Rusya Federasyonu Devlet Başkanlığı'nın resmi düşünce kuruluşu Rusya Stratejik Araştırmalar Enstitüsü (RISS) Başkanı Leonid Reşetnikov, ABD Başkanı Obama ile Suriye'de barış konusunda anlaşmanın mümkün olamadığını belirterek, "ABD'de yeni başkanın seçilmesi bu konuda bazı değişiklikler getirebilir" dedi.
Reşetnikov, Ankara Politikalar Merkezi (APM) ve RISS işbirliğinde düzenlenen "Rus-Türk İlişkilerinde Gelecek Perspektifi" toplantısında iki ülke ilişkileri ve Suriye'ye ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
ABD'nin Suriye'de çözümü tıkadığını ve burada üç devletli bir yapı oluşturmak istediğini ifade eden Reşetnikov, Suriye'de barışın tesisi için ülkeler arasında ortak çalışmaların bir türlü oluşturulamadığını söyledi
"Rusya ile ABD ortak bir çalışmaya giremiyor. Rusya ile Suudi Arabistan ortak bir çalışmaya giremiyor. Çünkü farklı amaçlarımız var." diyen Reşetnikov, şunları kaydetti:
"Rusya'nın amacı birleşik bir Suriye'dir, aşırılıkçı güçlerin tasfiye edilmesidir, seçimlerin yapılmasıdır. ABD'nin amacı ise Esed rejiminin tasfiye edilmesi ve Suriye'de 2-3 tane sahte devlet oluşturmaktır. Biz kategorik olarak Suriye Kürtleriyle Kürt sorunu konusunda oynanmasına karşıyız. Bizce Suriye'deki Kürtler kültürel bir otonomiye sahip olmalılar, daha fazlası değil. Suriye'nin toprak bütünlüğü korunmalıdır."
Reşetnikov, Türkiye'nin Suriye tutumuyla Rusya'nın tavrı arasında büyük bir fark bulunmadığını belirterek, "Biz Türkiye'yi harekete sevk eden motivasyonları anlıyoruz. Karada askeri harekat konusunda ve özellikle esas hedef olan DEAŞ ve eski El Nusra olan Fetih El Şam'ı tasfiye etmek ortak amacımız. Bizim ilkesel farklılıklarımız yok, bazı noktalarda farklılıklarımız var. Bunları çeşitli uzlaşma yöntemleri arayarak çözebiliriz." diye konuştu.
Tarafların Suriye'deki çözüm için birbirinin çıkarlarını koruması gerektiğini anlatan Reşetnikov, "Rus ve Türk taraflarının en büyük görevlerinden biri Suriye probleminin çözümü konusunda uzlaşma sağlamaktır. Bunu yaparken de tabii her şeyden önce Suriye toplumunun çıkarlarını göz önünde bulundurmak zorundadırlar." ifadelerini kullandı.
Reşetnikov, "ABD'nin yüce bir göreve sahip olduğu" düşüncesinin çeşitli toplantılarda ABD'li yetkililerce kendilerine aktarıldığını dile getirerek, "Biz tek bir merkezden dünyanın yönetilmesine karşıyız. Türkiye bizim için Avrupa'daki bağımsız politika güden biricik ülkedir. Diğer ülkelerin ABD yönetiminde olduğunu düşünüyoruz. Bu yüzden o ülkelerle değil, direkt ABD ile görüşüyoruz. Türkiye burada diğer ülkelerden ayrışıyor. Türkiye kendi ulusal çıkarlarını gözeten bir ülkedir. Bazı görüş ayrılıklarına rağmen Türkiye de dünya yönetiminde tek bir ülkenin olmasından yana değildir." değerlendirmesini yaptı.
Suriye'de son iki ayda ABD ile iki defa askeri çatışmanın eşiğine geldiklerini belirten Reşetnikov, Rusya'nın çatışmalardan kaçınmayı başardığını dile getirdi.
ABD'lilerle sürekli olarak anlaşmaya çalıştıklarını belirten Reşetnikov, "Hiçbir şekilde askeri bir çatışmadan ya da çatışmaya yol açabilecek askeri harekatların yürütülmesinden yana değiliz. Ama ABD'lilerin Suriye'de bambaşka bir amaçları var. Belki ABD'deki seçimlerden sonra Nobel Barış ödüllü arkadaşımız, hani o 'barış savaşçısı' dinlendiği zaman, yeni gelen yöneticilerle Suriye'de barış konusunda bir anlaşmaya varabiliriz. Çünkü bu başkanla barış konusunda anlaşmak mümkün olmadı. ABD'de yeni başkanın seçilmesi bazı değişiklikler getirebilir. ABD'nin Suriye politikasından sorumlu görevlere gerçekten anlaşmak isteyen insanlar gelirse o zaman anlaşabiliriz. Şu anda ABD'de gerçekten anlaşma isteği görmüyoruz."yorumunu yaptı.
Reşetnikov ABD'nin Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişiminden haberdar olduğunu iddia ederek, "Çok net bir şekilde söyleyebilirim ABD darbe girişiminden önceden haberdardı. Biz istikrarlı Türkiye'den yanayız ve buna ihtiyaç duyuyoruz. Biz Türkiye'nin düşmesine, parçalanmasına taraftar değiliz. Bizim güney sınırımız da bundan olumsuz etkilenecektir. Türkiye ile bazı konularda çelişmek ABD ile Türkiye konusunda çelişmekten daha iyidir. Biz Türkiye konusunda üçüncü bir tarafla görüşmek istemiyoruz." dedi.
Eski Başbakan Yardımcısı ve İstanbul Ticaret Üniversitesi Rektörü Nazım Ekren ise Türkiye ve Rusya arasındaki ticari ilişkilerin 24 Kasım uçak krizinden sonra sekteye uğradığını hatırlatarak, daha makul, rasyonel ve tarafların ihtiyacı olan bir sürece girildiğinde eskisinden daha fazla ihracat ve ithalat potansiyeli göründüğüne işaret etti.
Küresel krizin hala aşılamadığını ve ülke büyüme rakamlarının sürekli aşağı yönlü revize edildiğini anımsatan Ekren, Rusya ve Türkiye'nin rakip mi yoksa tamamlayıcı ülkeler mi olduğunun netleşmesi gerektiğini söyledi.
Rusya ile Türkiye'nin ekonomik koordinasyon yapısına gitmesi gerektiğini belirten Ekren, Rusya'yla Türkiye'nin paradigma ve perspektifi iyi belirlenmiş bir koordinasyon zemini tesis etmesi gerektiğini söyledi.
Rusya Devlet Duması 5. ve 6. Dönem Milletvekili Dr. Oleg Lebedev de Rusya ve Türkiye'nin rakip değil ortak olduğunu ifade ederek, "İki ülke arasında bazı alanlarda olumlu anlamda bir rekabet var. Maalesef ülkelerimizin iş dünyası çok fazla kazanamıyor. Karşılıklı iletişim sorunları ve sınırlandırmalar nedeniyle sıkıntılar var ama ülke liderlerimiz irade ortaya koydu. İlişkilerimiz artık sallantıda değil. O kırılgan durumdan iş birliği durumuna gelmeyi başardık." diye konuştu.
