|

Trump ne vadediyor

Yeni Şafak ve
04:00 - 11/11/2016 Cuma
Güncelleme: 20:32 - 10/11/2016 Perşembe
Yeni Şafak
Gündem
Gündem
Beste Naz Köksal • Araştırma Uzmanı


8 Kasım günü Amerika Birleşik Devletlerinde yapılan 45. Başkanlık seçim yarışının galibi ünlü işadamı Donald Trump oldu. Buraya kadar her şey tamam ama ayrıca bir konu daha vardı ki oldukça önemli; 538 kişiden oluşan seçici kurul üyesinde en az 270 sayısını yakalayıp, senato ve temsilciler meclisinde çoğunluğu elde etmek. Trump 290, Clinton ise 228 kurul üyesi sokmayı başardı. ABD'de çıkan bu sonuç tahmin edilebileceği üzerine anketlerde gösterilen sonucun tam tersiydi. Çünkü Clinton'ı görsel ve yazılı basın amansızca destekliyor, sanatçılar Clinton'ın mitinglerinde boy gösteriyor ve birçok ülke Clinton'ın yanında olduğunun mesajlarını veriyordu. Trump'ın seçilmesi aslında bizim bildiğimiz ancak onların yeni keşfetmeye başladığı bir şeyi öğretti; mevcut statükonun halkı temsil etmediği ve milliyetçi akıma yönelik olarak ulusalcı ruhun tekrar yükseldiği…



CLINTON HALKIN NABZINI ÖLÇEMEDİ


Türkiye bu değişimi 2002 yılında geçirdi. Yeni bir soluk olan Adalet ve Kalkınma Partisi o dönem kurulmuştu. O dönemde Türkiye'nin büyüyememe sıkıntısı, enflasyonist baskı ve sosyolojik birçok sorunun devam etmesiyle birlikte yeni bir ruh arayışı vardı. Benzer senaryoyu ABD yaşıyor. Obama, ABD'de yıllardır insan muamelesi dahi görmeyen, ezilen bir ırkı simgeliyordu. Temsil ettiği yeni akım ABD halkının ta o dönemde başlayan değişim isteğiyle birlikte Obama'nın başkanlık koltuğuna oturmasında yardımcı olmuştu. İkinci başkanlık seçimlerinde ise 'Obamacare' adında sosyal politikalara devlet desteği anlayışıyla galip gelmiş fakat istenilen ölçüde ekonomiye katkı sağlayamamıştı. İşin özeti; Obama insanların değişim isteğini galibiyet sarhoşluğuyla anlayamadı. Obama'nın yanlış politikaları sonucu ABD büyümesi yarı yarıya erimiş, uygulanan yanlış dış politikalar nedeniyle Dünyada anti- Amerika sesleri yükselmiş ve milyarlarca kayıtlı ve kayıt dışı harcamalar Ortadoğu politikaları nedeniyle devlet kasasından uçmuştu. Hepimizin bildiği şarkılara dahi destan olan 'American Dream' yani Amerikan Rüyasından eser kalmamıştı. Tahtı sallanan ABD'de kral çıplaktı. Şayet Clinton gelseydi mevcut sistem devam edecekti. Ancak ABD halkının nabzını ölçemeyen 'yılların politikacısı' Hillary Clinton değişim seslerini duyamayarak bu yarışın kaybedeni oldu.



45. BAŞKANIN VAATLERİ NEYDİ?


Trump'ın başkan olarak seçilmesiyle sıra icraatlarına geldi. Kampanya döneminde ABD'nin yapmış olduğu ticari anlaşmalardan Fed'in politikalarına kadar birçok popülist söylemlerde bulunan Trump'ın bunları gerçekleştirip gerçekleştiremeyeceğ de önümüzde bir soru işareti olarak duruyori. Söylemlerinin arasında yer yer Müslümanlık ve PYD konusuna da değinen Trump, bu ölçüde Türkiye'yi endişelendirmişti. Ancak şunu söylemek istiyorum; Obama ABD'ye ilk başkan seçildiğinde ülkemiz dâhil birçok Müslüman ülkede sevinçle kutlanmış hatta kurbanlar kesilmişti. Bu ölçüde Trump dönemini değerlendirmek için henüz erken olduğunu söyleyebilirim. Peki, Trump kampanyalarında neler vaadetmişti?


* Make America Great Again

Trump, Amerikan rüyasını tekrardan inşa ederek “ABD liderliğini yeniden sağlamak” formülüyle özetledi.


* DEAŞ'la mücadele

DEAŞ'la mücadele kapsamında ABD'nin Rusya ve İran'la rakip olmak yerine bu ülkelerle bir arada çalışabileceğini dile getiren Trump, en önemli odak noktasının “DEAŞ'ın yenilmesi” olduğunu ifade etti.


* Ekonomi

Her fırsatta ABD ekonomisinin Çin tarafından “kullanıldığını” savunan Trump, başkan olması halinde bu ülke ile olan ticari anlaşmaları gözden geçireceğini ve Çin'den gelen mallara daha fazla gümrük vergisi koyacağını ifade etmişti. Asya-Pasifik bölgesindeki Amerikan askeri varlığını artıracağı vaadinde bulunan Trump, dolaylı olarak askeri anlamda Çin ile rekabet edeceğini söyledi.



Trump, Obama döneminde gelirlerin düştüğünü ve ekonominin her geçen gün kötüye gittiğini ileri sürdü. Trump, temel olarak vergilerin önemli ölçüde düşürülmesi fikrini dile getirdi. Örneğin yüzde 35 olan kurumlar vergisinin yarı yarıya düşürülmesini önerdi. Trump'ın başkan olmasıyla birlikte şirketler S&P borsasında vergi indirimi sevinciyle yükselişe geçti, Dow Jones rekor seviyelere kadar yükseldi. Serbest ticaret anlaşmalarına karşı olduğunu açıklayan Trump, anlaşmaların Amerikan ekonomisine faydadan çok zarar getirdiğini ve yeniden müzakere edilmesi gerektiğini savundu.



DIŞ POLİTİKADA YENİ DÜZENLEME VE FETÖ


ABD Başkanlığına seçilen Cumhuriyetçi Donald Trump'ın güvenlik ve istihbarat başdanışmanı emekli korgeneral Michael Flynn, Türkiye'yi bir öncelik olarak kabul edecek şekilde dış politikalarını yeniden düzenlemeleri gerektiğini bildirdi. ABD'nin, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Fetullah Gülen'e sığınak olmaması gerektiğine de işaret eden Flynn, “Arka bahçemiz Pensilvanya'ya rahatça yerleşmiş olan bu maskeli terör ve istikrarsızlık kaynağı tarafından Washington'ın gözü boyanırken NATO müttefikimiz Türkiye'ye engel olmak mantıksızdır. Türkiye'nin bakış açısıyla Washington, Türkiye'nin Usame bin Ladin'ine sığınak oluyor. 11 Eylül'den sonra Usame bin Ladin'in Türkiye'de güzel bir köyde yaşadığını ve aynı anda da Türk vergi mükelleflerinin vergileriyle fonlanan 160 okulu işlettiğini öğrenseydik ne yapardık?” yorumunu yaptı.



Özetle, Dünya'daki değişimin son sesi Trump görülüyor. Erdoğan ve Putin'e benzetilen yanları olduğu gibi ekonomiye dair de iş adamı olması güveni sağlıyor. Bundan böyle Türkiye ve ABD arasında atılacak adımlarda daha çok ticari ve yatırım konularının görüşülmesi her iki ülkenin de yararına olacaktır. Obama döneminde Türkiye'nin yaşadığı hayal kırıklıkların geride kalacağı ve yeni bir sayfanın açılacağı bir döneme hazır olmalıyız.


#Beste Naz Köksal
#FETÖ
#Donald Trump
8 yıl önce