T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
Y A Z A R L A R | 6 OCAK 2006 CUMA | ||
|
KUDÜS- Türkiye'nin devlet ve sivil toplum olarak aylardan beri üzerinde çalıştığı Erez'de bir 'Filistin Sanayi bölgesi' kurma projesi, ne yönden bakarsanız bakın, herkes için hayli kazançlı görünüyor: Binlerce Filistinli bu proje sayesinde iş bulacak... İsrail 'güvenlik' alanında ilk defa önemli bir mesafe katedecek... Bölgeye yatırım yapanlar ise burada ürettikleri malları AB ve ABD'ye gümrüksüz ihraç imkânı elde edecek... Bir işadamı, "Dünyanın kazancı en garanti işi bu" dedi bana. Bu herkes için kârlı ticarette en hevesli görünenler Filistinliler... Projenin Filistinliler açısından çekiciliği yalnızca yeni iş sahaları açması yüzünden değil, onlar Türkiye'nin kendi dertleriyle ilgilenmeye başlamasından da ayrıca mutlu görünüyorlar. Projeyi Türkiye adına yürütenler, başka ülkelerin ilişki kurmakta olağanüstü zorlandığı sıradan Filistinlilerin Türkiye'ye duyduğu güvenin başka ülkeleri bayağı etkilediğini fark etmişler. İsrail ile olan diplomatik ilişkisi de bir kusur teşkil etmiyor; bu durum, tam tersine, Türkiye'nin üstlendiği görevi daha iyi yapmasını sağlayabilecek bir üstünlük teşkil ediyor... TOBB'un güdümünde yürütülen projeye devlet de katkıda bulunuyor. TİKA bir ofis de Filistin'de açtı ve projeye maddi katkı da sağlıyor. Türkiye'nin Filistin'le ilişkilerini koordine eden eski bakan Vehbi Dinçerler de bu tür projelerin yararına inanıyor. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ise yoğun mesaisine ara verecek kadar destekliyor projeyi... İsrail'de bazı çevrelerin tam ısınamadığı belli olan Filistinlileri iş ve aşa kavuşturma yolundaki küçük bir adım sayılabilecek Erez'deki sanayi bölgesi projesinin uluslararası destekçileri ise hayli fazla. Faaliyete geçtiği zaman serbest bölge statüsündeki sahada yeri olsun diye bugünden başvuran yabancı önemli şirketler var. Onlar açısından hayli akıllıca bir hesap bu; hele ürünler ve bütün faaliyetler dünyaca tanınmış şirketler tarafından sigorta edilecek olduktan sonra... Bizim burada bulunuşumuz seçimlere gidilen İsrail'de siyaseti tek başına belirleyecek güce sahip Başbakan Ariel Şaron'un beyin kanaması geçirerek hastaneye yattığı bir zamana denk geldi. Eski partisini terk edip 'Kadima' (İleri) adıyla yeni bir parti kuran Şaron seçim sonrasında daha radikal çıkışlar yapmayı planlıyordu. Kamuoyu yoklamaları, mart ayı başında yapılacak seçimde en şanslı parti olarak Şaron'un Kadima'sını gösteriyordu. Şaron'un ölümle sonuçlanacağa benzeyen hastalığı bütün siyasî dengeleri değiştirebilir. İsrail'de siyasî dengelerin değişmesi Türkiye'nin Filistinlileri rahatlatmak ve barışa hizmet etmek üzere soyunduğu misyonu da olumsuz etkileyebilir. Gazze'deki Yahudi yerleşim merkezlerini boşaltan, Batı Şeria'da da benzeri bir boşaltmayı zorlamaya hazırlanan Şaron, bu girişiminde destek görüyordu. Erez'deki Filistin sanayi bölgesi, barışı hedefleyen bir siyasî ortamda daha büyük anlam taşıyabilir. Türkiye İsrail siyaseti açısından karışık bir ortamda, iki tarafa da iyi niyetini kabul ettirerek, onbin kadar Filistinli'ye iş imkânı sağlayacak projenin resmen yürürlük kazanmasını sağlamayı başardı. Dün atılan imzalarla ilk önemli viraj dönülmüş oldu. Bundan sonra iş, projeye uluslararası destek kazandırmakta. TOBB ve projeyle ilgilenen öteki kurumlar zor dönemecin geride bırakıldığına inanıyorlar... Projenin işlerlik kazanması Şaron-sonrası İsrail'in alacağı biçimle de yakından ilgili.
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |