Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck'un gelecek hafta, "terör örgütü FETÖ ve PKK adına faaliyette bulunmak" suçundan hakkında yakalama kararı çıkarılan eski Cumhuriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Dündar'ı kabul edeceği açıklandı.
DW Türkçe'de yer alan habere göre, Alman Cumhurbaşkanlığı'ndan yapılan açıklamada Dündar ile görüşmenin pazartesi günü cumhurbaşkanlığı konutu Bellevue Sarayı'nda gerçekleşeceği belirtildi.
Almanya'nın Dündar'a geçici pasaport verdiği ortaya çıkmıştı.
Diplomatik kaynaklara göre, Can Dündar'a verilen geçici pasaport, Dündar'ın Türk pasaportu iptal edilse bile, yasal bir şekilde Almanya'da kalabilmesine ve yurt dışına seyahat edebilmesine imkan sağlıyor. Alman makamları tarafından yalnızca istisnai durumlarda verilen geçici pasaport, “yabancılar için seyahat belgesi" ya da Almanca adıyla “Reiseausweis für Auslaender" olarak da biliniyor.
Türkiye'de 15 Temmuz darbe girişiminin mimarı FETÖ'ye ve FETÖ'cü Savcı Zekeriya Öz'e kucak açan Almanya, önceki gün Bakanlık düzeyinde yaptığı açıklamada Türkiye'nin talebini yerine getirmeyeceğini belirtmişti. Alman Adalet Bakanı Heiko Maas'ın yaptığı açıklamada, FETÖ'nün firari savcıları Zekeriya Öz ve Celal Kara'nın Türkiye'ye iade edilmeyeceği ifade edilmişti.
Bu dosyaların ayrıntıları hakkında yorum yapmaktan kaçınan Bakan, Türkiye'den gelen iade taleplerinde, siyasi nedenlerle açılmış soruşturmalar için “Kesinlikle iade söz konusu olmayacaktır" diye konuşmuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Almanya'nın açıklamalarına tepki göstermiş ve şu ifadeleri kullanmıştı:
- "Almanya Adalet Bakanı, Türkiye'nin bu talebi konusunda medyaya verdiği demeçte FETÖ üyesi savcıların kesinlikle iade edilmeyeceklerini söylemiştir. Bakana göre Türkiye ile Almanya arasındaki adli yardımlaşma sadece ağır suçları kapsıyormuş. Siyasi gerekçeler bunun dışında kalıyormuş. Üstelik bu kadarla da kalmamış Alman Bakan, terör örgütlerini destekleyen gazetelere yönelik operasyonları kastederek 'gelişmeleri kaygıyla izliyoruz' demiş. Şimdi biz de Almanya'nın bu yaklaşımını ve onun ürünü olan uygulamaları kaygıyla ve hatta dehşetle izliyoruz"
- Ey Almanya; Sayın Merkel'e ben 4 bin dosya verdim. Daha sonra İstanbul'daki son görüşmemizde 'Sayın Şansölye, ben size 4 bin dosya vermiştim. Bunların akıbeti ne oldu?' dedim. O dosyaların sayısı 4 bin 500 oldu' dedi. 'Demokratik bir ülkenin, bu örgütün mensuplarını korumasını anlamakta zorlanıyorum' dedim. Şimdi kalkmışlar, bize akıl veriyorlar, endişeleniyoruz. Almanya; biz sizin bu duruşunuzdan endişeleniyoruz. Bu terör belası, bumerang gibi gelip sizi de vuracaktır. Bizim sizden bir beklentimiz yok ama siz, teröre yataklık yapmaktan tarih boyunca anılacaksınız. PKK, DHKP-C, FETÖ gibi terör örgütlerinin mensuplarına yıllardır kol kanat geren Almanya'nın şimdi de ısrarla FETÖ'nün arka bahçesi haline dönüşmesinden dolayısıyla biz de endişe ediyoruz"
