T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
Y A Z A R L A R | 15 TEMMUZ 2006 CUMARTESİ | ||
|
Biliyoruz ki, büyük projeler önce 'büyük rüyalar' kurularak gerçekleşiyor. Bu anlamda, büyük hayallerden bahsederken, rahmetli Turgut Özal ve Ebulfeyz Elçibey'in önemli katkılarının altını çizmek gerekiyor. Kısacası, bu 'stratejik rüya'nın başlangıcı o yıllarda başlıyor. Şimdi, 'küresel üstünlük mücadelesi'nin en acımasız biçimde sürdürüldüğü Orta Asya, Kafkaslar ve Ortadoğu'nun fotoğrafını çeken Zbigniev Brezinski'nin "Büyük Satranç Tahtası" BTC ile 'Batı Yakası'na doğru yeni bir hamle yapıyor. Bu aynı zamanda, ABD için 'Bütünleşmiş bir Avrasya Stratejisi' anlamına gelmektedir. İşte bu yüzden, Amerika kendi petrol şirketlerinin ve Rusya'nın itirazlarına rağmen, BTC projesinin gerçekleşmesinde ısrarcı olmuştur. Kısacası, Bakü-Tiflis-Ceyhan projesi sadece bir petrol projesi değil, uzun vadeli ve kapsamlı bir stratejinin ilk hamlesidir. Nitekim, bölgeye ilişkin uzun vadeli Amerikan planının temel parametrelerini ortaya koyan Brezinski'nin "Büyük Satranç Tahtası" kitabında, Fransa, Almanya, Rusya, Çin ve Hindistan büyük ve etkin jeostratejik oyuncu, Ukrayna, Azerbaycan, Güney Kore, Türkiye ve İran jeopolitik mihver olarak tanımlanmış, ancak Türkiye ve İran aynı zamanda sınırlı çapta jeostratejik oyuncu olarak nitelenmişlerdir. BTC projesiyle, Türkiye çok aktörlü bu 'küresel oyun'da sınırlı da olsa önemli bir avantaj yakalamış bulunuyor. 'Avrasya stratejisi' ekseninde Fransa ve Almanya'nın etkin birer 'jeostratejik oyuncu' oldukları dikkate alındığında, Bakü-Tiflis-Ceyhan projesiyle Türkiye'nin Avrupa-Asya entegrasyonunda oynadığı rol daha bir belirgin hale gelecektir. Nitekim, törende yaptığı konuşmada bu 'stratejik' öneme vurgu yapan Başbakan Tayyip Erdoğan, dünya enerji talebinin 2030 yılına kadar yüzde 60 oranında artmasının beklendiğini ifade ederek, şöyle dedi: "Bunu göz önünde bulundurduğumuzda, Hazar petrollerini uluslararası pazarlara kesintisiz ve güvenli biçimde taşıyacak olan Bakü-Tiflis-Ceyhan projesinin bölgesel ve küresel değeri daha iyi anlaşılacaktır. Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattı, Batılı ülkelerin Hazar Havzası petrollerine doğrudan erişebilmesi bakımından da stratejik öneme sahiptir." Şimdi sırada, önümüzdeki 5 yıl içinde gerçekleşecek olan Türkiye-Yunanistan-İtalya-Avusturya gaz boru hattı 'Nabukko' projesi var. O zamana kadar Türkiye-Yunanistan gaz boru hattı da devreye girmiş olacak. Kısacası, Türkiye Avrasya'dan aldığı bu rüzgarla AB'ye tam üyelik yolunda, gözardı edilemeyecek stratejik bir 'derinlik' kazanmış olacak. Çünkü, Avrupa Birliği ülkeleri, BTC ile petrolü ve doğal gazı bir anlamda 'silah' olarak kullanan Rusya'nın markajından kurtulmuş olacaklar. Bu aynı zamanda, AB'nin Avrasya kaynaklarına daha fazla yönelmesi anlamına geliyor. Petrolün 'Batı Yakası'na açılan en önemli kapısı ise Türkiye… Muhtemeldir ki, 'yüzyılın projesi'nin hayata geçişiyle birlikte, Avrupa'daki 'Türkiye karşıtı' kanaatler de yavaş yavaş değişmeye başlayacaktır. Evet Türkiye, bölgesinde küresel bir aktör olabilmek için önemli bir fırsat yakaladı. Ama bu durumun, ekonomik, askeri, teknolojik ve kültürel anlamda Türkiye'ye yüklediği sorumluluklar var. Yani, sadece başkalarının çıkarlarına endeksli bir rüzgarla hedefe varmak mümkün değil.
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |