Hakkındaki yolsuzluk davaları devam eden Netanyahu ise konuya dair açıklamalarında yargı düzenlemesinin Yüksek Mahkeme ile yasama ve yürütme organları arasındaki dengeyi sağlamayı amaçladığını dile getiriyor.
Netanyahu’nun yolsuzluk davasından çıkacak herhangi bir kararın Yüksek Mahkeme tarafından bozulabilmesi ve yargı düzenlemesiyle Yüksek Mahkeme'nin hükümet üzerindeki denetiminin kısıtlanması tartışmaların odak noktası.
İsrailli hukukçular ve muhalifler, hükümetin yargı düzenlemeleriyle dayattığı yasaların, Netanyahu’nun Yüksek Mahkeme tarafından yargılanmasını engellemek için çıkarıldığını savunuyor.
'İsrail hukuk devleti mi değil mi?'
İsrailli hukukçu ve sivil toplum kuruluşu Terrestrial Jerusalem Fonu Başkanı Daniel Seidemann, Netanyahu’nun yolsuzluk davalarını hatırlatarak, yargı düzenlemesinin Başbakan’ın davalarıyla ilgili olduğuna işaret etti.
Yargı düzenlemesi Netanyahu’nun yararına hazırlandı
İsrail Demokrasi Enstitüsü’nde Uzman Araştırmacı olarak görev yapan Amir Fuchs, son makalesinde, yargı reformlarının Netanyahu’nun yararına olacak şekilde hazırlandığını belirtti.
Meclisin yetkilerinin kötüye kullanıldığına dikkati çeken Fuchs, şöyle devam etti:
- "Bir kişinin yasal durumuna fayda sağlama ve genel amaçlar için değil, siyasi amaçlar için yasa çıkarmak, Meclisin yasama yetkilerinin kötüye kullanılmasının bir örneği gibi görünmektedir."
Gazeteci ve aktivist Or-ly Barlev de sosyal medya hesabından mevcut başsavcı görevden alınarak yerine hükümete sıkı sıkıya bağlı birinin getirileceğini ve Netanyahu’nun yolsuzluk davalarının iptal edileceğini ileri sürdü.
Yüksek Mahkeme’nin kararı karşısında hükümetin tutumu
İsrail Başbakanı Netanyahu, birçok kez yargı düzenlemesi ile hakkındaki yolsuzluk davaları arasında bir bağlantının olmadığını söylemişti.
Başbakan Netanyahu, hükümetin yargı düzenlemesi kapsamında Meclisten geçirdiği kanunları Yüksek Mahkeme'nin iptal etmesi durumunda nasıl hareket edeceklerine ilişkin kesin bir yanıt vermekten ise kaçınıyor.
İsrail'de iktidar koalisyonundaki bazı bakan ve vekillerse, Yüksek Mahkeme'nin Meclisin çıkardığı kanunları iptal etmesi halinde "seçmen iradesini hiçe sayacağını" savunmuştu.
İsrail'de hükümetin yargı düzenlemesi
İsrail'de hükümetin tartışmalı yargı düzenlemesi yılbaşından bugüne ülke gündeminin merkezinde kalmaya devam ediyor.
İsrail Adalet Bakanı Yariv Levin'in, 5 Ocak'ta duyurduğu "yargı reformu" Yüksek Mahkeme'nin yetkilerini sınırlandırma ve iktidarın yargı atamalarında söz sahibi olması gibi değişiklikler içeriyor.
Başbakan Netanyahu, 27 Mart'ta, ülke çapında giderek artan kitlesel protestolara ve grevlere neden olan yargı düzenlemesini ertelediğini açıklamış ancak 2023-2024 bütçesinin mayıs sonunda Meclisten geçmesinin ardından yargı düzenlemesini tekrar gündeme getireceklerini duyurmuştu.
Hükümet, muhalefetle müzakerelerin tıkanmasının ardından yargı düzenlemesi için yeniden düğmeye basmıştı.
Netanyahu hükümeti, Yüksek Mahkeme'nin hükümet üzerindeki denetimini kaldıracak yasa tasarısını ülke çapında kitlesel protestolar ve yoğun kamuoyu tartışmalarına rağmen 24 Temmuz'da Mecliste muhalefetin boykot ettiği oturumda kabul etmişti.
Şu ana kadar yargı düzenlemesi kapsamında İsrail Meclisinden, yargının yürütme üzerindeki denetimini sınırlayan iki yasa geçti.
Bunlar, mart ayında, Yüksek Mahkemenin Netanyahu’yu görevden almasını sınırlayan yasa ile temmuz ayında "akla uygunluk" adıyla bilinen yasadan oluşuyor.
Netanyahu hükümeti, Yüksek Mahkemenin, Meclisin çıkardığı kanunları, Anayasa taslağı olarak kabul edilen "Temel Kanunlara" veya insan haklarına aykırılık gerekçesiyle bozma yetkisini geçersiz kılma maddesi de olmak üzere 6 maddeyi daha yargı düzenlemeleri kapsamında yürürlüğe koymak istiyor.
İsrail'de muhalefet partileri, eski milletvekilleri ve bazı sivil toplum kuruluşları, Meclisin 24 Temmuz'da geçirdiği "Akla Uygunluk Yasası"nın iptali için başvurmuştu.