Bugünkü Yeni Şafak |
|
|
Fanatizmin çıkmazı
Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök güzel konuşmuş. Askerlerin çok sık ve her konuda konuşması demokratik sistemlerde pek görülmez, ama hakkını teslim etmek gerekir ki, Özkök bu hassasiyete bugüne kadar dikkat etmeye çalıştı. PKK ile mücadelede askerin kendisini "taraf" olarak gördüğünü Öcalan'la ilgili idam tartışmalarında kendileri söyledi. Bu yüzden taraf oldukları bir konuda verdikleri sağduyu mesajları daha fazla dikkate değerdir. Özkök diyor ki, "Halkını seven insanlar halkın huzuru için çalışır. Halkın huzurunu kaçırmak isteyenlerin halkı sevdiğini söylemeleri tamamen hayal mahsulüdür. Onlar birilerinin aletleridir. Bu aletleri aziz halkımızın çok iyi görmesi ve hareketini ona göre ayarlaması lazım." Biz hep söylüyoruz, kuru kuruya bu ülkeyi sevdiğini söylemek bir işe yaramıyor. Ülkenin bugün karşılaştığı sorunların sebepleri arasında vatan millet edebiyatı yapanların yanlışları baş sıradadır. Birlik-beraberlik mesajı verip de yapılan ayrımcılıklar bugün toplumda ayrışma riskini ortaya çıkarmıştır. Son dönemde yasadışı örgütlerin sokakları savaş alanına çeviren "toplumsal" ama "demokratik olmayan" eylemleri ve buna karşı aşırı milliyetçi cephenin meseleyi kaşıyan tavrı, bu ülke insanını sevdiğini söyleyip, bu ülke insanının aleyhine işler yapmaya güzel bir örnektir. Halkın PKK'nın eylemlerine karşı antipati duyması ve giderek daha fazla bir öfkeye kapılması başkadır, bu öfkeyi bir siyasal hareketin kaşıyarak keskinleştirmesi başkadır. Söğüt'te yaşananlar bu kafa yapısındaki insanların toplumsal huzuru bozmakta ne kadar mahir olduklarını gösterdi. Başbakan Erdoğan'a yönelik suikast girişimi de bu tahrik atmosferinin bir ürünüdür. İnsanları tahrik etmenin en kolay iki yolu "vatan elden gidiyor, ülkeyi bölmek istiyorlar" ve "din elden gidiyor" demektir. "Vatan"ı ve "dini satmak" iddiası her dönemde kullanışlı bir "tahrik malzemesi" olmuştur. Bu sözlerin etkili olabileceği düşük bilinç grubundaki insanlar da böyle bir durumda karşısındaki insana her türlü kötülüğü yapabilecek hale kolaylıkla gelirler. Son dönemde şunu tespit etmek mümkün: Kürt ve Türk milliyetçileri kendi içlerinde birbirini doldurarak daha çok keskinleşiyorlar. Bugün gördüğümüz fanatizm, kapalı grupların iç bünyelerinde farklı sesleri duymayan, hep kendi söyleyip kendini duyan ve kendi kendini kamçılayan yapılarının bir ürünüdür. Bu yapılar, toplumun genelinin ne düşündüğünü bilmeden ve umursamadan, düşündüklerinin rasyonelliğini ve gerçekleşebilirliğini hesaba katmadan keskinleşmiş talepler ve tepkiler ortaya koyuyor. Kürt milliyetçilerinin Kürt sorununun tanımı ve çözüm yolları üzerindeki durumu da bu tabloyu yansıtıyor. "Bizi Apo yarattı" diyerek tüm meseleyi Öcalan'ın kurtuluşuna indirgeyen terör örgütü üyelerinden tutun da daha sivil ve demokratik mücadele verdiğini söyleyen grupların toplumun genel kabulünü görmeyecek uçuk tekliflerine kadar geniş bir yelpazedeki "irrasyonellik" kendi kendini gaza getirmenin bir sonucudur. Buna karşı oluşan toplumsal tepkiyi kullanarak kutuplaşmanın ikinci ayağı haline gelmeye çalışan hareketler de birincisi kadar bu topluma zararlı ve bu ülke için tehlikeli bir mahiyet taşımaktadır. Türkiye'de tüm sorunların çözüm yeri ancak demokratik ve anayasal düzendir. Sorunların çözüm yöntemi farklılıkların sağduyu ve itidal zemininde uzlaşmasıdır. Sorunların çözülebileceği toplumsal ortam hoşgörünün hakim olduğu özgürlük ve istikrar ortamıdır. Bunun tersi çözümsüzlüğün kalıcılaşmasıdır. İllegaliteyle, terörle, fanatizmle, radikalizmle, kin ve nefretle, baskıcı ortamlarda hiçbir sorun çözüm imkanı bulamaz. Bu toplumun tarihinde baskı ortamlarında ne hak ve özgürlüklerin geliştiği, ne herhangi bir gelişme ve kalkınmanın olabildiği, ne de kimsenin şiddet ve terör yöntemini kullanarak sorunlarına çözüm bulabildiği bir örnek yoktur. Her türlü gelişmenin ve açılımın zemini demokrasi, istikrar ve huzur ortamıdır. Huzuru bozanlar bu ülkenin, bu vatanın, bu dinin, bu halkın baş düşmanıdır. Ülke, vatan, din, millet gibi de bir dertleri yoktur.
|
|
Dünya | Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon Sağlık | Arşiv | Bilişim | Dizi |
© ALL RIGHTS RESERVED |