Bugünkü Yeni Şafak |
|
|
Bazı satırbaşları
Bir telefon ve bir davet
12 Eylül 1980 askeri müdahalesi üzerinden 25 yıl geçti. Bu süre zarfında bazılarımız, o günlere ait hatıralarını yazdılar. Bazılarımız da bizim gibi hafızalarında sakladılar. 12 Eylül günü öğleden sonra telefonum çaldı. Arayan Haydar Saltuk Paşa idi. Telefonda Avrupa Konseyi Delegasyonu Başkanı olarak benim ve Başkanvekili olarak Turan Güneş'in konseyin o ay yapılacak toplantısına davet edildiğimiz haberi veriliyordu. Bu toplantıya katılmak istiyorsak, kendisini ziyaret etmemiz isteniyordu. 13 Eylül günü Saltuk Paşa'yı ziyarete gittik. Konuşmasında aynen şunları söylüyordu: -Biz sizi bu toplantıya mutlaka katılmanız için zorlamıyoruz. Ancak katılırsanız memnun olacağız. Çünkü bizim bir süre için Avrupa'nın desteğine ihtiyacımız vardır. Toplantıya katılmayı arzu ettiğimizi söyledik. Fakat ben şahsen bu konuşmadaki, "bir süre Avrupa'nın desteğine ihtiyacımız vardır" cümlesi üzerine mim koymuştum. Nitekim ileride cereyan eden olaylar, bu cümlenin rasgele kullanılmadığını gösterecekti. Askeri bir darbe veya bir boşluğu doldurma
Avrupa Konseyi Genel Kurul toplantısına gittiğimiz zaman, üyelerden bir kısmı Türkiye'nin üyeliğinin hemen askıya alınmasını istiyorlar, bazıları ise, durumun anlayışla karşılanmasına taraftardılar. Sosyalist Grup'takilerin çoğu, üyeliğin askıya alınmasını savunmakta idiler. Ancak bu grup üyesi bir İngiliz Milletvekili (1): -Bazılarımız, Türkiye'de askeri bir darbe olmuştur diyor. Darbe mevcut bir güce karşı yapılır. Türkiye'de devletin bir gücü yoktu ki, darbe olsun.. Orada bir iktidar boşluğu vardı. Askerler bu boşluğu doldurmuşlardır, dedi. Bir soru ve ilginç bir cevap
Raportörlerin ziyaret ettikleri bir yer de Türk İş'ti. O tarihte Türk İş Genel Başkanı Denizcier'di. O da diğerleri gibi Türkiye'nin Avrupa Konseyi ile olan ilişkilerinin devamını istediklerini söylüyordu. Bunun üzerine raportör şu suali sordu:
Türk delegasyonunun yetki belgeleri
Türk delegasyonunun yetki belgelerinin geçerlilik süresi konusu Tüzük Komisyonu'na havale edilmişti. Tüzük Komisyonu, Mevcut delegasyonun yetki belgelerinin, Türkiye'de yeni seçimler yapılıncaya kadar geçerli olduğuna karar vermişti.
Komisyon kararının oylanması
Bu karar Avrupa Konseyi Genel Kurulunda oylanırken, Demirel, Ecevit ve Dışişleri Bakanlığı'na mensup bazı bürokratlar kararın reddedilmesi için yoğun bir kulis yaptılar. Karar, 49 oya karşılık, 53 oyla reddedildi. Türkler'in yokluğundan yararlanan Kıbrıs Rum idaresi tekrar Avrupa Konseyi'ne döndü(3). Sonuç
1-Saltuk Paşa'nın ilk gün söylediği, bir süre daha deyimi rasgele söylenmemişti. İstenen süre dolmuştu, 2- Askerler darbe yapmamışlar, iktidar boşluğunu doldurmuşlardı, 3-Uluslararası toplantıdaki sandalyemizi boş bıraktığımız için, Rumlar gelip oraya oturmuştu, 3-Askerler, üzerlerinde Avrupa Konseyi'nin baskısını hissediyorlardı. Oradaki delegasyonun yetkileri uzatılmayınca baskı ortadan kalktı. Askerler, partileri kapattılar ve bazı siyasetçilere yasak getirdiler. Bu ilişkinin kesilmesinden en çok zarar görenler, yetki belgelerinin reddi için kulis yapan, siyasi parti liderleri idi, 4- Bir ülkede demokrasi sadece siviller için değil, idareye el koyan askerler için de gerekliydi. Çünkü diktatörlükte, askeri hiyerarşi de bozuluyor ve rotasyon ortadan kalkıyordu.. (1)Mr. Darling (2)De Marco-Malta Cumhurbaşkanı (3)Avrupa Konseyi altı defa Rumlar'dan oluşan delegasyonu reddetmişti
|
|
Dünya | Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon Sağlık | Arşiv | Bilişim | Dizi |
© ALL RIGHTS RESERVED |