T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
S O N D A K İ K A | 26 TEMMUZ 2006 ÇARŞAMBA | ||
|
'100 Soruda AB'
AK Parti Genel Merkez Dış İlişkiler Başkanlığı, AB sürecini topluma tanıtım amacıyla "100 Soruda AB" konulu kitapçık hazırladı. Kitapçıkta, 100 soru sorularak, AB'nin kuruluşu, tarihçesi, amaçları, karar, danışma ve yargı organları ve genişleme süreci ve Türkiye, AB tarama süreci hakkında yanıtlar aranıyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kitapçığa yazdığı önsözde, "Dünyanın medeniyetler ekseninde birbirine karşı kamplara bölünmeye çalışıldığı, terörün giderek daha yıkıcı ve acımasız bir hale geldiği bu dönemde, Türkiye'nin birleştirici kimliği önemli bir değer olarak ortaya çıkmaktadır" dedi. Erdoğan, Türkiye'nin, AB üyeliği hedefinin, Atatürk'ün muasır medeniyetler seviyesine ulaşma projesinin önemli bir parçası olduğunu anımsatarak, 45 yıllık bu süreçte, Türkiye'nin perspektifinin her zaman 'Tam üyelik' istikametinde olduğunu kaydetti. Türkiye'nin taşıdığı özgünlüklerle birlikte, tarihsel olarak Avrupa'nın bir parçası olduğunu vurgulayan Başbakan Erdoğan, AK Parti iktidarının, AB'ye uyum konusunda ciddi bir kararlılık sergilediğini, bu kararlılıktaki öncelikli hedeflerinin, Türk insanının çağdaş yaşam standartlarında, demokratik, insan haklarına saygılı, hukuk devleti normlarında bir refah düzeyine kavuşturmak olduğunu bildirdi. Erdoğan, Türkiye'nin, AB içinde yer almasının 'sahici' ve 'zengin' birlik zeminine yol açacağını belirterek, Türk toplumunun bu zemine bütün kesimleri ile konsensüs iklimi içinde destek verdiğini ifade etti. GENEL BAŞKAN YARDIMCISI DİŞLİ AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Dış İlişkiler Başkanı Şaban Dişli de yaptığı değerlendirmede, AB'ye katılım sürecinin zorluklarla dolu ancak Türkiye'yi çağdaş uygarlık düzeyine çıkaracak, uzun soluklu bir yolculuk olduğunu ifade etti. Dişli, Türk halkının da en az Avrupa halkları kadar daha demokratik, daha zengin, daha insanca şartlarda yaşamayı hak ettiğini kaydetti. TÜRKİYE'NİN KIRMIZI ÇİZGİLERİ Kitapçıkta, Türkiye'nin kırmızı çizgileri şöyle sıralanıyor: "Türkiye, Kıbrıs Rum yönetimini bu haliyle Kıbrıs Cumhuriyeti adı altında tanıyamaz, siyasi tanıma, ancak soruna kapsamlı bir çözüm bulunması halinde olur. Onay aşamasında 'Sözde Ermeni Soykırımını' kabul etme asla bir önkoşul olamaz. Lozan dengelerden ve toprak bütünlüğünden asla ödün verilmez." Türkiye'nin 'İmtiyazlı Ortaklık' gibi bir statüyü kabul etmesinin mümkün olmadığı ifade edilen kitapçıkta, tarama sürecinin 2006 yılı sonunda tamamlanmasının beklendiği bildirildi. Türkiye'nin, AB sürecine ilişkin soruların da yanıtlarının arandığı kitapçıkta, "Müzakereler sırasında Türkiye'nin kabul edemeyeceği bir konuda direnmesi mümkün olabilecek midir?" sorusuna, şu yanıt veriliyor: "Bu süreç içerisinde, Türkiye'nin herhangi bir dayatma ile karşı karşıya kalması söz konusu değildir. Çünkü bu bir uyumlaştırma sürecidir. Özellikle Kıbrıs meselesi, Ermeni meselesi gibi Türkiye'nin bazı dış politika alanları ile ilgili olarak Türkiye tutumunu açıklamıştır; Türkiye, bu alanlarda kendisine herhangi bir şekilde dayatma yapılmasını kabul edemez, yalnızca AB'nin, Türkiye'yi üye yapmak için değil, Türkiye'nin de, AB'ye üye olmak için şartları vardır, geçemeyeceği sınırları vardır." "KIBRIS GÜNDEME GELECEK Mİ?" "Müzakereler sırasında 'Kıbrıs Cumhuriyeti' gündeme gelecek mi?" sorusuna ise müzakereler sürecinde bu konunun gündeme gelebileceği belirtilerek "Türkiye'nin, müzakere sürecinde ortaya koyduğu tutumlardan biri de bu konuyla ilgilidir. Türkiye, Kıbrıs Rum yönetimini, Kıbrıs Cumhuriyeti olarak tanıyamaz. Ancak, kuzey, güney Kıbrıs birleşmesiyle oluşacak, yeniden birleştirilmiş Kıbrıs (Re-unified Cyprus) kurulursa siyasi tanıma gerçekleşir" görüşüne yer veriliyor. "Müzakerelerin ne kadar sürmesi beklenmektedir" sorusuna karşın, müzakerelerin başında yapılan taramaların müzakerelerin ne kadar sürebileceğine dair bir öngörü oluşturabileceği belirtiliyor. Kitapçıkta, "AB, 2014 yılına kadarki bütçesinde Türkiye'nin üye olduğu varsayımına dayanan hiçbir öngörüye yer vermemiştir. Ancak, müzakereler hızla gelişir de daha önce biterse ek bütçe yapılması yolu kapalı değildir" ifadesi yer alıyor. AB, TÜRKİYE'NİN BÖLÜNMESİNE Mİ SEBEP OLACAKTIR? "AB, Türkiye'nin bölünmesine mi sebep olacaktır?" sorusu ise şöyle yanıtlanıyor: "AB'nin kuruluş amacı temel olarak barış ilkesine dayanmaktadır. Barış çerçevesinde oluşmuş bir birlik, kendisine üye olacak hiçbir ülke içinde oluşabilecek kaosa razı olmayacaktır. Türkiye'nin içine düşebileceği düşünülen çatışma ve bölünme senaryoları sadece bulunduğu coğrafyada değil, tüm Avrupa'da da bir istikrarsızlık ve tehdit unsuru olacaktır. Böyle bir durum hiç şüphesiz AB'nin yararına değil zararına olacaktır." TÜRKİYE'Yİ ZORLAYACAK İKİ KONU; TARIM VE ÇEVRE Kitapçıkta, müzakere sürecinde Türkiye'yi en çok zorlayacak iki konunun tarım ve çevre olacağı vurgulanırken, özellikle tarım sektöründe yapılması gereken yapısal dönüşümün oldukça zorlu geçeceğinin tahmin edildiği kaydediliyor. AB ile yapılacak tarım müzakerelerinin, göç, gelir dağılımı, Türkiye'nin ihracatı, gıda sektörünün geleceği açısından hayati önem taşıdığına dikkat çekilirken, Türkiye'nin, AB tarım desteklerinden yararlanabilmesi için bitkisel ürün rakamlarının, hayvan sayılarının, gıda üretiminin ve işletmelerinin durumuyla ilgili verilerin sağlıklı hale getirilmesinin sağlanması gerektiği vurgulanıyor. Bu süreçte Tarım Bakanlığının yapısının değişmesi ve bakanlığın piyasa düzenleyicisi konumuna gelmesinin de ilk yapılacaklar arasında yer aldığına işaret ediliyor. Müzakere sürecinde Türkiye'den diğer aday ülkelerden farklı, yeni bir şeyin talep edilmeyeceğinin altı çizilirken, 35 ana başlığın tek tek müzakere edileceği kaydediliyor. Kapçıkta, Türkiye'nin, AB'ye gireceği zamana kadar 90 bin sayfayı bulan AB müktesebatının tamamını Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aktarmak zorunda olduğu ifade ediliyor.
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |