T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 7 NİSAN 2006 CUMA
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Son Dakika
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

İbrahim KARAGÜL

CIA'nın dünyayı saran işkence ağları, gizli hücreler ve modern köle ticareti

Uluslararası Af Örgütü'nün işkence uçakları ve gizli cezaevleriyle ilgili son raporu, şimdiye kadar ulaşabildiğimiz en kapsamlı bilgileri içeriyor. Ancak, 1990'dan bu yana devam eden, 11 Eylül'den sonra bütün dünyayı kapsayan CIA operasyonunun kapsamı düşünülünce, bilgilerin yine de yetersiz kaldığı ortaya çıkıyor. 100'e yakın ülkede yüz bine yakın kişi CIA sorgusundan geçti. Belki binlerce kişi kaçırılıp bilinmeyen yerlere götürüldü. Sorgularda ölenlerin sayısını kimse bilmiyor.

Endonezya'dan alınan bir kişi, Afganistan'a, oradan Mısır'a, Tunus'a, Almanya'ya, Ukrayna'ya ya da bir aşka yere götürülüyor. Yüzlerce kişinin bu sorgulamalar sırasında öldüğü belirtiliyor. Afganistan'dan alınan bir kişinin Türkiye, Bulgaristan, Romanya, Gürcistan ya da Doğu Avrupa'da bir yerlere götürülüyor. Yemen'den alınan biri İtalya'ya, İspanya'ya, İngiltere'ye, Almanya'ya ya da Kuzey Afrika ülkelerine götürülüyor. Güneydoğu Asya'da Tayland, Singapur gibi ülkeler.. Ortadoğu'da Suriye, Mısır, Ürdün ya da İsrail.. Batı Avrupa'dan hemen bütün AB ülkeleri.. Doğu Avrupa'da Bulgaristan, Romanya, Ukrayna, Polonya ya da Çek Cumhuriyeti.. Kafkaslarda Gürcistan, Ermenistan ve Azerbaycan.. Orta Asya'da özellikle Özbekistan.. Yeryüzünün işkence merkezleri, insanlık şuçlarının başkentleri, gizli cezaevleri olarak öne çıkıyor. Türkiye, resmi olarak yalanlansa da, esir ticaretinin, işkence turlarının ara istasyonu gibi.

Karanlık bir dünyaya sürüklenen insanların bir kısmı ya ABD hapishanelerinde ya dünyanın değişik ülkelerinde kurulan gizli cezaevlerinde ya da CIA'nın gizli hücrelerinde yok olup gidiyor. Ne aileleri, ne akrabaları akıbetleri hakkında bilgi alabiliyor. Çünkü başından itibaren devlet terörü olarak planlanıp uygulanan cinayetler, soru sorulacak hiçbir makam bulunmuyor. Hiç biri adalete teslim edilmiyor, yargılanmıyor, hüküm giymiyor. Bütün tezgah, tehdit olarak algılanan bireyleri adaletten, hukuki güvenceden kaçırmaya yönelik, yok etmeye yönelik.

Resmi açıklamalara göre sadece Pakistan'dan CIA'ya teslim edilenlerin sayısı 700. Bu sayının binlerce olduğu tahmin ediliyor. Mısır Başbakanı'nın 2005'teki açıklamasına göre bu ülkeye getirilenlerin sayısı 60/70 kişi. Bunun yüzlerce olduğu tahmin ediliyor. Guantanamo, yerküreyi saran bu iğrenç ağın içinde son derece masum kalıyor sanki. Doğu Afrika'da Cibuti, bir işkence anıtı olarak öne çıkıyor. CIA'ya bağlı bine yakın işkence uzmanı 2002'den beri burada "görev" yapıyor.

Kaçırılanlar Suriye'de ölümüne kadar işkenceye tabi tutulurken Mısır'da tırnakları sökülüyor. CIA'nın Karşıterör Merkezi'nin eski Başkanı Vincent Cannistraro'ya göre, tırnakları sökülünce konuşmaya başlıyorlar!

Bunlar daha önce CIA'nın yasadışı faaliyetleri olarak yapılıyordu. ABD eski Başkanı Bill Clinton'ın 1995'te imzaladığı 39 sayılı belge ile resmileştirildi. O zaman sadece ABD'ye karşı suç işleyenler ABD mahkemelerine çıkarılıyordu. George Bush'un 2001'de imzaladığı bölge ile dünya genelinde esir ticaretine, işkence ağına dönüştürüldü.

Aralarında 17 yaşında delikanlılar, kadınlar ve çocuklar var. Ürdün bu gizli cezaevleri ve işkence merkezlerinin en önemli merkezlerinden biri. Kadınların işkenceyle nasıl öldürüldüğünu görgü tanıkları söylüyor. Ya buradaki çoçuklar?

Batı Avrupa ve Doğu Avrupa ülkeleriyle Ortadoğu ülkelerinde gizli cezaevleri olduğuna dair bilgiler var. Adı geçenler arasında Türkiye, Bosna, Kosova, Üsküp de var. Bu merkezlerden geçenler, bulundukları ülkeleri uçuş saatleri, hava durumu, kıble, sorgulayan insanların tipleri gibi ipuçlarını kullanarak tahmin etmeye çalışıyor. Burada İstanbul, Sabiha Gökçen, İncirlik ve Diyarbakır gibi simlerin dışında Türkiye'nin kuzeyine ilişkin iddialar var.

7 Mart 2005'te İstanbul'dan kalkıp Kopenhag Havaalanı'na inen, 23 saat sonra, İzlanda'ya oradan da ABD'ye giden uçağın tesbitinden sonra Türkiye iddiaların merkezinde. "Türk güvenlik birimlerinin bazı kişileri yakalayarak hiç sorgulamadan CIA'ya teslim ettiği" haberleri yayınlandı. ABD Başkanı Bush, 11 Kasım'da, "Zerkavi'nin kıdemli bir yardımcısının Türkiye'den ABD'ye nakledildiğini" açıkladı.

FBI Başkanı'nın ziyaretinin hemen ardından Aralık 2005'te Ankara'ya gelen CIA Başkanı Porter Goss'un gündemi sır gibi saklandı. İşkence uçuşları ve gizli cezaevlerini gündeme taşıyanlar, Condoleezza Rice'ın Avrupa ziyaretiyle hayal kırıklığına uğradı. Kamuoyu susturuldu. Çünkü, ABD ile AB üyeleri arasında 22 Ocak 2003'te Atina'da bir anlaşma yapılmıştı ve herkes bu suça ortaktı.

31 mart 2002'de Spar 2 uçuş plakalı Learjet uçağının İzlanda-Fransa (Brest-Guipavas)-İtalya'dan hareketle İstanbul'a gelmesi gibi, kaç uçağın daha Türkiye'ye geldiği, Güney'deki bazı ülkelerden Türkiye'ye uçuş yapılıp yapılmadığı hala bilinmiyor. Yemen'den alınıp üç saatlik uçuştan sonra Arapça bilmeyen, kötü İngilizce konuşan, Avrupalı ya da Afgan olmayan kişiler tarafından sorgulananlar konuşuyor. Bu kişiler nerede sorgulandı? Türkiye'de mi?

FBI'ın bile Hava Kuvvetleri jetleriyle insan kaçırmış. Dğrudan CIA'ya bağlı 1000 uçuş gerçekleşti. 2. kategoride 600 uçuş kaydı var. Bunlar CIA'nın geçici olarak kullandığı şirketler tarafından yapılmış. 3. kategoride ise binden fazla uçuş var ve bunlar CIA ile bağlantıları olan şirketler tarafından yapılmış. Uçuşların her birinde iki kişi olsa binlerce insan ediyor! Sadece uçaklar mı? Esir ticaretinin bir kısmı gemilerle gerçekleştirilmiş.

Uçuş numaralarına göre her uçağın hangi ülkeye kaç kez uçtuğu tesbit edilmiş. Almanya 168, ABD 143, İngiltere 135, İrlanda 80, Özbekistan 15, Yunanistan 8, Türkiye 2, Ürdün 40, Batı Şeria 4 ve daha niceleri. Ya tesbit edilemeyener?

Transferler devam ediyor. Geçmişe ait şeyleri değil, yaşadığımız kentlerin üzerinde devam eden uçuşları, kaçırılan insanları tartışıyoruz...

Geri dön   Mesaj gönder   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi