Bugünkü Yeni Şafak |
|
|
Solda yeni parti arayışlarını sürdüren Celal Doğan, Türkiye'nin Kürt meselesi, inançları yaşama geçirme gibi sorunlarını konuşmaktan ve bu sorunlarla yüzleşmekten korkan bir ülke konumundan kurtulması gerektiğini söyledi.
Eski DEP milletvekillerinin de içinde olduğu yeni bir partinin kuruluş hazırlıklarını sürdüren Gaziantep eski Belediye Başkanı Celal Doğan, Türkiye'nin "temel" sorunlarını teşkil eden, demokratikleşme, inanç özgürlüğü ve Kürt sorunu gibi sorunlarla yüzleşmesi gerektiğini söyledi. Beraberindeki heyetle Yeni Şafak'ı ziyaret eden Doğan, yeni partinin Türkiye'nin demokratikleşmeyle ilgili sorunlarının konuşulması için çaba göstereceğini belirterek "Türkiye'de Kürt meselesi, Alevilik ve inançlara saygı gibi büyük demokratik sorunlar olabilir. Ama, Türkiye'nin bunları konuşmaktan ve yüzleşmekten korkan bir ülke konumundan kurtulması gerekiyor" diye konuştu. Yeni parti kasımda Genel Yayın Yönetmenimiz Mustafa Karalialioğlu'nu ziyareti sırasında, Yeni Şafak editörlerinin sorularını cevaplandıran Celal Doğan, kasım ayı sonunda partiyi ilan etmeyi hedeflediklerini söyledi. Türkiye'de, Kürt, Alevi ve inanç bağlamındaki sorunlara nasıl bir çözüm öngördükleri sorusuna Celal Doğan, öncelikle bu sorunların demokratik bir zeminde tartışılabilmesinin önün açılması gerektiğini söyledi. Doğan, "Türkiye'nin bu sorunlarını çözebilmesi için öncelikle bunları konuşmaktan, yüzleşmekten korkan bir ülke konumundan kurtulması gerekiyor" diye konuştu. Türkiye'nin 'kader projesi' Yeni partinin "Türkiye'nin kader projesi" olacağını savunan Doğan, Kürt meselesine bugüne kadar hep devletin güvenliği boyutuyla yaklaşıldığını belirterek "Sorun ötelenmiş çözülmüş gibi görünmüş ama daha büyüyerek bugüne gelmiştir. Yapılması gereken artık bu meselenin sadece Türkiye'nin meselesi olduğunu kabul etmenin ötesinde bu sorunun Suriye'yi Irak'ı İran'ı, Amerika'yı ve AB'yi de ilgilendiren bir sorun haline dönüştüğünü görmemiz" dedi. Demokratik Toplum Hareketi (DTH) ile birliktelikleri sorusuna, "Toprak, bayrak, hukuk birliği temel kriterlerimiz. Buna olumlu bakan herkes bizimle birlikte olabilir" diyerek cevap veren Doğan, sözlerini şöyle sürdürdü: Kimseye ittifak önermiyorum "Türkiye'ye etnik parti ya da mezhep partisi olarak çıkarsak Türkiye'ye kötülük yaparız. Bizim vazgeçilmezlerimiz toprak bütünlüğü, bayrak birliği ve inanca saygıdır. Bu esaslara sığınmayan hiç kimseyle siyaset yapmayız. Şiddet bunun içinde bir parça asla olamaz. Şiddet, PKK ve Abdullah Öcalan bir sonuçtur. Biz şiddeti doğuran sebepleri ortadan kaldırmak için çalışacağız." Doğan, yeni kurulacak partinin DTH ile bağına ilişkin olarak da şunları söyledi: "Ben hiç kimse ile ittifak, koalisyon ya da ortaklık yapmıyorum. Bu meselenin asli sahipleri kimse, hukuk birliğine, toprak birliğine, bayrak birliğine inanıyor ve inanca saygı duyuyorsa gelsin istiyorum." Doğan, başlattıkları girişimin hiç bir şekilde PKK ve af konusuna endekslenmiş olmadığını da vurguladı. 'Atatürk'ün eşi de başörtüsü takıyordu'
Başbakan Tayyip Erdoğan'ın eşinin başörtülü olduğu için Köşk'e gidemediğini ama Cumhurbaşkanı Atatürk'ün eşinin başörtülü olduğunu hatırlatan Celal Doğan, başörtüsü sorununun da kendileri açısından bireysel hak, özgürlükler ve bir insan hakları meselesi olduğunun altını çizdi. "Başörtüsü simge olarak görülmüş olabilir ama Türkiye'de bir tek kişi bile Allah'ın emri olarak başörtüsü takıyor ve kamusal alanda engelleniyorsa biz onun takipçisi olmayı düşünüyoruz" diyen Doğan, "Türkiye bu faşizan Anayasa ile yüzleşmedikçe Türkiye'ye demokrasi gelmez" dedi. Doğan, Türkiye'de ekonomiden, tarımdan hayvancılığa, şehirleşmeye kadar bütün sorunların önündeki en büyük engelin, düşünce yapısı ve bu sorunları oluşturan düşünce yapısına sahip kurumlar olduğunu da belirterek, "Kurumları ve kafaları da değiştirmek gerekiyor. Bunun için de en soldakinden en sağdaki insana kadar herkesin elini taşın altına koyması gerekiyor" dedi. Doğan, son Ermeni Konferansı'nı da örnek vererek, bu sorunun konuşulmasının Türkiye'yi parçalamadığını hatırlattı.
|
|