ABD’nin, yıllardır sömürdüğü körfezdeki zenginliklere resmen el koyacağı belirtiliyor. Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt ve Bahreyn başta olmak üzere Arap ülkelerinin ABD ve İngiltere’deki bankalarda yaklaşık 4 trilyon dolarlık parası var. Bu paranın büyük bir kısmı Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirliklerini ait. Petrol ve doğalgaz kaynaklarından elde edilen gelirler, direkt olarak ABD bankalarına düşüyor. Dünyanın birçok ülkesinde ek gümrük vergileriyle saldıran ABD Başkanı Donalt Trump’ın bir sonraki hamlesinin; ABD bankalarındaki körfez ülkelerinin petrodolarlarına el koymak olacağı ifade ediliyor.
Çünkü ABD, 11 Eylül saldırısı ve 2008’de yaşadığı mortgage krizi sırasında Arapların trilyon dolarlık paralarını çekmesine izin vermedi. ‘Ulusal güvenlik’ bahanesiyle birçok ülkeye ek gümrük tarifesi uygulayan Trump’ın; ABD bankalarındaki Suudi Arabistan paralarına benzer gerekçelerle el koyma planları yaptığı belirtiliyor.
Trump’ın göz diktiği körfez varlıkları, sadece bankalardaki sıcak paralar değil. New York Borsası’nda işlem gören Araplara ait şirket hisseleri ile ABD-Suud ortaklığında kurulan şirketlerdeki ortaklıklar da tehlikede. Körfez ülkelerini tedirgin eden Trump’ın petrodolarlara el koyma planı, dünyanın en büyük petrol şirketi olan Suudi Aramco’nun halkı arzını durdurdu. Suudi Arabistan yönetiminin; New York Borsası’nda halka açmayı planladıkları kamu şirketi Aramco’nun halka arzını durdurduğu bildirildi.
Reuters, dört üst düzey yetkiliye dayandırdığı haberinde halka arz planlarının raftan kalkmasıyla konu üzerinde çalışan finans uzmanlarının işlerine son verildiği aktarıldı. Reuters'a konuşan iki kaynak, Aramco'nun dikkatini yerel petrokimya şirketi SABIC'te (Saudi Basic Industries Corporation) stratejik pay alımına verdiğini söyledi. Aramco'nun yüzde 5’ine karşılık gelen halka arzının dünyanın en büyük halka arzı olması bekleniyordu. Aramco’nun New York borsası yerine başka alternatif borsalara yönelebileceği iddia ediliyor.
İstanbul Üniversitesi Bankacılık Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Kadir Tuna ise çok daha farklı bir bakış açısıyla konuyu değerlendirdi. Trump öncesinde de ABD’nin Körfez ülkelerinin paralarına el koyla konusunun gündeme geldiğini hatırlatan Kadri Tuna, hiçbir zaman bu ihtimalin bu kadar güçlenmediğini söyledi. Trump’ın faklı gerekçeler uydurarak Suudi Arabistan’ın paralarına el koymasını beklediğini belirten Tuna, “Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin ABD ile para ilişkisi normal bir yatırımcı-bankacı ilişkisinden çok öte bir durum. Uluslararası bankacılık bakımından bakıldığında da bu kadar büyük paraların yıllardır ABD bankalarında tutuluyor olması anormal bir durum” dedi. 4 trilyon doları bulan körfez parasının ABD bankaları için büyük önem taşıdığını ifade eden Tuna, “Çünkü uluslararası hukuk açısından tanımlanabilecek bir durum değil. Suudi Arabistan’ın ABD’ye inanılmaz bir bağlılığı var. Katar tamamen ayrışmış durumda. Kuveyt hala Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin çizgisinde davranmaya devam ediyor. Bu katar mutlak bir teslimiyet büyük bir tehlike arz ediyor. Trump gitsin veya gitmesin ben o paraların hiçbir zaman körfeze gelmeyeceğini düşünüyorum. Ama Trump her an bu paralara el koyduğunu resim olarak deklere edebilir” diye konuştu.