T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
Y A Z A R L A R | 10 TEMMUZ 2006 PAZARTESİ | ||
|
12 Eylül askeri darbesine yaklaşıldığı günlerde, TBMM iki konuda kilitlenmişti. Bunlardan birincisi, 100'den fazla tur yapılmasına rağmen Cumhurbaşkanı seçilememişti. İkincisi ise, Adalet Partisi tarafından verilen erken seçim kanunu teklifinin, Anayasa Komisyonu'nda bir türlü sonuçlandırılmamış olmasıydı. Anayasa Komisyonu'ndaki buhran, bu komisyona başkan seçilmesi sırasında başlamıştı. Anayasa Komisyonu'nda 10 CHP'li, 9 AP'li, 1 MHP'li ve bir de MSP'li üye bulunuyordu. MHP'li üye kendisinin Adalet Partisi ile birlikte hareket edeceğini önceden ilan etmişti. MSP'li üye, Şener Battal ise, bu bölünmeden yararlanarak Anayasa Komisyonu Başkanı olmak istiyordu. Battal bunu temin için Adalet Partisi'ne ve CHP'ye teklif götürdü. AP Battal'ın başkanlığını kabul etmedi. Ancak CHP'liler, bu teklifi kabul ederek onu başkan seçmek için teşebbüse geçtiler. Komisyonun CHP'li üyesi Muammer Aksoy, partisinin bu kararına karşı çıktı. O CHP ve AP gibi iki büyük parti varken MSP gibi az sayıda milletvekili bulunan bir partinin Anayasa Komisyonu Başkanlığı'nı almasına itiraz ediyordu. Nitekim bu itirazını yazılı olarak CHP grup başkanlarına iletti. Yazdığı mektupta, kendisinin başkan olmak istediğini, ancak bu mümkün olmazsa Şener Battal'a değil, Adalet Partisi'nden Cevdet Akçalı'ya oy vereceğini bildiriyordu. CHP, Şener Battal'a oy vermek için onu ikna edemeyince, Muammer Aksoy'u komis-yon üyeliğinden aldılar ve yerine başka bir üyeyi tayin ettiler. Bu suretle, MSP'li üye Şener Battal Anayasa Komisyonu Başkanlığı'na seçildi. Adalet Partisi, Cumhurbaşkanı'nın seçilememesi sebebiyle hasıl olan tıkanıklığı açmak için erken seçim yapılması için bir kanun teklifi hazırladı ve TBMM Başkanlığı'na verdi. CHP ve MSP erken seçim yapılmasına karşıydı. CHP TBMM'nin erken seçim kararı alamayacağını ve bunun Anayasa'ya aykırı olduğunu iddia ediyordu. Bu tezi savunmak için de hukukçuklarını ve aynı fikri savunan ilim adamlarını seferber etmişti. Komisyon toplantılarında, Prof. Turan Güneş, Muammer Aksoy bu tezi savunanlardandı. Komisyonda söz alıp uzun uzun konuşuyorlardı. Komisyon Başkanı Battal ise, bunlara sık sık söz vermek, toplantıyı uzatmak ve sonunda müspet veya menfi bir oy alınmasını önlemek için elinden gelen her vasıtaya başvuruyordu. TBMM içtüzüğünün 122. maddesine göre, bir teklifin kabul edilebilmesi için, evet oylarının hayır oylarından fazla olması gerekiyordu. Aksi halde, teklif kabul edilmemiş sayılıyordu. Evet ve hayır oylarının eşit çıkması halinde teklif kabul edilmemiş olduğundan reddedilmiş sayılacaktı. Adalet Partisi erken seçim yapılması teklifinin reddedilmiş olarak dahi Genel Kurul'a gelmesine taraftardı. Şener Battal bu maddeye, "oyların eşit çıkması halinde tekrarlanması gerektiği" şeklinde bir yorum getirdi. Bu yorum yanlıştı. İhtilalden bir gün önce, 11 Eylül günü dahi Anayasa Komisyonu toplanmış, oylamada eşitlik bozulmadığı için, toplantı ertelenmişti. Türkiye'yi 12 Eylül'e götüren şartlar arasında, TBMM'nin Cumhurbaşkanı'nı seçememesinin rolü büyüktür. Bununla birlikte TBMM'de erken seçim kararı alınamamasının rolü de çok büyük olmuştur. O tarihte iki büyük partiyi temsil eden CHP ve Adalet Partisi, basireti bir yana bırakarak, küçük hesaplar peşine düşerek, 12 Eylül müdahalesi için gerekli ortamı hazırlamışlardır. Bu gün 12 Eylül ile bu günkü şartların aynı değildir. Seçimlerin ne zaman yapılacağı kanunlarla bellidir. TBMM isterse bu tarihi öne alabilir. Yanlış olan şey, erken seçim konusunun, Cumhurbaşkanlığı seçimine bağlanarak tartışılmasıdır. Tartışmanın bu zemin üzerinde yapılması, bir takım sıkıntılar yaratmaktadır.
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |