T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 12 TEMMUZ 2006 ÇARŞAMBA
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Yurt Haberler
  Son Dakika
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  İnsan Kaynakları
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Hüseyin HATEMİ

Washington'a pirince gitmek

Bir zamandan beri, Radikal'de AB hakkında yazan Kaleağası yerine, ne olduğunu bilmediğim bir Brookings Enstitüsü'nün "Türkiye Programı Direktörü" Dr. Ömer Taşpınar'ın Condoleezza Rice övgüleri yayımlanmaya başladı. Bu zat, sebat ile aynı türküyü çağırmayı sürdürüyor: Türkiye ABD'siz yaşayamaz! Bush'u beğenmediyseniz dişinizi sıkın, ardından küresel bacı Rice geliyor!

Bundan önce iki yazısına değindim. Şimdi de üçüncüsüne değinmek zorunda kalıyorum.

Bu yazılarda "Amerikan pragmatizmi" (Makyavelizm) etkisi ile ve herhalde "hafıza-i beşer nisyân ile ma'lûldur" düşüncesi de eklenerek, zaman zaman çelişkilere de rastlanmıyor değil! Fakat bu kadarcık kusur "Direktör"lerde de olur. (Ufak tefek çelişkiler/mühim değil olur Ömer!) Aslında bunlara kusur değil "hüner" demek gerek! "Amerikan pragmatizmi"nin anlamını çok iyi kavrayan ve on yıl kadar önce, 28 Şubat bulutlarının belirmediği bir sırada söylediği sözlerle beni de duygulandırdığı için kendilerini Sultan Hamîd Merhum'a benzetmiş olmamın iç sızısını şimdi duymakta olduğum Baba, "Dün dündür/bugün bugündür" dememiş mi idi? Şu halde her yazıda başka bir cilve-i pragmatizm izhar etmek ayıp değil hünerdir. (Her ayb ke Sultân be-pesended, honer-est = Sultanın beğendiği ayıp hüner sayılır - Sa'dî)

Bu arada, Köhne Kıt'a Avrupa'dan cılız bir ses yükselebilir: -Kitab'ın bir yerinde, ein Mann, ein Wort anlamına gelen, "er kişinin sözü bir olur!" diyen bir şeyler yok muydu Mîrim?

Cevap hazırdır: -Dağ vaazi'ni filân karıştıracaksan zahmet etme ey bunak! Brahma, Pragmadır. İsa (A.S.) da bu kabil saflıklar gösterdiği için sonu çarmıh olmuştur. Moon Hazretleri de böyle söyler! Önemli olan, başarıdır, zaferdir, güçtür! Veyl mağlûplara! Dr. Ömer Taşpınar'ın çelişkileri de temelde değil! ABD'nin "âzâd kabul etmez müttefiki" olmamız konusunda sebat ediyor. Ne var ki bir yazısında bunu bizim serbest irademizden doğacak bir seçim olarak sunarken, başka bir yazısında "bükemediğin eli öp!" "realizm"i satırlar ardından sırıtıyor. Özellikle son yazısında böyle! Bu yazıda Filistinli çocukların çığlıklarından en küçük bir etkilenme yok! Anlaşılan bu sesler Washington'a kadar ulaşamıyor. Taşpınar diyor ki:

-Türkiye bölgede daha etkili olmak için Washington'la sağlam ilişkiler kurmak zorunda. Bu ideolojik bir saplantı değil güçler dengesinin doğal bir sonucu. Bu durumu objektif bir veri olarak kabul etmekte sonsuz fayda var... Condoleezza Rice gibi önemli aktörler Türkiye'nin öneminin farkında.

Bundan sonra da "AK Parti övgüleri" geliyor ki, Rice ile Ankara arasında "yeniden eski mahabbetleri tecdîd edelim" ilişkileri kurulabilsin.

Bir gün önceki Radikal'de, Dışişleri Bakanı Gül'ün, "Birkaç günde bu kadar Filistinli'nin ölmesini dünya seyrederken, ...tabiî ki bölge halkının... (Batı'ya karşı) duyguları değişir" beyanı vardı. Taşpınar, anlaşılan, nazar değmesin, bu gibi duygusal tepkilere taş gibi sağır! Varsa Rice, yoksa Rice! Oysa küresel bacımız bir ağzını açıp da "Filistin'de vuran da vurulan da bizimdir" dahî demiyor! Hem niye desin? Derse, yöresel bacımız gibi, defterinin dürüleceğini bilmez mi?

Biz ne yapmalıyız? Kâbe'ye gider hacılar/Yürekte çoktur acılar/Evdeki çifte bacılar/Kardaş der de ağlar m'ola?

Ağlamaz! Düşenin dostu olmaz, hele bir yol düş de gör! Sakın mağrur olma (aldanma) ey yüzü mâhım! (Veya: ey Abdullah'ım!) / Niceler bu tarz-ı revişden geçti! Merhum Menderes'i, Merhum İnönü'yü hatırlayalım! Washington'a Rice'a giderken evdeki bulgurdan da olmayalım!

Kilâb-ı zulme kaldı gezdiğin nâzende sahrâlar/Uyan ey yâreli şîr-i jiyân bu hâb-ı gafletten! Irak'ın ardından Filistin'in hali gözümüzün önünde! Fakat üzülmeyin ey soydaşlarım, vatandaşlarım, uyrukdaşlarım! Türkiye ile ABD arasında nükleer enerjinin barışçıl amaçlarla kullanılmasına dair işbirliği anlaşması Resmî Gazete'de yayımlanmış! Sakın ola ki, bundan sonra bu konuda bizi eğitmek için gelecek "barışçıl gönüllüleri"ne gönülsüz davranmayasınız! Hürmette kusur etmeyesiniz! Pragmatist Realizm'in öfkesi bî-aman, darbesi de yaman imiş!

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi