Yapımını Limak Yapı’nın üstlendiği ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı Kuveyt Uluslararası Havalimanı yeni binasının temel atma töreni için hafta başında Kuveyt’e gittik. İki ülkenin işbirliği için önemli bir adım olarak değerlendirilen havalimanı işi için Limak’a dört Türk bankası teminat mektubu vererek destek oldu. Bu vesileyle birlikte seyahat ettiğimiz Halk Bankası Genel Müdürü Ali Fuat Teşkesinlioğlu ile uzun uzadıya sohbet etme imkanı bulduk. Uçakta gerçekleşen sohbette Taşkesenlioğlu’na önce bankanın Uluslararası Bankacılıktan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla’nın ABD’de tutuklanması ile ilgili son gelişmeleri sorduk.
Sürecin en başından itibaren çok yakından takip edildiğini söyleyen Taşkesenlioğlu, “Yapılan uygulama kesinlikle hukuki değil. Bunun bankamız ve ülkemiz için siyasi bir manipülasyon olduğunu düşünüyorum” vurgusu yaptı. Taşkesenlioğlu, soruşturmayı başlatan savcının ve davaya bakan mahkemenin Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) bağlantıları ve Türkiye’ye yönelik yaklaşımlarının bilinen bir gerçekler olduğunu söyledi.
Hukuki olarak yapılması gereken her şeyi yaptıklarını ifade eden Taşkesenlioğlu, “Öncelikle Atilla’yı savunmak üzere ABD’de, devletimizin daha önce çalıştığı bir hukuk bürosu ile anlaşma yapıldı. Ayrıca, kendisine destek olmak amacıyla Türkiye’den bir avukat görevlendirildi ve sık sık ziyaret ederek Atilla’nın moralinin yüksek tutulması sağlandı. Banka içinden de bir ekip kuruldu. Karşılıklı iletişim içinde süreci yönetiyoruz” dedi.
5+1 ülkelerinin girişimlerinin ardından İran’a yönelik ambargonun kaldırılmasıyla bu ülkeyle yapılan ticaretin normalleşmeye başladığını ifade eden Genel Müdür Taşkesenlioğlu, sadece Halkbank’ın değil, birkaç Türk bankasının da İran ile ticaretin finansmanına aracılık ettiğine dikkat çekti. Uluslararası denetim şirketleriyle çalıştıklarını ve uluslararası normlara göre sürekli denetlendiklerini vurgulayan Taşkesenlioğlu, İran’a yönelik ambargonun takibini yapan ABD Hazine Bakanlığı Yabancı Varlıkların Kontrolü Ofisi’nin de (OFAC) Halkbank’ın şeffaf çalışmalarını inceleyip raporladığını söyledi.
Genel Müdür Taşkesenlioğlu’na kuracakları katılım bankasıyla ilgili gelinen noktayı da sorduk. Halk Katılım’ın kuruluşuna ilişkin süreci değerlendiren Taşkesenlioğlu, “Aslında ilk kamu katılım bankasını biz kuracaktık ama kuruluş sermayesi konusunda yaşanan bazı tereddütler nedeniyle, yani elimizde olmayan nedenlerle süreç uzadı” dedi.
Taşkesenlioğlu, şunları anlattı: “Planlamalarımıza göre Nisan 2015’te kuruluşu yapmak arzusundaydık ancak önce haziran seçimleri, devamında kasım seçimleri ve yeni kabinenin kurulması gibi konular kuruluş sürecinin uzamasına sebebiyet verdi. 15 Temmuz’daki hain darbe girişimi ve sonrasında yaşananları hepimiz biliyoruz. Halk Katılım’ın kuruluşunun gecikmesinde bunlar da etkili oldu. Artık bankamızın ve ülkemizin önünün iyice açıldığını düşündüğümüz bugünlerde planlamamızı yapıp inşallah en kısa süre içinde katılım bankamızı kurmak arzusundayız."
Taşkesenlioğlu’nun vurguladığı siyasi tavır ve manipülasyonu işaret eden önemli bir konu da yardımcısının tutuklanmasının zamanlaması. Halkbankası Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla, 17/27 Aralık’tan sonra ABD’ye iş seyahati için 7 kez gitti. Bu ziyaretlerden biri Rıza Sarraf’ın tutuklanmasının ardından gerçekleşti. 16 Nisan halk oylaması öncesinde Atilla ‘ya ABD’de yapılan muamele, “kamuoyunu münipüle etme” girişimi olarak değerlendirildi.
Halkbank’ın, başından beri İran’a yönelik ambargo konusundaki çekincelere hassasiyetle yaklaştığını ve tüm uygulamalarını bu hassasiyete uygun olarak gerçekleştirdiğini belirten Taşkesenlioğlu, “Bu konuda kesinlikle alnımız açık, başımız dik” diye konuştu. Taşkesenlioğlu, bütün bu yaşananlara karşın bankanın eskisinden daha güçlü şekilde büyümeye ve reel sektörü desteklemeye devam ettiğini vurguladı.
