AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
Tahminleri şaşırtan Almanya seçimleri...

Almanya'da yapılan erken genel seçimler sonuçlandı ve tam bir belirsizlik tablosu ortaya çıktı.

Batı basını "kazananı olmayan seçim" olarak değerlendirmekte ve seçim sonuçlarının hükümet kurmayı içinden çıkılmaz bir probleme dönüştürdüğüne dikkat çekmektedir.

Almanya'da genelde siyaset sosyal demokrat ve muhafazakar partiler ekseninde seyretmektedir. İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana Almanya'ya damgasını vuran sosyal demokratlarla muhafazakar/liberal partiler olmuştur.

Alman Sosyaldemokrat Partisi'nin (SPD) tarihi çok gerilere gitmekte ve çağdaş Almanya'nın şekillenmesinde büyük bir paya sahip bulunmaktadır. Özellikle refah devleti ve sosyal devlet uygulamalarının temelinde bu parti yer almaktadır.

SPD'nin karşı kutbunda muhafazakar eğilimli Hıristiyan Demokrat Parti (CDU) ile Hıristiyan Sosyal Partisi (CSU) yer almaktadır.

Alman sisteminde bu iki karşıt kutup partilerin dışında daha küçük ölçekli partiler de var ve bu partiler sistemin işleyişinde kilit role sahiptirler. SPD'den kopanlarca kurulan Yeşiller Partisi ile Sol Parti yüzde sekizlerdeki oy güçleriyle her zaman iktidar yarışında önemli yere sahip olmuşlardır. Diğer yandan muhafazakar ve liberal kesimde Liberal Demokrat Parti (LDP)'nin de sistem içinde kalıcı ve istikrarlı bir rolü var.

Türkiye için önemliydi...

Bu seçimlerin Türkiye için ayrı bir önemi vardı. Hatırlanacağı gibi SPD yönetimindeki Almanya Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) üyeliğine olumlu bakmakta ve destek vermektedir. Buna karşılık muhafazakar Hıristiyan Birlik partileri (CDU/CSU) ise Türkiye'nin üyeliğine olumsuz bakmakta ve İmtiyazlı Ortaklık gibi farklı önerileri savunmaktadırlar.

Almanya, Avrupa Birliği'nin merkezi ülkesi. AB'nin temel politikalarında onun etkisi büyük. Bir bakıma AB'yi sırtlayan ve bir noktalara doğru taşıyan ülkelerinden başında Almanya geliyor. Bu bakımdan Almanya'nın destek vermediği bir politikanın gerçekleşebilme şansı yok gibidir. Birliğin pek çok ülkesi Almanya'nın politikasına bakarak kendi yolunu ve tutumunu belirlemektedir. Bu bakımdan Almanya'nın Türkiye'nin tam üyeliği konusundaki politikasının niteliği çok önemlidir.

1998'den bu yana iktidarda olan SPD yönetiminin devam etmesi demek Almanya'nın Türkiye ile ilgili politikasının olumlu çizgide sürmesi demektir. Dolayısıyla seçimlerde SPD'nin kaybetmesi Türkiye'nin AB ile ilişkileri için çok olumsuz bir gelişme olacaktı. Yerine gelecek Hıristiyan Birlik partilerinin izleyecekleri olumsuz politika Türkiye'nin yeni sıkıntılarla yüz yüze gelmesinde etkili olacaktı. Bu bakımdan seçim sonuçları Türkiye'yi yakından ilgilendirmekteydi.

Seçimler AB'nin geleceği için de önemli...

Almanya seçimleri, aynı zamanda Avrupa'nın geleceği açısından da önemliydi. Muhafazakar bir iktidarın gelmesi durumunda Amerika Birleşik Devletleri'yle (ABD) yaşanan mesafeli duruşun sona ermesi ve ABD politikalarına tam destek verilmesi gündeme gelecektir. Hatırlanacağı gibi ABD'nin son yıllarda takip ettiği saldırgan politikalarına karşı AB ortak bir tutum oluşturamamış, bazı ülkeler tam destek verirken bazıları rezervli davranmışlardır. Mesela İngiltere, İspanya ve İtalya destekleyici bir tutumu benimserlerken Almanya ile Fransa mesafeli ve eleştirel yaklaşmışlardır. Almanya'nın bu tutumunda SPD yönetiminin duruşu önemli olmuştur. Şayet CDU/CSU yönetimi olsaydı böyle olmayabilirdi.

Seçim sonuçları tam bir çözümsüzlük üretmiştir. Seçimlerden önce bütün gözlemci ve kamuoyu araştırmaların favori olarak gösterdikleri A. Merkel liderliğindeki Hıristiyan Birlik partileri umduklarını bulamamışlardır. Yüzde 41-43 arasında oy alacağı tahmin edilirken bu yüzde 35.2 şeklinde gerçekleşmiş ve tam bir hayal kırıklığı yaşanmıştır. Diğer yandan SPD yüzde 29-31'lerde bir oy alacağı tahmin edilirken oyunu yüzde 34.3'e çıkarmıştır. Her iki partinin parlamentodaki sandalye sayısı da birbirine çok yakın gerçekleşmiştir. Bu sonuçlar hem Merkel hem de Shröder için sürpriz olmuştur. FDP'nin geçen seçimlere göre oylarının iki puana yakın artırması, Sol Parti'nin yüzde 8.7 oy alması önemli bulunmaktadır.

Önceden açıklanan koalisyon tercihlerine göre ne SPD-Yeşiiller, ne de CDU/CSU-FDP hükümet kurabilecek bir büyüklüğe erişebilmişlerdir. Burada Sol Parti anahtar konumuna gelmiştir. Onunla da kimse hükümet kurmak istememektedir. İki büyük partinin bir araya gelme ihtimali (Büyük Koalisyon) çok düşük olduğuna göre Almanya ciddi bir çözümsüzlükle karşı karşıya gelmiş bulunmaktadır. Ne olacağını önümüzdeki günler gösterecektir: Ya yeni bir erken seçim, yahut da SPD-Yeşiller-FDP veya SPD-Yeşiller-Sol Parti koalisyonu.


20 Eylül 2005
Salı
 
DAVUT DURSUN


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi
Dünya | Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon
Sağlık | Arşiv | Bilişim | Dizi
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED