T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 12 TEMMUZ 2006 ÇARŞAMBA
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Yurt Haberler
  Son Dakika
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  İnsan Kaynakları
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Taha KIVANÇ

Milli havayolumuz ne halde?

Türk Hava Yolları (THY) yönetimi okulların tatile girdiği güne, yaşattıkları açısından, 'Kara Cuma' adını takmış. THY genel müdürü Temel Kotil'in ağzından duyduğumda hemen hatırladım: O gün bazı iç ve dış seferler hiç yapılamamış, bazıları ise nice gecikmeden sonra gerçekleşebilmişti... "Olayı kendi aramızda değerlendirdik ve tekerrür etmemesi için tedbirimizi aldık" dedi genel müdür...

Bir grup yazar, dün, kahvaltı sofrasında buluştuk THY genel müdürü Kotil'le; lâfını eğip bükmeden yaptığı açıklamaları dinledik. Birimiz Temel Bey'in uçak mühendisi olduğunu bilmediğini itiraf etti; birimiz "Eleştirilerimiz aşırı kaçabilir, bunu milli kuruluşumuz olduğu için THY'ye sahip çıkma duygumuza verin" tavsiyesinde bulundu. Hepimiz anlattıklarını pür dikkat dinledik.

Milli bir kuruluş olması hâlâ devam edi-yor THY'nin, ancak borsada satılan hisse senedi miktarıyla özelleştirmede yüzde 50 sınırı geçilmiş. Bunun blok satış yoluyla olmaması THY'ye hâlâ 'millilik' atfetmemiz açısından önemli. Halkın sahip çıkması, anladığım kadarıyla, güven verdiği gibi ek sorumluluk da yüklemiş yöneticilere... THY son iki-üç yıl içersinde yeniden büyüme sürecine böylece girmiş...

1998, THY için, kara bir yıl sayılabilir; dönemin yöneticileri kurumu kendi yağıyla kavuracak tasarruf tedbirleri almak zorunda kalmışlar o yıl. Hat sayısı azalmış, uçaklar daha az sefer yapmış, personel işten çıkartılmış... Şimdilerde tersine bir süreç yaşanıyor: İç ve dış hat sayısı rekor düzeyde, buna bağlı olarak seferler de çok artmış; taşınan yolcular tavana vurmuş... "Şu yakınlarda 24 yeni noktayı sefere açtık" dedi Temel Kotil...

'Kara Cuma' yaşanmasının sebebi gazetelere 'personel azlığı' olarak yansımıştı ya, THY'nin kendi kayıtlarına da resmî olarak aynı gerekçe geçmiş; fakat genel müdürün anlattıklarından sorunun daha karmaşık olduğunu çıkardım ben. O gün ancak 'Havaalanı' tarzı filmlerde yaşanacak türden bir dizi talihsiz gelişmeyle karşılaşıldığı anlaşılıyor. O talihsizliklerin bağlanacağı sebeplerin başında da bilgisayar programı geliyor...

Havacılık, bilgisayar teknolojisinin en fazla kullanıldığı bir alan... Bir süre önce, bir yurtdışı seyahat sırasında pilottan aldığım dâvetle oturduğum kokpitte, gözlerimi önümde sıralanan düğmeler ve göstergelerden alamamıştım. Uçakları havalanma öncesinden başlayarak bilgisayar yönlendiriyor, kaldırıyor, uçuruyor ve indiriyor. Bu arada, hem personel görevlendirmesini, hem de yolcu programını yapıyor bilgisayarlar...

'Bilgisayar' dediğimiz makine değil yalnızca, onları o kadar işlevi yapar hale getiren, programlar aslında. Uçağı uçuran bir program, yolcu trafiğini yönlendiren ayrı, personelin görev listesini hazırlayan ayrı program... 'Kara Cuma'yı getiren, iş hacminin yükü ve ilişkilerin karmaşıklığına pek uymayan bilgisayar programı olmalı... Dünyanın parası ödenerek yetkin olduğu ispatlanmış farklı bir bilgisayar programını hemen devreye sokmuş THY...

Birkaç yıl önce, hem de normal vaktine bir saat kala, havaalanına onaylı biletle geldiğim halde, "Uçakta yer yok" cevabı aldığımda çok şaşırmıştım. Meğer her seferde nasıl olsa gelmeyen çıkıyor diye, uçak şirketleri, yolcu sayısından fazla bilet satarmış... Tabii, bilet almış bütün yolcular geldiğinde sorun çıkması kaçınılmaz oluyor; benim olayımda, görevliler, 'business'ta uçurarak sorunu çözmüşlerdi. Çözülemeyen sorunlar gazetelere haber oluyor...

Gazeteci milleti seyahati sever, en çok da uçağa biner yolculuklarında; bu sebeple, THY gazetelere başka araçlardan daha fazla konu olur. Genel müdürün medyayı bilgilendirme girişimi çok yerinde. Kurumun basınla ilişkilerini yürüten Dr. Ali Genç vaktiyle önemli görevler üstlenmiş bir meslektaşımız. Hepimiz, "Aman bu girişimi sürdürün" tavsiyesinde bulunduk...

Temel Kotil, "THY, hem büyümede, hem güvenirlikte, hem de verimlilikte Avrupa'nın en büyük havayollarıyla yarışacak güçte" dedi. Geçen yıl yüzde 20 büyümüş THY; güvenilirliği ispatlandığı için sigorta primi yarı yarıya düşmüş... Verimlilik en önemlisi; 150 milyon doların üzerinde kâr yapılmış... Bu yıl 21 yeni uçak filoya katılmış, tarifeli sefer sayısı 150 bini yakalamış (2005: 120 bin)... Yolcu doluluk oranı yüzde 80'i bulmuş... Çalışan sayısıyla birlikte personel başına düşen yolcu adedi de yukarıya çıkmış... "Zamanında kalkma bakımından da diğer büyük havayollarının önündeyiz" dedi THY genel müdürü...

İnsanın ayağını yerden kestiği için uçak zaten korkutucu bir yolculuk aracı; bu sebeple de uçuş güvenliği her havayolunun vazgeçilmez önceliği oluyor. Gördüğüm kadarıyla, THY, bu alanda hiçbir eksik bırakmamak niyetinde.

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi