Ana Sayfa
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Aktüel
Spor
Yazarlar
Televizyon
Sağlık
Yurt Haberler
Son Dakika
657'liler Ailesi
Ankara'da Şafak
Bilişim
Çalışanın Sesi
Diziler
Düşünce Gündemi
İzdüşüm
Kültür-Sanat
Röportaj
Sinema
Yemek
Zamanda Yolculuk
Bize Yazın
Abone Formu
Temsilcilikler
Reklam
Künye
Arşiv

Yeni Şafak'ta Ara

	Melikşah UTKU mutku@yenisafak.com.tr

Türkiye ekonomisi, son birkaç yılda ilginç bir seyir izliyor. Dalgalanmaya ve enflasyona alışmış insanımız, istikrar ve düşük enflasyon ortamında ülke ekonomisinin nasıl büyüyebildiğini bir türlü anlayamıyor. Çoğumuz için bunun anlaşılır bir durum olduğunu kabul etmek gerekir. Zira büyüme, her kesime ve her sektöre aynı ölçüde yansımıyor.

Bunun gerekçelerini çeşitli vesilelerle bu sütuna taşıdık. Türkiye, önemli bir yapısal dönüşümün içinde. Her dönüşüm ve değişim gibi, bu da sancılı olacak. Sıkıntı özellikle küçük ölçekli işletmeci ve girişimciler ile vasıfsız işlerde veya gerileyen sektörlerde çalışan vatandaşlarımız tarafından bariz bir şekilde hissediliyor. Bu durum kısa vadede de değişeceğe benzemiyor. Çünkü yeni şartlar, KOBİ'lerin, esnafın ve istihdamın yeni döneme uygun şekillenmesini gerektiriyor. Yeni dönemde de bu kesimler olacak tabii ki, ancak bugüne dek çalıştıkları gibi değil.

Toplumun bu kesimlerini piyasaların insafsızlığına bırakamayacağımıza göre, hem hükümet, hem de toplum olarak bu meseleye el atmak durumundayız. Bu kesimlerin dönüşüm için ihtiyaçları olan unsurların başında finansman geliyor. Ancak tek başına finansmanın temini, dönüşüm için yeterli değil. Bilgi, vizyon ve organizasyon, çok daha önemli olan unsurlar.

Vizyon eksikliği, yeni dönemin şartlarını okuyamamaktan, bu şartlar karşısında insanımızın kendini konumlandıramamasından ve kendine bir yol çizebilecek gerekçelerin bilincinde olmamasından kaynaklanıyor. Bilgi eksikliği ise dönüşüm için gerekli pazar, teknik ve işletme verilerine ulaşamamak, ulaşılan bilgileri ise analiz edememek olarak kendini gösteriyor. Nihayet organizasyon eksikliği de, tüm bu eksiklikleri giderebilecek bir ölçeğin kurulamaması, dönüşüm için gerekli dinamiği ve imkânın temin edilememesi anlamına geliyor.

Dönüşümün finansmanını sağlamak, bu üç temel eksikliğe nispetle çok daha tali bir mesele. Bunun en somut delili; vizyon, bilgi ve organizasyon eksikliğini giderici projelerin sağladığı başarı. Bir örnek verelim size isterseniz: ERİŞGEM.

ERİŞGEM, gündeme hep Erdemir'le gelen Ereğli İş Geliştirme Merkezi'nin kısa adı. Zonguldak Ereğli ve Çevresini Kalkındırma Derneği bünyesinde bir araya gelen girişimci bir ekibin yoğun çabaları sonunda Dünya Bankası ve KOSGEB'in destekleriyle kurulan bu organizasyon, mikro düzlemde yerel kalkınma teşebbüsüne güzel bir örnek. Proje, sadece yeni işletmelerin kurulmasını ve bu sayede istihdam oluşturulmasını amaç edinmiyor. Tek başına böyle bir hedef, uzun vadeli olamazdı.

ERİŞGEM'i buraya misafir etmemiz sebebi, organizasyonun yukarıda dillendirdiğimiz temel eksikliklerin farkında olması ve bünyesinde destek verdiği işletmelere yönelik olarak bu eksiklikleri gidermeye çalışması.

ERİŞGEM'in başkanlığını yürüten Cevat Kır, bunu şu sözleriyle ifade ediyor:

"Desteklediğimiz işletmelere baktığımız zaman bu işletmelerin yoğun rekabet ortamıyla nasıl baş edebileceklerini ve bu ortamda nasıl büyüyeceklerini bilemediklerini görmekteyiz. Oysa belli bir mesleki tecrübeye ve uygulama becerisine sahip bu insanlara çeşitli alanlarda rehberlik yapıldığı takdirde bu işletmelerin kısa zamanda büyüyebileceklerine inanmaktayız. ERİŞGEM olarak bu işletmelerin bu özelliğini dikkate alarak onlara rehberlik etmekte onlara Eğitim, Danışmanlık, Bina, Pazarlama, Teknoloji ve Ekipman, Nitelikli Eleman, Finansman ve Reklâm alanlarında destekler sağlamaktayız."

Bu güzel çabanın takdir edilmesi, eksikliklerinin giderilerek ülke çapında benzer çalışmaların teşvik edilmesi gerekir düşüncesindeyiz.

Geri dön

Yazdır

Yukarı