibini kurulacak olan Ortak Yüksek Komite yürütecek. Ortak Yüksek Komite, anlaşma kapsamındaki projelerin finansmanı için Türkiye’nin Irak’tan petrol alımına ilişkin sistemin kural ve usullerini belirleyecek.
İlişkileri güçlendiren köprü niteliğinde
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın 22 Nisan'da Irak'ı ziyareti bir dönüm noktası olurken bu ziyaret, iki ülke arasındaki ilişkilerin daha ileriye götürülmesi yolundaki Türkiye'nin iradesinin ortaya koyulmasını sağladı. İklim değişikliğinden en fazla etkilenen bölgelerden birinde bulunan Türkiye, su zengini bir ülke olmadığı gibi, gelecek dönemde su stresi çeken ülkeler arasında yer alabilir. Türkiye, bu nedenle ulusal su verimliliği seferberliği başlatırken, kuraklık dönemlerinde dahi barajlardaki suyu düzenlemesiyle mansaba (barajdan akarsuya karışan su) doğal akışın üzerinde su bıraktı. Bu, Türkiye'nin su konusuna insani perspektiften yaklaştığının ve komşularını mağdur etmeme anlayışının bir göstergesi oldu. Su konusunu komşularıyla bir "işbirliği aracı" olarak değerlendiren Türkiye, suyun kıyıdaş ülkeler arasındaki ilişkileri güçlendirici bir "köprü" olarak kullanılması gerektiğini düşünüyor.
Ana gündem suyun verimli kullanımı
Anlaşmaya giden süreçte iki ülke arasında yapılan toplantılarda, iklim değişikliğinin olumsuz etkileri karşısında suyun sürdürülebilir kullanımı için atık suların yeniden kullanılması, barajlardaki buharlaşmanın azaltılması, tarımda su verimliliğinin artırılması gibi konularda ortak projeler geliştirilmesi, Habur Nehri'nde ortak akım gözlem istasyonunun işlevsel hale getirilmesi başta olmak üzere, pek çok konu ele alındı.
