T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
Y A Z A R L A R | 10 OCAK 2006 SALI | ||
|
Değişmeyen Kurban parodisidir bu... Önde hayvan kaçar, arkasında birkaç adam kovalar. Onların da gerisinde muhabirler, kameramanlar. Hep beraber oturur akşam haberlerinde danaların kaçışını seyrederiz. "Bir danayı zaptedemediler." "Sığır peşindekilerin hepsini atlattı." İstanbul ve Ankara başta olmak üzere, bütün memleketten kovalamaca sahneleri gelir karşımıza. Bunlar sadece kameralara yakalanan olaylardır. Hatta onların arasından seçilenler. Sığırı kovalayanların hiç biri Amerikan kovboyları gibi kement atmasını bilmez. Bilen bir kişi çıksa mesele yok ama çıkmaz işte.
Madem ki bu işi beceremeyeceksin, ne diye koca sığır alıyorsun kardeşim? Ufak bir koyun bizi taşımaz, günahımız fazla. İyi de hayvana eziyet var mı kitapta? Kiminin elinde odun, kiminde tüfek. Kimi bıçağı sürter sürtmez hayvancağız can havliyle fırlamış. Allah'tan ki sığır sadece savunma derdinde. Canını yakanlardan acısını çıkarmaya niyetlense, iki boynuz darbesiyle indirir. Abey biz bunu yedi kişi ortak aldık biliyon mu? Yedi kişi bir hayvanı zaptedemediniz. Yok yedimiz birden burda değilik. Ötekiler vekalet verdi, biz ikimiz bunu götürürük sandıydık. Kaçtı gitti. Tüh.
Biz de oturur bu görüntülerin bize yakışmadığını yazarız. Yalan değil, yakışmaz hakikaten. "Bu kafayla mı AB'ye gireceğiz abi?" Her konuyu AB'ye girişe endekslemeye de bayılırız. O kafa, bu kafa farketmez. Rauf Tamer otuz yıldır yazar da bir türlü değişmez o kafa. Aslında kafayı değiştirmek için, en uygun zamandır Kurban Bayramları. Bol seçenek imkânı doğar. Yine de herkes kendi kafasından memnun gelmiş, memnun gider.
Kredi kartıyla kurban
Medyanın görevleri arasında yer alan, her sene Ramazan ve Kurban Bayramı yaklaşırken dini bir konuya farklı yaklaşımlar getirerek tartışmaya açma geleneği, bu bayram öncesinde de ihmal edilmedi. Seçilen konuların bir kısmı bayat olsa bile milletimiz ilgi göstermekten geri durmuyor. Her sene aynı şeyleri tartışmanın sıkıcı bulunacağı düşünülebilir. Fakat görülen o ki kimse şikâyetçi değil. Hocaların bayram namazlarını her seferinde yeniden tarif etmesi gibi, medyamız da aynı konuları tekrar işlemekte sakınca görmez. Çünkü @ tekrare ahsen...
Bu yıl iki konu ortaya atıldı. 1. Kadınlar kurban kesebilir mi? 2. Kredi kartıyla kurban kesilir mi? Defalarca açıklanmış olması sonucu değiştirmiyor. Kredi kartıyla kurban kesilmez. Hem hayvana eziyet olur, hem kesene. İnanmayan Diyanet'e danışsın.
Kadınların kurban kesme meselesini tartışmak kafa karışıklığından başka bir işe yaramaz. Tamam, konu ilginç. İçinde hem kadın var, hem de dini boyut. Yine de buradan fazla ekmek çıkmaz medyamıza. Muhabirleri yurdun dört bir yanına salın... Bakalım, kaç kadın eline bıçak alıp "Ben kurban keseceğim, nerede benim kurbanım!" diye meydana çıkacak.
Allah bağışlasın
İnsanoğlu arada bir, cenazesi olmasa da mezarlıklara uğramalı. Hayat ve ölüm üzerine düşünmek için. Hiçbir tanıdığı olmasa da cezaevine, sağlığı yerindeyken ve hastası yokken hastaneye gidip dolaşmalı. Dışarıda işlerin nasıl yürüdüğünü fark etmek için akıl hastanesine de yolunu düşürmeli. Yoksa yol kendiliğinden düşmez. Ya da düşer ki öylesi daha kötü.
Ele talkım verirken kendisi salkım yutanların durumuna düşmemek için, biz üç arkadaş, geçenlerde bir hastaneye uğradık. Bir de baktık ki Mustafa Karaalioğlu orada. - Hayırdır? - Hayır tabii. Oğlum oldu. - Allah bağışlasın. Analı babalı büyüsün. Vatana millete hayırlı olsun.
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |