Son bir haftadır sokakları isyankâr insanlarla dolup taşan İran, yakın tarihinin en ilginç süreçlerinden birini yaşıyor. ‘Hayat pahalılığı’, ‘yolsuzluk’ ve ‘işsizlik’ gibi nedenlerle ülkenin onlarca noktasında meydanlara dökülen ve ABD-İsrail eksenince açık biçimde desteklenen protestocular, dün rejim yanlılarının gövde gösterisiyle karşılaştı. İran dini lideri Ali Hamaney’in ‘olayların arkasında yabancı ülke istihbarat kurumlarının bulunduğu’ yönündeki sözleri ve Tahran yönetiminin ‘sokağa çık, tepki göster’ çağrısıyla birlikte yüzbinlerce İranlı meydanları doldurdu. Kum, Ahvaz, Abadan, Gorgan, İylam, Erak, Hürremabad, Kirmanşah ve Buşehr başta olmak üzere pek çok bölgede sokağa inen rejim yanlıları, ülkede bir haftadır süren anarşiye tepki göstererek “Kahrolsun fitneci ve münafıklar” sloganında birleşti.
Rejime destek yürüyüşlerinin, 28 Aralık’ta olayların başladığı ‘sembol’ kentlerin neredeyse tamamında gerçekleşmesi dikkat çekti. İran halkı, Tahran yönetiminin değişmesini isteyenlere en büyük desteği veren ABD ve İsrail’le birlikte Suudi Arabistan’a da adeta öfke kustu. Bu arada protestoculara yönelik daha büyük halk tepkisi için cuma namazı sonrasını işaret eden Tahran yönetimi, bu kararından şimdilik caydı. Hamaney’e bağlı Tebliğat Kurumu tarafından cuma günü düzenlenecek ‘rejime destek’ mitinginin ertelendiği belirtildi.
Gündüz rejim yanlılarının gövde gösterisine sahne olan İran’da geceler ise oldukça hareketli geçiyor. Sokakta sayıları giderek azalan rejim karşıtları, güvenlik güçlerinin yer yer sert müdahalesiyle birlikte dağılmak zorunda kalıyor. Mevcut yönetime ‘ekonomik gerekçelerle’ tepki göstererek olayların başında sokağa dökülen muhafazakar kesim de, sürecin giderek kontrolden çıkmasıyla birlikte sokaklardan çekildi. Bu durum, eylemlerin provokasyonlarla bir anda boyut değiştirmesine bağlanıyor.
Başta dini lider Hamaney’inki olmak üzere üst düzeyde yapılan ‘dış müdahale’ vurgusunun altı çiziliyor. Yönetim muhalifleri bile, “Irak ve Suriye’den sonra sırada İran var” söylemlerinin arttığı bir dönemde patlak veren isyan dalgasına daha fazla ortak olmak istemiyor. Ankara-Moskova-Tahran ittifakı sonucu ABD’nin Irak ve Suriye’de yenilgiye uğratıldığı gerçeğini göz önüne alan İranlılar, olaylara artık temkinli yaklaşıyor. Ancak bir haftadır süren olayların başta Kirmanşah olmak üzere Kürt nüfusun yoğun olduğu yerlerde meydana geldiği de dikkatlerden kaçmıyor. Suriye’de PYD, Türkiye’de PKK, Irak’ta PKK/Peşmerge’yi palazlandıran ABD’nin İran’da da PJAK’ı sokağa sürdüğü yorumları yapılıyor.
Ayetullah Hamaney’in ‘dış müdahale’ mesajı sonrası halkın protestolara ilgisi hayli azaldı. 20 milyon nüfuslu başkent Tahran’da saat 15.00’i gösterdiğinde güvenlik tedbirleri artırılıyor. Daha çok gençlerin katıldığı rejim karşıtı eylemlerin merkezi genellikle Tahran Üniversitesi ve adını 1979 devriminden alan İnkılap Meydanı oluyor. Polis, üniversitenin ana kapısı çevresinde adeta etten duvar örerken, meydandaki kaldırımlar bile polis ve asker tarafından tutulmuş durumda. İlk günlerde binlerce insanın doldurduğu İnkilap Meydanı’nda dün en fazla 500 gösterici görüldü.
İran İstihbarat Bakanlığı, Tahran’da isyancıları kışkırtanların elebaşlarından bazılarının tespit edilerek yakalandığını açıkladı. Yayınlaan bildiride, halkın bazı haklı talepleri için düzenlenen itiraz eylemlerinin ‘bazı şaibeli unsurlarca’ isyana çevrildiği bildirildi. Milli Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreteri Ali Şamhani ise sanal ortamda kışkırtıcı mesajların ABD, İngiltere ve Suudi Arabistan’dan çıktığını söyledi. İran’da yetkililerin yaptıkları açıklamalarda ‘halkın fitneye izin vermemesi’ çağrısı öne çıkıyor.
Öte yandan eylemlere ilişkin özellikle uluslararası kamuoyuna ‘demokrasiye aykırı’ faaliyetler olarak sunulan birçok konuda bilgi kirliliği yapılması ve yaşananların abartılması da dikkat çekiyor. Eylemlerin başladığı akşam saatlerinde isyanların örgütlenme adresi olarak gösterilen Telegram’a yönelik kısıtlamalar doğru ancak söylentilerin aksine internet kesilmiyor, internet kullanımı ve diğer sosyal ağlara erişimin önünde de herhangi bir engel bulunmuyor.
İran Devrim Muhafızları Komutanı Muhammed Ali Caferi, ülkesinde son günlerde gerçekleşen ‘rejim karşıtı’ gösterilerin sona erdirildiğini iddia etti. İran devlet televizyonuna konuşan Caferi, “Bugün fitnenin sona erdiği gündür” ifadesini kullandı. “Cuma günü ve sonrası gösteriler fitne merkezli olmaya başladı. Bunlara katılan devrim karşıtları ve münafıklar gözaltına alındı” diyen Caferi, olaylardan ABD, İsrail ve Suudi Arabistan’ı sorumlu tuttu.
* 23 protestocunun öldüğü, 1500’e yakın kişinin de gözaltına alındığı İran’da dün rejim karşıtı gösteriler sırasında 2 öğrenci daha hayatını kaybetti. Protestocuların arasına zaman zaman motorize ekipler halinde hücum eden İran polisi, sokakta kalmakta ısrar edene göz açtırmıyor. Göstericilerin bazı bina ve araçları yaktığı Kirmanşah ile İsfahan sokaklarında sık sık silah sesleri duyuluyor.
Hamaney’in emri ile 5 milyon kişinin sokaklara dökülebileceği bilgisini veren ve bunun yanında Tahran’daki iç çekişmeye de dikkat çeken Elyar Makuyi, “Hamaney’e yakın medya organlarından ‘Habername-i Sadık’ isimli gazete salı günü ‘Cumhurbaşkanı Ruhani istifa etmeli’ manşetiyle çıktı. Gazete, yaşananlardan Ruhani’yi sorumlu tuttu. Olayların arka planında iç hesaplaşma boyutu da ihmal edilmemeli. Hasan Ruhani ile İbrahim Reisi (ülkenin yeni dini lider adayı) arasında çekişme var. Mollalar cephesi ve Devrim Muhafızları, İbrahim Reisi’nin yanında saf tutuyor. Ayrıca Meşhed İmamı Allame el-Hûda’nın da cereyan eden olaylarda önemli etkisi bulunuyor” dedi.
İran’daki gösterilerde bir Avrupa ülkesi vatandaşı gözaltına alındı. Loristan eyaletinin Burucerd ilçesinin başsavcısı Hamid Rıza Bolhasani, gözaltındaki kişinin Avrupa’daki casusluk merkezlerinde eğitildiğini ve gösterileri yönlendirmek için Burucerd’e gönderildiğini iddia etti. Söz konusu kişinin uyruğuna ilişkin bir açıklama yapılmadı.