![]() T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
![]() | |
![]() |
![]() | |||
![]() |
Y A Z A R L A R | 11 MAYIS 2006 PERŞEMBE | ![]() |
![]() |
| ![]() |
Başbakan'a "kâfir", "hırsız", "uşak" diye hakaret eden yüksek orman mühendisi Mehmet Fethi Dördüncü, ünlü basın patronu Halil Lütfü Dördüncü'nün manevi oğluymuş. Babası da bir tuhaftı bunun. Hadi, merhumun, ünlü "komünist avı" döneminde otoriteyle kurduğu gönüllülük ilişkisinden sözedip hayranlarını üzmeyelim. Meraklısı, Rıfat Ilgaz'ı, Aziz Nesin'i ve Emin Karaca'nın yazdıklarını okuyabilir... Bir de cimriliğiyle ün salmıştı merhum. Her biri rahatlıkla "dumur detayı" olabilecek işbu cimrilik hikayeleri, masal tadında, kuşaktan kuşağa aktarılıyor. Meraklısı, yine Rıfat Ilgaz'ın "Babıali Yokuşu"na bakabilir. Fethi Bey de, artık yaşından mı, aldığı eğitimden mi, bilemiyorum, tuhaf ve irrasyonal davranışlar sergiliyor. Yazdığı şeylerden hiç pişman değil... Yine gitseymiş, yine aynı şeyleri yazarmış. Başbakan'a ve Türkiye Cumhuriyeti'nin seçilmiş hükümetine küfretmeyi, neredeyse kendisi için "doğal hak" sayıyor. Bir röportajında, Atatürk'ün doğduğu evi daha önce beş kez ziyaret ettiğini, Selanik'e her gidişinde, kendisini "hacca gitmiş hissettiğini" söylüyordu. İnsan ne diyeceğini bilemiyor. Ne denebilir ki? Akıl ve fikir sağlığı dilemekten başka ne söylenebilir ki! CHP yönetimi, Atatürk'ün defterindeki yırtılan sayfayı (Fethi Dördüncü'nün küfürlü yazısını) yerine koymak için Selanik'e sefer düzenleyecekmiş. Çok iyi olur... "Mutlu Doğum Haftası"ndan sonra, kutsal defteri tamir seferi. Yakışır... Refikimiz (Engin Ardıç) yakınıp duruyordu ya, "Atatürkçülük dine dönüştürüldü... Anıtkabir o dinin kabesi, Nutuk da kutsal kitabı haline getirildi" diye... Tam da öyle oluyor sanki. 12 Eylül Anayasası'nı savunan, YÖK'e sahip çıkan, "Ordu göreve" pankartlarını anlayışla karşılayan CHP, Atatürkçülük adına, en radikal Atatürkçü'nün bile tepkisini çekecek küfürnameyi sahipleniyor. Sonra da, "Allah Allah... Bütün Avrupa'da sosyal demokratlar iktidarda. Türkiye'de niçin iktidara gelmiyor?" diye ağlaşıp duruyorlar. Mehmet Yakup Yılmaz ikidir yazıyor: Atatürk'ün anısı için açılmış bir defter, siyasi görüşlerin uluorta yazılabileceği bir tür "Hyde Park" değildir. Atatürk de, Cumhuriyet'in kurucusu olarak, hangi siyasi görüşte, hangi düşünsel kanaatte olursak olalım, hepimizin ulusal kahramanıdır. Bizleri ayıran değil, bizleri birleştiren bir ulusal kahraman. Budur. Bitmiştir. Daha önce de yazmıştım ama tekrarında beis yok: Atatürkçülük bir din değildir. Atatürk de o dinin (huzurunda kendisini hacca gitmiş hissettiğimiz) peygamberi değildir. Bir önderdir, bir devrimcidir, Cumhuriyetimizin kurucusudur, bir ulusal kahramandır, tamam... Ama ne "Kızılelmacılar"ın sandığı gibi müzmin bir Batı karşıtıdır, ne de alafranga seçkincilerin zannettiği gibi Doğu karşıtıdır. Türkiye Komünist Partisi'ni kurdurmuştur ama komünist değildir. Esir Türkler meselesiyle ilgilenmiştir ama Turancı değildir. Laiktir ama din karşıtı değildir. Zağanos Paşa Camii'nde bugünkü laiklerimizin tüylerini diken diken edecek bir konuşma yapmıştır ama "dindar" değildir. Birileri oturup adına "doktrin" üretmiştir ama Kemalist değildir. Baykal'ın partisine el vermiştir ama CHP'li değildir. Devrimcidir ama kendisini "ilerici", "solcu", "aydınlanmacı", "ulusalcı" ilan edip askerî darbelerle iş tutan fosillerden, hele Fethi Dördüncü gibi terbiye özürlü okumuşlardan hiç değildir...
![]() ![]() |
![]() |
![]()
|
![]() |
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
![]() |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |