Bayırbucak Türkmenleri Esed zindanlarından çıkamayan kayıp yakınlarının izinde
Esmanur Tuna Sarraç
15:3021/12/2024, Cumartesi
G: 21/12/2024, Cumartesi
Yeni Şafak
Sonraki haber
Bayırbucak Türkmenleri Baas rejiminin zindanlarından çıkamayan kayıp yakınlarını arıyor
Suriye'de 61 yıllık Baas rejiminin çökmesinin ardından, Lazkiye'de yaşayan Bayırbucak Türkmenleri, 2011-2014 yılları arasında rejim güçleri tarafından alıkonulan yakınlarının akıbetini öğrenmek istiyor.
Suriye'nin Lazkiye ilindeki Bayırbucaklı Türkmenler, yıllar önce rejim güçlerince alıkonulan 150'den fazla yakınının akıbetini öğrenmek istiyor. Suriye Türkmen Meclisi Başkan Yardımcısı Muhammed Kömürcü'nün verdiği bilgiye göre rejim güçleri, Lazkiye'de 2011 ila 2014 yıllarında
150'den fazla Bayırbucak Türkmeni'ni alıkoydu.
Baas rejiminin 8 Aralık'ta çökmesiyle alıkonulan bu kişilerden
sadece biri serbest kalırken
yakınlarını arayan Türkmen aileler, tutsakların evlerine dönmesi umuduyla yaşıyor.
Cami kapısında alıkonuldu bir daha dönmedi
Rejimin esir aldığı tutsaklardan biri de 23 yaşındaki Merve Hımeyş'in 2013'te alıkonulan babası. Hımeyş, Baas rejiminin düşmesinin ardından babasının eve dönmesini beklediklerini fakat bir haber alamadıklarını söyledi.
Tek bildikleri Sednaya Hapishanesi'ne atıldığı
İmam olan babasının
caminin kapısında alıkonulduğunu
belirten Hımeyş, güvenlik güçlerinin soru sormak için götürdüğünü ancak sonrasında
kendisinden haber alamadıklarını
anlattı.
Hımeyş, olaydan 4 ay sonra hapisten çıktığını söyleyen kişinin başkent Şam'dan köye geldiğini,
kendisini babasının gönderdiğini
söylediğini aktardı.
'Babamın yeri dolmuyor'
Babasının durumunun iyi olduğu mesajından sonra
kendisinden bir daha haber alamadıklarını
kaydeden Hımeyş, babasına dair aldıkları tek bilginin
Sednaya Hapishanesi'nde tutulduğu
olduğunu belirtti.
Hımeyş, annesinin eşi hakkında haber almak için birçok kez Şam'a gittiğini hatta
Adalet Bakanı'na bile ulaştığını
ancak ne durumuna ne de yaşayıp yaşamadığına ilişkin bilgi alabildiklerini söyledi. Annesinin bir yıl önce Şam'a gittiğinde bir subayın,
babasının isminin bulunmadığını söylediğini
aktaran Hımeyş, "Rejimin yıkılmasının ardından babamın döneceği umudu oluştu." dedi.
Hımeyş, sosyal medyada serbest kalanlara ilişkin paylaşımların kendilerine umut verdiğini dile getirerek "Hatta babamın isminin listede olduğu söylenmişti, herkes bizi arayıp soruyordu. Daha da umutlandık. Sevgiyi gördük, babam iyi biriydi, herkes onu severdi ancak dönmedi." diye konuştu.
'Bu dönem mezuniyetim var, onun da burada olmasını isterdim'
Babasız büyümenin zor olduğunu vurgulayan Hımeyş, "Babasız büyümek, dayanaksız büyümek demek.
Babamın yolunu hep bekledim.
Bu dönem mezuniyetim var, onun da burada olmasını isterdim. Ortaokul ve lisedeki mezuniyetlerde onu çok bekledim.
Başarılarımızı görmesini isterdim.
" ifadelerini kullandı.
Hımeyş, babasının yokluğunda
kardeşlerini büyütmenin sorumluluğunun
kendisine düştüğüne, onlar için güçlü kalmaya çalıştığına dikkati çekerek, "Etrafımdaki insanlar etkilenmesin diye duygularımı hep gizledim." dedi.
Sadece ailesinin değil tüm köy halkının babasının yokluğundan etkilendiğini dile getiren Hımeyş, köylülerinin babasını özlediğini kaydetti.
Hımeyş, akıbetine dair hiçbir bilgiye ulaşamadıkları babasının bir mezarının bile olmadığını söyleyerek, "Babama çektirdiklerini (Esed rejimi) onlar da yaşasın. Şu an sosyal medyada gördüğümüz işkence yerlerini hayal bile edemezdik.
İnşallah o da (Beşşar Esed) işkence görür ve ölür."
şeklinde konuştu.
'Hatalı kim varsa hesap vermeli'
Tutsaklardan Cuma Muhammed Molla'nın yeğeni Raid Molla, şeker hastası amcasının 25 Haziran 2013'te
kamyoneti ile mal taşıdığı sırada
kontrol noktasında alıkonulduğunu söyledi.
O günden bu yana amcasıyla bir daha iletişim kuramadıklarını anlatan Molla, sürekli bir yerden bir yere nakledildiği yönünde haberler aldıklarını ancak kendisine ulaşamadıklarını kaydetti. Molla,
en son Sednaya'da olduğunu duydukları
amcası hakkında rejimin düşmesiyle haber beklediklerini söyledi.
'Eşim öldüyse işkenceden dolayı yaşamını yitirmiştir'
Mart 2013'te eşi güvenlik güçlerince alıkonulan
Abir Kara da iki çocuğuyla yıllardır eşinin yolunu gözlediğini
anlattı. Kara, işe gitmek üzere evden ayrıldıktan sonra bir daha eşinden haber alamadıklarını söyledi.
Yıllar sonra eşinin Şam'da tutulduğunu öğrenmesinin ardından oraya gittiğini belirten Kara ancak
bir sonuç alamadıklarını
kaydetti.
Kara, iki çocuğunun,
babasız büyümenin üzüntüsüyle
yaşadıklarını ifade ederek, "Çocuklar durumu biliyor. Sürekli babalarının neden tutuklandığını sorup sebebini öğrenmek isterlerdi, onlara durumu anlatmakta zorlanırdım. Çocuklar babalarının eksikliğinin acısıyla büyüdü ancak artık büyüdüler ve durumun farkındalar." dedi.
'Eşimin mezarı bile yok'
Çocukları için sabırlı ve güçlü kalmaya çalıştığını dile getiren Kara, "Rejiminin yıkılmasının ardından eşimin
dönmesini umut ettik
ancak hapisten çıkanların halini görünce ne kadar
işkence ve zulüm gördüklerini
anladık. O an eşimin bu acıları yaşamaktansa ölmesini temenni ettim. Eğer eşim öldüyse kesinlikle işkenceden dolayı yaşamını yitirmiştir. Bunu yaşatanları asla affetmeyeceğiz." ifadelerini kullandı.
'Çocuklarımın hakkını istiyorum'
"Hakkımı istiyorum, çocuklarımın hakkını istiyorum. Eşimin nerede olduğunu bilmek hakkım. Eşim nerede? Öldü mü? Ne oldu?" diyen acılı anne, içinde bulundukları durumu ve çaresizliklerini şöyle anlattı:
Çocuklarım 11 yıl yoksulluk içinde babasız büyüdü, birçok şeyden mahrum kaldılar, çocukluklarını yaşayamadılar. Eşimin mezarı bile yok. Öldü mü, yaşıyor mu bilmiyoruz. Bize bir şey demediler, ölüm belgesi veya cenazesini bile teslim etmediler. Çocuklarım mezarını ziyaret etmek istese nereye gidecekler?