T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
S O N   D A K İ K A 14 MART 2006 SALI
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Son Dakika
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Baykal: Ekonomi kritik bir aşamaya geldi

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Türk ekonomisinin çok kritik bir aşamaya geldiğini, uyarı zillerinin çalmaya başladığını söyledi.

Baykal, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, ekonomik duruma ilişkin değerlendirmelerde bulundu. İzlenen ekonomi politikasının, "sorun biriktirdiğini" savunan Baykal, "Ortaya çıkan sorunlar bizi artık ciddi bir kaygı aşamasına getirmiştir" dedi.

Ekonominin kritik bir aşamaya geldiğini ve uyarı zillerinin çalmaya başladığını ifade eden Baykal, başta cari açık olmak üzere bazı ekonomik verilere dikkati çekti.

Cari açığın geçen yıl "kaygı verici bir sıçrayış gerçekleştirdiğini" ve GSMH'nin yüzde 6'sının üzerinde bir açığın ortaya çıktığını söyleyen Baykal, bunun evrensel ölçülere göre çok tehlikeli bir değer olduğunu kaydetti.

"Hepimiz, yüreğimiz ağzımızda 2006'ya bakıyoruz. Gördüğümüz cari açık tablosu, görmezden gelinebilir, idare edilebilir, geçiştirilebilir bir noktayı aşmakta olduğumuzu gösteriyor" diyen Baykal, dış ticaret açığıyla ilgili verilerin de kaygı verici olduğunu söyledi.

2006 yılı Şubat ayı itibariyle dış ticaret açığının 3.6 milyar dolar olduğuna dikkati çeken Baykal, bunun, cari açığa ciddi biçimde yansımasının kaçınılmaz olduğunu bildirdi.

Baykal, bu yıl sonu itibariyle öngörülen cari açığın, Ocak ayı sonunda geriye dönük bir yıl dikkate alındığında şimdiden aşılmış durumda olduğunu savundu. Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye, izlenen ekonomi politikaları sonucunda bu manzarayla karşı karşıya kaldı. Bu tablo bizi 2-3 yıl daha taşıyamaz. Böyle gitmez, bir yerde kırılır. Bunu dağıtacak bir yaklaşıma ihtiyaç var.

İzlenen politika sonucu Türkiye'ye sıcak para girişi çok kaygı verici bir noktaya ulaşmıştır. Yabancı para, ülkeye yatırım yapmak için gelmiyor. Geliyor, kısa süre oyalanıyor, olağanüstü yüksek faizini alıp çıkıyor. Türkiye bu büyük sıcak para girişi karşısında yüksek bir rezerv tutmak durumunda kalıyor. Sıcak para ekonomide bir afyon etkisi yaratıyor, ucuz ithalat kapısını açıyor."

"İBRET VESİKASI"

Sıcak para, yüksek faiz, düşük kur politikasının Türk ekonomisinin gelişmesini, büyümesini, yatırım yapmasını, rekabet etmesini sıkıntıya düşürdüğünü belirten Baykal, bu düzeyde bir cari açıkla bir ülkenin ekonomik sıçrama yapmasının mümkün olmadığını söyledi.

İthalatı artırarak Türkiye'nin bir yere varamayacağını belirten Baykal, "Bugün Türkiye'de Türk Lirası pahalı, döviz ucuz. Pahalı TL, yatırımı engelliyor, maliyeti yükseltiyor. Satarken dövizle satıyorsun, döviz de ucuz. Bu açmaz, ekonominin önünü tıkıyor" diye konuştu.

TESK'in resmi sicil verilerine göre, bu yılın ilk 2 ayı sonunda açılan işyeri sayısının 38 bin 100 olduğuna, buna karşın 98 bin 400 esnafın mesleği bıraktığına dikkati çeken Baykal, "Uzun süreden beri ilk kez, kapanan işyeri sayısı açılan işyeri sayısının üstünde. Bu, çok tehlikeli bir uyarıdır, ibret vesikasıdır" dedi. Baykal, 2002 yılındaki ekonomik kriz döneminde bile bu ölçüde bir işyeri kapatmanın yaşanmadığını kaydetti.

TIP BAYRAMI

Baykal, 14 Mart Tıp Bayramı dolayısıyla tüm sağlık çalışanlarını kutladığını ifade ederek, çok kutsal bir mesleği yerine getiren sağlık personelinin, her zaman toplumun saygısı ve takdirini kazandığını söyledi.

Tıp alanında çok ciddi düzenlemelere ihtiyaç duyulduğunu kaydeden Baykal, sağlık personelinin ülke genelindeki dağılımı konusunda sorunlar yaşandığını, sağlık kurumlarının yaygın ve etkin hale getirilmesi gerektiğini vurguladı. Baykal, sağlık sorununun sadece doktor sorunu değil, altyapı sorunu da olduğunun altını çizdi.

Sağlık personelinin içinde bulunduğu koşulları yakından bildiklerini ifade eden Baykal, "Böyle bir günde yeşil karta muhtaç bırakılmış hekimler olmasını, acı acı hatırlıyoruz" dedi.

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Şemdinli olayında, savcıyı aşan ilişki, girişim ve davranışların olduğunu belirterek, "Kara Kuvvetleri Komutanı, yarının Genelkurmay Başkanı olacak kişi hakkında, bu kadar kolayca, hiçbir yetkin olmadığı halde, bir suçlamayı resmiyete taşıma çabası, kişisel bir girişim, hukukun gereği olarak mı değerlendirilecek?" dedi.

Baykal, partisinin TBMM grup toplantısında, Şemdinli iddianamesinin hazırlanması ve ardından yaşanan gelişmeleri değerlendirdi.

Elindeki iddianameyi gösteren Baykal, bunu, "Türkiye'nin en meşhur ve yaygın iddianamesi" olarak nitelendirdi. Baykal, hiçbir iddianamenin, Türkiye'de bu kadar "reyting" yapmadığını ifade ederek, elinde iddianamesi olmayanın, "kendisini siyasetin dışında hissettiğini" söyledi.

Baykal, iddianamenin, daha resmiyet kazanmadan, sanki bir mektup gibi, Türkiye'nin her yerine yayıldığını, tiraj üzerine tiraj yaparak, 2., 3. baskılarını gerçekleştirdiğini kaydetti.

"BAĞLAYABİLDİN Mİ? KOPARDIN..."

100 sayfalık iddianamenin 25 sayfasına yakın bölümünde, bir kişinin, Kara Kuvvetleri Komutanı hakkında iddia ve ithamlarının yer aldığını anımsatan Baykal, Van'da mahkeme ve savcının, Kara Kuvvetleri Komutanı hakkında inceleme yapma ve hukuki süreç başlatma yetkisinin bulunmadığını belirtti.

CHP lideri Baykal, "Bu iddiaların kaynağı ve maddi temeli ne? 'Birisi öyle konuşmuş, Kara Kuvvetleri Komutanı hakkında 25 sayfalık ithamlarda bulunmuş' Sana ne? 'Ben bu olayları birbirine bağlayacağım' Bağlayabildin mi? Kopardın" diye konuştu.

İthamı Diyarbakırlı bir işadamının yaptığını anımsatan Baykal, bu kişinin, iddialarını Meclis Şemdinli Komisyonu'nda dile getirdiğini söyledi. Baykal, savcının, bu komisyondaki 50 tane ifadeden sadece bir tanesini, hangi özel istihbarat ve bilgiyle istediğini ve bu ifadeyi nasıl bildiğini sordu. Baykal, "Ortada savcı olayını aşan ilişkiler, girişimler, davranışlar vardır" dedi.

"TARTIŞMAYA HUKUKİ ANLAM KAZANDIRMA"

CHP Genel Başkanı Baykal, AK Parti Diyarbakır milletvekilinin, ısrarla Şemdinli Komisyonu üyelerine, bu işadamının dinlenmesini istediğini savunarak, şöyle konuştu:

"Milletvekili, bu kişinin daha önce avukatlığını yapmış. Müvekkilini burada dinlettiriyor. Burada söyleyeceğini söylüyor, bu söylenenler birden bire Van'ın bilgisi, sezgisine giriyor. Van, hukuken yetkisi ve hakkı olmadığı halde iddianameye koyuyor. İddialarda, somut, ciddi tespit yok, ruh halini yansıtıyor.Devletin çok önemli görev noktasındaki kamu görevlisi hakkında, böyle bir suçlamayı, resmi iddianameye taşıma çabası, hangi hukuki ihtiyaçtan, maddi tespitten kaynaklanıyor? Bunun altında, bir tartışmayı tahrik etme, tartışmaya resmiyet ve hukuki anlam kazandırma çabası var."

Deniz Baykal, işadamının savcı ile Van'da görüşmeye giderken, güvenlik kapısında silahlı olduğunun ve ruhsatının dolduğunun anlaşıldığını anımsatarak, işadamının, sinirlenerek birilerine telefon açtığını, ardından 3 polisin görev yerlerinin değiştiğini ifade etti. Baykal, bunun, işadamının, kudretinin, elinin kolunun nerelere uzandığının bir fotoğrafı olduğunu kaydetti.

"BU ÖNEMLİ BİR İTİRAF"

Bazı AK Parti'li milletvekillerinin, savcıya, "bizim söyleyemediklerimizi siz söylediniz, kutluyoruz" dediğini öne süren Baykal, şöyle konuştu:

"Demek ki söyleyemediğiniz bazı şeyler var. Parlamentonun üçte iki çoğunluğuna sahipsin, niye söyleyemiyorsun. Olayın özü, söyleyebildiğin ile söyleyemediğinin ayırımı. Çoğunluğa sahip bir siyasi partinin, söyleyemediği sözler olduğunu ifade etmesinin anlamı yok mu? Bu çok önemli bir itiraftır. Bir ayağında Diyarbakırlı AKP milletvekili, öbür ayağında AKP'li Komisyon Başkanı, öbür ayağında işadamı, işadamının telefon açtığında uzandığı birisi. Bu işadamı kime dayanıyor, arkasında kim var, ona güç katan, onun kısa dönemde zenginleşmesine, etkinlik kazanmasına, devlet kuruluşlarıyla işbirliği içinde olmasına imkan sağlayan hangi etki var, kim bu? Olayı, savcının kişisel niteliklerine bağlayarak getirmek mümkün mü? Kara Kuvvetleri Komutanı, yarının Genelkurmay Başkanı olacak kişi hakkında, bu kadar kolayca, hiçbir yetkin olmadığı halde, bir suçlamayı resmiyete taşıma çabası, bütün bu irtibatlar, ilişkiler görülmeden, kişisel bir girişim, hukukun gereği olarak mı değerlendirilecek?"

"İÇ İÇE GEÇMİŞ İLİŞKİLER"

CHP lideri Baykal, tekstildeki KDV oranının indirilmesinin yeterli bir çözüm olmadığını, sorunun maliyet sorunu olduğunu ifade ederek, yeni sorunlara, yeni çözümler getirilmesi gerektiğini söyledi.

Ekonomideki kayıtdışılığa işaret eden Baykal, tekstil iş kolunda yaklaşık 2 milyon kişinin çalıştığını, sigortalı sayısının 778 bin kişi, toplu sözleşme kapsamında ise 68 bin kişinin olduğunu anlattı.

Deniz Baykal, mayınlı arazilerin temizlenmesi için yapılacak ihaleler konusunda da uyarılarda bulundu.

Baykal, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül'ün, Kara Kuvvetleri'nce bu işin yapılmasının yeni şehitlere yol açacağı için vazgeçtiklerini, Bakanlık Genel Sekreteri'nin ise TSK'nın hiçbir görevden kaçmadığını söylediğini belirtti.

Daha sonra konunun Maliye Bakanı'na "emanet" edildiğini kaydeden CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, bakanın, emrivakiyle, "yap-işlet-devret" modeliyle bu işi halletmeye çalıştığını söyledi.

İhale için firmaların başvurduğuna işaret eden Baykal, "Firmalar başvuruyor, iç içe geçmiş ilişkiler, yerli, yabancı ortaklıklar, ortaklıkların arkasında olduğu iddia edilen siyasi kişiler" diye konuştu.

Baykal, ne olduğu bilinmeyen kişilere sınırları teslim etme görüntüsü altında, çıkar tezgahının dönmesine izin verilemeyeceğini vurguladı.

  • ANKARA (A.A)

    Geri dön   Yazdır   Yukarı


  • ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
    Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
    Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi