T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
Y A Z A R L A R | 16 TEMMUZ 2006 PAZAR | ||
|
Şehirler yüzyılların içinde oluşan kültürlerin, ekonomik ve siyasal boyutlarıyla topluma yansıyan yüzleridir. Şehirler kültürlerin, kültürler inançların tarihidir. Medine'siz kutsal, Atina'sız seküler kültür düşünülemez. Kültürler şehirlerde zenginleşerek, yeni boyutlar kazanır. Şehirler değişik amaçlarla inşa edilmiş yapıları, kurumları ve kuruluşlarıyla kültürlerin, görünen somut yanlarını oluştururlar. Görünen ve görünmeyen yanlarıyla her kültürün rengine boyandığı erdemli şehirleri vardır. Dünyada kutsal kültürün beslendiği erdemli şehirlerin başında, bir arada yaşamanın şah örneği, çokkültürlüğün merkezi, Hicret şehri Medine gelir. Ölümlü ve ölümsüz, bütün boyutlarıyla hayatı yaşanılır kılmanın ölçüsü, Medine'de erdemdir. Erdemli insanlar erdemli toplumu, erdemli toplumlar erdemli şehirleri oluştururlar. Kültürden kültüre insanlar nasıl değişirse, şehirler de öyle değişir. Şehirler kültürlerin hem varolma hem de yaşama kaynaklarıdır. Dünyanın hangi ülkesinde olursa olsun, şehirlerin erdemi, erdemli şehirlerin anası Medine'yi, kendilerine örnek almalarından kaynaklanır. Medine İslam Peygamberi'nin Mekke'den Medine'ye hicret etmesiyle Medine olmuştur. Ancak onun erdemi, dayandığı değerlerin ilk insanla yaşıt olmasından kaynaklanır. Şehirlerin barış şehirleri olabilmeleri için, Medine'nin solmaz rengine boyanmasını bilmeleri gerekir. Onun toprağından toprak taşıyan şehirlerde, erdemli olmanın binbir renkli çiçekleri açar. Erdemli insan, erdemli şehirde, hayatın bütün boyutlarında mutluluğu, yalnızca kültürel ya da yalnızca ekonomik alana odaklanarak uçlarda değil, her ikisini altın bir oranda birleştiren orta alanda arar. Seküler kültürde iddia edildiği gibi, insanlık erdemi yalnızca ekonomik alan içinde ararsa, şehirler savaş alanına dönüşerek, toplumun bütün kesimleri için yaşanılmaz hale gelirler. Erdemli şehir Medine'yi örnek alanlar, kültürün ilkeleri ile ekonominin kuralları arasındaki uyum ve düzeni korumada, büyük bir ustalık kazanırlar. Onlar hiçbir zaman, yalnızca kültür ya da yalnızca ekonomi diyenlerin tuzağına düşmezler. Medine'de hem mescit, hem de çarşı vardır. Erdemli insan, mescidi çarşıdan, çarşıyı da mescitten soyutlamaya kalkışmaz. O mescidin erdeme çağıran ezan, çarşının da görünmeyen dünyanın görünen eylem alanı olduğunu bilir. Erdemli şehirde, erdemli insanın değeri, şehire verdiklerinin, şehirden aldıklarını aşıp aşmamasıyla ölçülür. İnsanın şehire verdiklerinin büyüklüğüyle, erdemliliğin doruklarına ulaşırken, aldıklarının büyüklüğüyle de erdemsizliğin doruklarına ulaşır. Tokgözlü erdemli insan üretimin, açgözlü erdemsiz insan da tüketimin peşinden koşar. Erdemli şehirler savaşın değil, barışın öncüleridir.
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |