İstanbul'daki tarihi Kudüs zirvesi başladı

Yeni Şafak
19:2918/05/2018, Cuma
G: 18/05/2018, Cuma
AA
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam Zirvesi Konferansı Olağanüstü Toplantısı'nda konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam Zirvesi Konferansı Olağanüstü Toplantısı'nda konuştu.

Türkiye'nin çağrısıyla acil toplanan İslam Zirvesi Konferansı Olağanüstü Toplantısı'nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kudüs kararı ile İsrail'in katliamlarına zemin hazırlayan ABD yönetimi eline masum Filistinlilerin kanını bulaştırmıştır. İsrail, katlettiği masumların hesabını uluslararası yargı önünde mutlaka vermelidir" ifadelerini kullandı.

ABD'nin İsrail'deki büyükelçiliğini Tel Aviv'den Kudüs'e taşımasından sonra meydana gelen gelişmeler üzerine
Türkiye'nin acil çağrısıyla düzenlenen
İslam İşbirliği Teşkilatı (
İİT
) İslam Zirvesi Konferansı Olağanüstü Toplantısı başladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, zirvenin açılış konuşmasını yaptı. Erdoğan, İsrail katliamlarına sert tepki göstererek, "
15 Mayıs 1948'te Nakba ile başlayan sürgünler, katliamlar tam 70 yıldır katlanarak devam etti. 15 Mayıs da Filistin'in makus tarihine Nakba günü olarak geçmiştir
" ifadelerini kullandı.
Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar:

"Ramazanın da ruhuna uygun bir şekilde dünyanın dört bir ucundan dayanışmalarını göstermek amacıyla İstanbul'a gelen siz misafirlerimize kardeşliğiniz, hassasiyetiniz için özellikle teşekkür ediyorum. İslam coğrafyasının siz değerli temsilcilerini aramızda görmek, Filistinli kardeşlerimiz başta olmak üzere, tüm Kudüs sevdalılarına güç ve cesaret veriyor. Bugün İstanbul'da ilk kıblemiz, göz bebeğimiz Kudüs'ün tarihi ve hukuki statüsüne bir kez daha yapılan hoyratça saldırı nedeniyle bir araya geldik. Bu tarihi toplantının ve alacağımız kararların, Kudüs ve tüm Filistin için hayırlara vesile olmasını Allah'tan diliyorum

Bugün İsrailli haydutlarca katledilen Filistinliler için harekete geçmek, tüm dünyaya insanlığın halen ölmediğini göstermek demektir. Bugün Kudüs'e sahip çıkmak, barışa, insanlığa sahip çıkmaktır. Çünkü Kudüs, bütün Müslümanların onuru, izzeti, harim-i ismetidir. Kudüs Müslümanların ortak hafızası, ortak mirası, ortak emeğidir. Kudüs aynı zamanda üç semavi dinin de mukaddes beldesidir. Kudüs'e yönelik her saldırı aynı zamanda bu değerlerin, bu hassasiyetlerin tamamına yapılmış demektir. Bizler bugün burada toplantımızla sadece Kudüs'ü işgal teşebbüsüne karşı tepkimizi ortaya koymuyoruz. Aynı zamanda üç semavi dinin barış içinde bir arada yaşama idealine de sahip çıkıyoruz. Bizler bugün bölgemizi kan ve göz yaşına boğmak isteyenlere 'dur' diyoruz. Buradaki toplantımızda, Filistinli kardeşlerimizin mücadelelerinde asla yalnız olmadıklarını haykırıyoruz. Bir kez daha şu gerçeğin herkes tarafından bilinmesini istiyorum; Kudüs davası tüm Müslümanların davasıdır, Kudüs, elinde on binlerce masum Filistinlinin kanı olan bir terör devletinin insafına bırakılmayacak kadar mukaddes bir mübarek beldedir.

Nasıl 14 Mayıs Pazartesi insanlık tarihine kara bir gün olarak kazınmışsa, 18 Mayıs Cuma da inşallah müşterek çabalarımızla insanlık onurunun kurtarıldığı bir gün olarak yazılacaktır. Ben bu salonda bulunan her bir kardeşime, Kudüs'ün izzetine, onuruna ve tarihi statüsüne sahip çıktıkları için şükranlarımı sunuyorum. Bu tavrınızın sadece din kardeşlerimiz nezdinde değil, Hristiyanlar, Museviler ve diğer inanç sahipleri için de çok kıymetli olduğuna inanıyorum. Burada Siyonistleri bir kenara koyuyorum. Zaten bütün bu olayların altında onlar yok mu? Onlar var. İnşallah bugün alacağımız kararlarla da bu duruşumuzu perçinleyeceğiz."

'İsrail'in yaptığı devlet terörüdür'

Erdoğan, ABD'nin hukuk dışı Kudüs kararının ilk işaretleri gelmeye başladığı andan itibaren ABD yönetimine gerekli uyarılarda bulunduklarını söyledi.

Böyle bir adımının bölgede tansiyonu yükselteceğini, yeni gerginliklere, yeni çatışmalara neden olacağını söylediklerini ifade eden Erdoğan, kutsal topraklarda bir taşı yerinden oynatmanın bile ciddi sorunlar doğuracağını dile getirdiklerini anlattı.

Erdoğan, bu tip tek taraflı uluslararası hukuku çiğneyen, Birleşmiş Milletler'in (BM) altını oyan adımların sadece Müslümanlara ve Hristiyanlara değil Yahudilere de zarar vereceğini defalarca dile getirdiklerini kaydetti.

Yanlışta ısrar edilmesi halinde tüm bölgenin çatışma iklimine gireceğini, bulunun sorumlusunun da kararı uygulayanlar olacağını belirttiklerini anımsatan Erdoğan, şöyle devam etti:

  • Maalesef iyi niyetli ikazlarımız adeta büyük bir akıl tutulması yaşayan muhataplarımızda karşılık bulmadı. Tüm uyarılara rağmen ABD gerilim ve çatışmadan beslenen çevrelerin esiri oldu. İslam İşbirliği Teşkilatı ile Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun iradelerini nazara dikkate almayan Amerikan yönetimi İsrail Başbakanı Netanyahu'nun ve bazı radikal evangelistlerin kuyruğuna takılmayı tercih etti. 14 Mayıs Pazartesi günü Amerika dünyadan yükselen tepkilere rağmen İsrail Büyükelçiliği'ni Tel Aviv'den Filistin'in de başkenti olan Kudüs'e taşıdı. Aynı gün kararı protesto eden Filistinli kardeşlerimize yönelik bir katliam gerçekleştirildi. İsrail demokratik haklarını kullanan, çıplak elleriyle işgale direnen, aralarında çocukların ve kadınların da bulunduğu 62 Filistinli kardeşimizi vahşice şehit etti. İsrail'in saldırıları sonucunda bir kısmı ağır 2 bin 700 Filistinli de yaralandı. Bir kez daha ilk kıblemiz Kudüs'ün muhafaza ve müdafaası için canlarını feda eden tüm şehitlerimize yüce Allah'tan rahmet, yaralanan kardeşlerimize ise acil şifalar diliyorum. Açık ve net söylüyorum İsrail'in yaptığı haydutluktur, vahşettir, devlet terörüdür.
"14 Mayıs yeni bir Nakba günü"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 14 Mayıs Pazartesi gününün, Filistin'in makus tarihine yeni bir Nakba Günü olarak kaydolduğunu söyledi.

Bugün gelinen noktada ABD'nin işgal politikalarıyla Apartayt rejimine taş çıkartan İsrail'i ödüllendirdiğini, barış istediğini defalarca kanıtlamış olan Filistin'i ise cezalandırdığını anlatan Erdoğan, "Kudüs kararıyla, İsrail'in katliamlarına zemin hazırlayan ABD'nin eline masum Filistinliler'in kanı bulaşmıştır." dedi.

ABD'nin artık Ortadoğu'da çözümün değil, sorunun parçası haline geldiğini ifade eden Erdoğan, yeni aktörlerin sürece dahil olması, barış sürecinin yeniden sağlam bir zeminde işlerlik kazanmasının şart olduğunu vurguladı.

Bu konuda İİT Zirve Dönem Başkanı olarak Filistinliler ile eşgüdüm içerisinde adımlar atmaya başladıklarını anlatan Erdoğan, şu ifadelere yer verdi:

  • İsrail'in zulüm ve katliamlarının cezasız kalmaması için yine Filistinli kardeşlerimizle birlikte çalışmalıyız. İsrail, katlettiği masumların hesabını uluslararası yargı önünde mutlaka vermelidir. Bu konunun BM Genel Kurulu nezdinde de takipçisi olacağız. Maalesef adaletin tecellisi için atılan her adım Güvenlik Konseyi'nde ABD yönetimi tarafından veto ediliyor. Meseleyi yine BM Genel Kurulu'na götürecek, inşallah burada tüm İslam ülkelerini ve vicdan sahiplerinin desteğini alacağız. Ramazan ayı boyunca kendi ülkemiz başta olmak üzere tüm İslam ülkelerinde Filistinli kardeşlerimiz için yardım kampanyaları düzenleyeceğiz. Ayrıca diplomatik kanalları kullanarak tüm tepkimizi ortaya koyacağız.
"Yeterli tepkiyi göstermezsek çok daha kötüleri gelecektir"

Erdoğan, gelinen noktada herkesin şu gerçeği çok iyi bildiğini belirterek, şunları dile getirdi:

"Kınamak, kızmak, bağırmak bugüne kadar işgal ve zulmü durdurmadığı gibi bundan sonra da durdurmayacaktır. Müslümanlar kendi haklarını alana kadar hiç kimse bize hakkımızı altın tepside ikram etmeyecektir. Bosna'da, Suriye'de, Arakan'da ve daha pek çok yerde Müslümanlar haklı olmasına rağmen kazananlar hep gücü elinde bulunduran zorbalar olmuştur. Artık bu bozuk ve adaletsiz düzeni değiştirmenin zamanı gelmiştir.

Amerika'nın Kudüs kararı, İslam dünyasına yönelik yeni operasyonların habercisidir. Eğer bu konuda bizler yeterli tepkiyi göstermezsek inanın bana bunun çok daha kötüleri gelecektir. Bu meselede elde edeceğimiz başarı ise Müslümanlar için bir dönüm noktası olacaktır. Bunun için önce kendimizi toplayacağız sonra toplanacağız. Birbirimizle kenetleneceğiz ve Rabbimin emri ortada; 'Hepiniz toptan sımsıkı Allah'ın ipine yapışınız, tefrikaya düşmeyiniz, bölünüp parçalanmayınız'. Bu ilahi emre uyacağız."

İslam ülkeleri olarak başkenti Kudüs olan 1967 sınırları içinde egemen ve bağımsız Filistin devleti talebinden asla vazgeçmeyeceklerini ifade eden Erdoğan, "
Bugün, burada verdiğimiz mesajların tüm dünya tarafından ciddiyetle değerlendirileceğine inanıyorum. İnşallah açıklayacağımız sonuç bildirgesi, tüm İslam dünyasında, tüm dünyada çok daha farklı bir tesir uyandıracaktır.
" dedi.




İİT Genel Sekreteri Useymin konuştu

Toplantının düzenlenmesi için çağrıda bulunan İİT Dönem Başkanı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a teşekkür eden İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri Yusuf bin Ahmed el-Useymin, İİT'ye üye İslam ülkelerinin, ABD'nin büyükelçiliğini Kudüs'e taşıma kararını her zaman sert bir şekilde reddettiğini söyledi.

Useymin, Kudüs meselesinin Arap ve İslam dünyasının öncelikleri arasında yer aldığını belirterek, İsrail'in, Kudüs-ü Şerif içindeki kutsallara yaptığı saldırının kabul edilemez olduğunu dile getirdi.

"İslam ümmeti gerçek anlamda bir hareket beklemekte"

Useymin, "İslam ümmeti gerçek anlamda bir hareket beklemekte. İslam ümmeti, şu an bu zirvenin ortaya koyacağı tutum ve kararları dört gözle beklemekte." ifadesini kullandı.

ABD'nin 14 Mayıs itibarıyla atmış olduğu adımı kınadıklarını vurgulayan Useymin, "
Uluslararası hukuku hiçe sayarak, ABD'nin büyükelçiliğini Kudüs'e taşımasının hiçbir şekilde hukuksal zemini yoktur ve yok hükmündedir. Hiçbir şekilde meşruiyeti tanınmayacaktır.
" dedi.

Useymin, ABD büyükelçiliğinin Kudüs'e taşımasının protesto edildiği sırada İsrail askerlerinin Gazze sınırında Filistinlilere uyguladığı katliamı kınadıklarını dile getirdi.

Filistinli yaşlı, kadın ve çocukların kendi onurlarını korumak için yeni bir mücadeleye başladıklarına işaret eden Useymin, Filistin halkının, haklarının zorla ellerinden alınmasına karşı durduğunu söyledi.

Useymin, "Bizlerin, Filistin'e olan sevgisini burada yinelemek istiyorum. İİT'nin her zaman yanınızda olduğunu, dayanışma içinde olacağını, meşru haklarınızı elde edebilmek için elimizden geleni yapmaya devam edeceğimizi ve hakkınız olan tam egemen, başkenti Doğu Kudüs olan Filistin devletini kurmanız için elimizden geleni yapacağız." diye konuştu.

Useymin, Kudüs konusundaki tutum ve destekleri için Suudi Arabistan, Ürdün ve Fas'a teşekkür etti.

Liderler İstanbul Kongre Merkezi'ne geldi

Toplantıya katılan liderler ve heyetler İstanbul Kongre Merkezi'ne geldi. Liderleri İİT Zirve Dönem Başkanı Türkiye adına Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu karşıladı.

Karşılamanın ardından katılımcılar aile fotoğrafı çektirdi. Aile fotoğrafında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da yer aldı. Heyet başkanlarının katıldığı aile fotoğrafı çekiminden sonra katılımcılar oturum başkanlığını Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yaptığı toplantının düzenlendiği salona geçti.

Toplantı sonunda bir bildirinin kabul edilmesi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile İİT Genel Sekreteri Useymin ve Filistin Başbakanı Hamdallah'ın basın açıklaması yapması bekleniyor.

Katılımcı ülkeler

İslam Zirvesi Konferansı Olağanüstü Toplantısına Afganistan, Gine, İran, Katar, Kuveyt, Moritanya, Sudan, Ürdün ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) devlet başkanlarının yanı sıra Endonezya ve Gambiya'nın cumhurbaşkanı yardımcıları katılıyor.

Filistin, Kırgızistan, Pakistan başbakan düzeyinde toplantıda yer alırken Özbekistan, Cezayir ve Sudan parlamento ya da senato başkanları seviyesinde temsil ediliyor.

Dışişleri Bakanları düzeyinde toplantıda bulunan ülkeler ise şunlar:

Suudi Arabistan, Mısır, Azerbaycan, Bahreyn, Lübnan, Irak, Tunus, Umman, Libya, Bangladeş, Burkina Faso, Çad, Kazakistan, Komorlar, Maldivler ve Tacikistan.

Birleşik Arap Emirlikleri ve Fas devlet bakanı seviyesinde, Venezuela ve İtalya ise misafir ülke olarak toplantıya katılıyor. Rusya ise İİT daimi temsilcisi ile temsil ediliyor. Ayrıca birçok ülkeden çeşitli bakanlar ve büyükelçiler toplantıda bulunuyor.

İİT geçen yıl yine Kudüs'le ilgili olağanüstü toplanmıştı

ABD yönetiminin Kudüs'ü İsrail’in başkenti olarak tanıması sonrasında 13 Aralık 2017'de İstanbul'da düzenlenen İİT Olağanüstü Zirvesi'nin ardından yayımlanan bildiride, Doğu Kudüs Filistin Devleti'nin başkenti olarak ilan edilmişti. İslam ülkeleri, bütün devletleri Filistin Devleti'ni ve Doğu Kudüs'ü onun işgal altındaki başkenti olduğunu tanımaya davet etmişti.

Gazze'nin İsrail sınırında çadırlar kuran Filistinliler, ABD Büyükelçiliğinin Kudüs'e taşınmasını ve İsrail'in kuruluş yıl dönümü olan Nekbe'nin (Büyük Felaket) 70. yılını protesto etmek için "milyonluk yürüyüş" adını verdikleri gösteriler düzenliyor.

İsrail askerlerinin, Gazze sınırında ABD'nin Kudüs'te büyükelçilik açmasını protesto etmek ve Nekbe'nin 70. yılını anmak isteyen göstericilere ateş açması sonucu 62 Filistinli şehit oldu, 3 binden fazla kişi yaralandı.


#Recep Tayyip Erdoğan
#Kudüs
#Zirve