AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
S P O R

Aklım orada kaldı

Süper ligimizden Avrupa Kupaları'na katılan takımlar elenip gelince; "Köyümüze geri döndük" diye başlık atılıyor. Bu durumda süper ligde şampiyon olan takımın alacağı kupa da bir "Köy Kupası" olmaz mı?

Hadi abartmayalım, içeride kazanılan şampiyonluğu bu kadar küçültmeyelim.

Ama gerçeklere gözümüzü kapayamayız. Futbol âşıkları artık içeride kazanılan başarılar ile tatmin olmuyor. Bu sütunda hatırlarsanız "Hadi Be Anelka" diye bir yazı yazmıştım. Avuç dolusu para dökmüş, transfer etmişiz, ama neredeyse bir yıldır verimli olamadığını, artık harekete geçme zamanının geldiğini, ondan asıl beklenen şeyin Avrupa Kupaları'nda kendisini göstermesi olduğunu falan yazmıştım. Aksi takdirde "satalım gitsin" bile demiştim. Bakınız yazdığım yazı nasıl etkili oldu (!!!). Anelka Milan maçında bayağı kendini gösterdi yani. Sadece o mu?

Fenerbahçe takım olarak iyi idi. Bu iyi futbolun karşılığını görmüş; maçı 87. dakikaya kadar berabere götürmüştü. Seviniyorduk. Milan'dan, hem de deplasmanda puan almak üzere idik. Derken. Aurelio çok pis bir top kaybetti. Topu Kaka kaptı ve karşısına çıkanları bir bir çalımlayarak neredeyse 60 metre götürüp golü attı. Gel de kahrolma. Gel de bu noktaya takılıp kalma. Yahu kardeşim adam ipe dizer gibi defans oyuncularını bir bir geçiyor; belli ki gole gidiyor. İçinizden biri şunun beline sarılayım, önüne yatayım, varsın kırmızı kart çıksın devirip durdurayım demez mi? Şuncacık şeyi akıl edemez mi?

Valla bana göre eski tecrübeli adamlardan meselâ Galatasaray'lı Bülent, eski Fenerli Müjdat veya Alpay olsa idi, ne yapıp eder Kaka'yı durdururdu. Futbol otoritelerinden bazıları Daum'u suçluyor. Efendim tam bu sırada adam değiştirmeliymiş, iki kişi alma hakkımız varmış, geç kalmış, falan. Daum da "Yahu ben de tam o sırada adam değiştirmek üzereydim. Geç kaldım, oldu bir iş" diye kendisini savunmaya kalkıyor. Hayır efendim. Bu gol tamamen defans elemanlarının kabahatidir ve affedilecek bir yanı yoktur. Adam on sekizin üzerinden topa şöyle bir çaksa, top zınk diye çatala takılsa, kaleci yerinden kıpırdayamaz olsa, buna bir şey diyemeyiz. Çünkü böyle gollerde yapılacak bir şey yoktur. "Helal olsun" deyip geçeceksin. Ama Kaka 60 metre top sürdü. Göz göre göre gidip golü attı. İşte bu sebeple benim aklım orada kaldı. Çok yazık, çok. Milan'dan puan alsa idik, yüzde yüz guruptan çıkardık. Şimdi iş zora girdi.

Aklım orada kaldığı için Beşiktaş derbisine konsantre olamadım. Ama Anelka'nın artık açıldığını görüyorum. Kleberson da öyle, klas adam. Keşke bizim topçular da on sekizin üzerinde kaleyi gördümü topa zınk diye çakabilse. Unutmadan Manisa maçı için Ümit Karan'ı tebrik edelim. Güzel oyununun yanında bir gol attı ki, on yılda bir görülür ancak, bravo doğrusu.


20 Eylül 2005
Salı
 
MUSTAFA KUTLU


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Sağlık | Arşiv
Bilişim
| Dizi
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED