T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
G Ü N D E M | 18 OCAK 2006 ÇARŞAMBA | ||
|
Mercedes'e tesadüfen binmedi
İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi, "Susurluk Davası"nda çete kurma suçundan yargılanan DYP eski milletvekili Sedat Edip Bucak hakkında verilen beraat kararını bozan Yargıtay kararına uydu. Bucak yeniden yargılanacak. İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi, 3 Kasım 1996'da Susurluk'ta meydana gelen kaza ile ortaya çıkan "milletvekili-polis-mafya" ilişkileri üzerine açılan "Susurluk Davası" kapsamında "cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak" suçundan eski milletvekili Sedat Edip Bucak hakkında verilen beraat kararını bozan Yargıtay ilamına uyulmasını kararlaştırdı. İstanbul 2. Ağır Ceza Mah-kemesi'ndeki duruşmaya katılmayan Bucak'ı avukatları Süleyman Çınar Bacanlı ve Şevket Küçük temsil etti. Mahkeme başkanı, Yargıtay 8. Ceza Dairesi'nin bozma ilamına uyulmasına, ancak Fatih Bucak, Kemal Yazıcıoğlu ve Mesut Yılmaz'ın dinlenilmesine gerek olmadığına karar verildiğini açıkladı. Sanık avukatlarına, bozmaya karşı beyanlarını ve soruşturmanın genişletilmesi yönündeki taleplerini hazırlamaları için süre veren mahkeme başkanı, duruşmayı erteledi. TESADÜF DEĞİL
Yargıtay'ın Sedat Bucak'a verilen beraat kararını bozma gerekçesinde, sanıkların biraraya gelmesinin "tesadüf olmadığı" belirtilerek, şöyle denilmişti: ''Korkut Eken, İbrahim Şahin, Sami Hoştan ve Haluk Kırcı'nın Siverek'te sanık Sedat Bucak ve yakınları tarafından ağırlandıkları dosyadaki bilgi ve belgeler ile sabit olup, olağan yaşam koşulları içinde biraraya gelmeleri ve tanışmaları dahi olanaksız olan tüm bu kişiler ile sanık Bucak arasındaki ilişkiler ağının yasal bir zeminde gerçekleşip, resmi birtakım gerekçelerden kaynaklandığını, rastlantısal ve meşru olduğunu kabul etmek mümkün değildir'' Kararda, Sedat Bucak'ın, "cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak" suçundan mahkum olan diğer sanıklar ile birlikte aynı teşekkül içinde yer aldığı ve konumu itibariyle yönetici durumunda bulunduğunun gözetilmesi gerektiği de vurgulanmıştı.
Yılmaz'ın Susurluk ifadesi
Kararda, eski ANAP lideri Mesut Yılmaz'ın, TBMM Susurluk Araştırma Komisyonu'na 24 Aralık 1996'da verdiği şu ifade de yer alıyor: "...Gaziantep'te Mehmet Ali Yaprak isimli bir şahıs, sanırım bir özel televizyonun da sahibidir. Bu şahıs bir süre önce bize başvurmuştur. Kendisinin bir akşam 3 sivil şahıs tarafından yolu kesilmek suretiyle kaçırıldığını, çeşitli arama noktaları olduğu halde hiçbir zorlukla karşılaşmadan geçtiklerini; bunlardan, yanındaki şahısların polis oldukları sonucunu çıkardığını; Siverek'te bir hafta süreyle Sedat Bucak'ın bir köyünde tutulduğunu... Sedat Bucak'ın amca çocuğu olan Fatih Bucak, bir ay kadar önce Milli İstihbarat Teşkilatı'na başvurarak, Sedat Bucak'ın bu cinayeti (Ömer Lütfi Topal cinayeti) azmettirdiğini ve bu cinayetin arkasında, o kumarhane sahibinden alınacak 6 milyon dolarlık bir haracın etkili olduğunu; Sedat Bucak'ın daha önce tanıdığı şu anda korumasını yapan bu tim mensuplarının bu işle görevlendirildiğini, Abdullah Çatlı'nın bizzat bu olayın içinde olduğunu söylemiştir."
Karardaki Çatlı Yargıtay kararında 'çete' şöyle tarif ediliyor: "Sanığa ait 06 AC 600 plakalı otomobilin, Susurluk yakınlarında bir kamyona çarpması sonucunda, araçta bulunan sanık, Şanlıurfa milletvekili, araç sürücüsü Hüseyin Kocadağ polis okulu müdürü, Abdullah Çatlı ise uyuşturucu madde kaçakçılığı hükümlüsü, cezaevi firarisi ve katliam sanığı olarak aranmakta olan bir kişidir."
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |