![]() T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
![]() | |
![]() |
![]() | |||
![]() |
Y A Z A R L A R | 31 OCAK 2006 SALI | ![]() |
![]() |
| ![]() |
Bugün 1 Muharrem 1427. Merhum Üstad Necip Fâzıl Kıskaürek'in Esselâm / Mukaddes Hayattan Levhalar adlı eserinden -bu eserin gereğince değerlendirilmemiş olduğunu da hatırlatarak- 31 numaralı levhayı iktibas ediyorum:
HİCRET
Mekke'yle Medine arası yollar;
Bu çıplak yollarda ne in, ne de cin
Hicret, yurt dışında aranan destek;
İnsan koşar, ufuk kaçar beraber;
Ayakta, Medine Müslümanları,
Esselâm'ın 32. tablosu Mağra adını taşır ve kutlu hicret yolculuğu sırasında Allah'ın elçisi ile sıddîk dostu Ebubekir'in sığındıkları Sevr Mağarası'nı anlatır. 33. şiir Medine'dir. İslâm medeniyeti, bir bakıma Yesrib'in Medineleşmesiyle başlamıştır. Mekke fethine vuslat için oradan Medine'ye hicret gerekmiştir. Devlete biatlerden ve hicretlerden geçerek varılmıştır. Sılalarını terk edip Medine'ye varan "muhacir"lere oralı Müslümanlar "ensar" (yardımcılar) olmuşlardır. Muhacir Mus'ab bin Umeyr ile "kardeş" kılınan Mihmandar-ı Nebî, vahiy kâtiplerinden Ebû Eyyûb el-Ensârî, hicretin 49. yılında İstanbul surları önünde şehâdet şerbetini içmiştir. Acaba bugün Eyüp Sultan'a gidip dua edenlerden kaçı, onun "Kendi elinizle kendinizi tehlikeye atmayınız!" meâlindeki âyette geçen "tehlüke" kelimesini "savaşa gitmeyip işiyle gücüyle uğraşmak" şeklinde yorumladığını bilmektedir?
|
![]() |
![]()
|
![]() |
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
![]() |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |