Bugünkü Yeni Şafak |
|
|
İhtiyaç ve Meşguliyet Dolayısıyla Namazları Birleştirme
* Hocam, size bir konuda danışmak istiyorum ve ben bu konuda çok sıkıntılıyım. Eğer ALLAH rızası için yardımcı olursanız çok sevinirim. Hocam benim kardeşim halk otobüsünde muavin olarak çalışıyor. Yaklaşık bir ay oldu başlayalı. Kardeşim namazlarına düşkün bir insan. Ancak bu işe başladığından beri zaman olmadığından, öğle, ikindi ve akşam namazlarına yetişemiyor ve psikolojık olarak çok etkileniyor. Bir iki defa ben de kendisiyle gidip geldim ve gerçekten otobüs durağa varır varmaz yeniden hareket ediyor. Otobüs Pendik-Şişli çalışıyor ve zamanın çoğu yolda geçiyor. İş kendi işimiz olduğu için onu işten de çıkaramıyorum, ancak çıkarsam bile oraya gelecek kişi de sonuçta bir müslüman olacak ve aynı sorunla karşılaşacak. Kardeşimin namazlarına yetişememesinden dolayı, diğerlerini terketmesinden çekiniyorum. Bu konuda İslâm fıkhının bir görüşü olacağına inanıyorum. Ve bu konuda bize bir yol göstermenizi rica ediyorum. İslâm bir kolaylık dini olup zorluk dini olmadığını biliyorum ve bu konuda da bir yol göstereceğine inanıyorum. ALLAH rızası için göndereceğiniz cevabı dört gözle bekleyeceğim. Şimdiden ALLAH razı olsun diyorum ve ALLAH a emanet olun. Saygılarımla.... (Halil Can/Serbest Meslek) Namaz, dinin direğidir. Müslümanın Allah'a kulluğunun en önemli göstergelerinden biridir. Dolayısıyla, beş vakit farz namazların kılınmasına büyük titizlik göstermek gerekir. Beş vakit namaza bağlı sünnet namazlar için de hassasiyet gösterilmelidir. Ayrıca Hz.Peygamber'in (s.a.) kılma itiyadında olduğu kuşluk ve teheccüd gibi nafile namazları da, şartları uygun olanlar kılmalıdırlar. Kolaylıklar ve Ruhsatlar Bütün bunlar, günlük hayatlarında olağan şartlar içinde bulunanlar içindir. Olağan şartları aşan durumlarda, dinimiz ibadetlerini tam yapamamaktan dolayı kişilerin psikolojik sıkıntılara ve rahatsızlıklara düşmesini önlemek için, bir takım kolaylıklar sağlamıştır. Bunlara, fıkıh dilinde ruhsatlar adı verilir. Şartlarını taşıyanlar, ruhsat hükümlerinden hiçbir eziklik duymaksızın yararlanabilirler. Sözkonusu olan ibadetlerse, bu ruhsatlardan yararlanmak, daha da önem kazanmaktadır. Hiç ibadet yapamamaktansa, dinimizce tanınan ruhsatlardan yararlanarak ibadetleri şartlarımıza göre yerine getirmek gerekir. Hz.Peygamber'in (s.a.) buyurduğu gibi, "Din, kolaylıktır." (Buharî, iman, 29; Nesâî, iman, 28) Ancak, ülkemizdeki dindarlar arasında, ruhsatlardan yararlanmak, sanki bir eksiklikmiş, hatta neredeyse bir suçmuş gibi, dinin ilkeleriyle hiç de bağdaşmayan, hatta bazı din bilginleri arasında bile yer etmiş, son derece yanlış bir anlayış vardır. Oysa ruhsatlar, elverişsiz şartların zorlaması altında olanlara, şartlarına uygun özel çözümlerdir. Bu şartlar sürdükçe, itiyad/alışkanlık edinmeden ve istismara başvurmadan, ruhsatlardan yararlanmak gerekir. İhtiyaç ve Sıkıntılara Uygun Çareler: Namazların Birleştirilmesi Anlattığınız duruma göre, kardeşiniz, öncelikle çalışma saatleri içinde, kılabildiği namazları, olabildiğince vaktinde kılsın. Buna imkân bulamadığı zamanlarda ise, iki çözüm önerilebilir. Birinci çözüm olarak, sadece öğle-ikindi farzlarını peşpeşe ve birlikte, hangisinin vaktinde fırsat bulursa kılsın; akşam-yatsı farzlarını ise, iş dönüşü yatsı vaktinde kılsın, yatsının son sünneti ile vitir namazını da kılsın. Namazların birleştirilerek kılınmasının, temel gerekçesi ve hikmeti, namaz kılanlara kolaylık sağlanmasıdır. İhtiyaç, meşguliyet ve sıkıntı dolayısıyla cem konusunda, Hz.Peygamber'in (s.a.) uygulamalarına bakarak, üç görüş öne sürülmüştür: 1) İhtiyaç ve Meşguliyet Dolayısıyla Cem Yapılamaz: İhtiyaç, meşguliyet ve sıkıntı sebebiyle namazların birleştirilmesi (cem), fakihler ve mezhepler tarafından genelde caiz görülmemiştir. 2) İhtiyaç, Meşguliyet ve Sıkıntı Dolayısıyla Cem Yapılabilir: Cem konusunda, dört hak mezhebin en geniş görüşlüsü olan Hanbelî Mezhebi ise, ihtiyaç, sıkıntı ve meşguliyetlerin namazların birleştirilmesi için geçerli bir mazeret olduğunu kabul eder. Bu konudaki somut ölçü, şöyle ortaya konmuştur: "Cumanın ve cemaatle namaza katılmamanın mazereti olan her sebep, namazların cem edilmesini de caiz kılar." İbn Abbas'ın rivayetine göre Hz.Peygamber (s.a.), korku ve yolculuk (bir rivayette yağmur) olmaksızın, öğle ile ikindiyi, akşam ile yatsıyı bir arada kılmıştır. (Buharî, mevâkît, 12; Müslim, salâtu'l-müsâfirîn, 49, 50, 54, no:705) İbn Abbas'a Rasulullah'ın bununla ne yapmak istediği sorulunca, "Ümmetine zorluk vermemeyi kastetti." cevabını vermiştir. (Müslim, salâtu'l-müsâfirîn, 49) Bazı fakihlerin değerlendirmelerine göre, hastalık ve yağmur dolayısıyla hadarda/mukimken cemin meşru kılınmasının gerekçesi, sefer değil ihtiyaç olduğu için, kısa yolculuklarda da cem yapılabilir. Çünkü cem, bir ruhsattır; yağmur, sefer, hac vb. ile kayıtlanamaz. Bu son gerekçe, tam da kardeşinizin durumunu yansıtır görünüyor. 3) Hiçbir Sebep Olmaksızın ve Mukimken de Cem Yapılabilir: Hz.Peygamber'in (s.a.) yukarıdaki uygulamasına bakarak İbn Sîrîn, İbn Şübrüme ve Malikîlerden Eşheb gibi ünlü bilginler ve el-Kaffâlu'l-Kebîr, Ebu İshak el-Mervezî gibi bazı Şafiî fakihler, bir sebep olmaksızın cem yapılmasını da, itiyat haline getirmemek şartıyla caiz görmüşlerdir. Şafiîler'in büyük ölçüde dayandıkları Saîd bin el-Müseyyeb'in de, bu yönde bir fetvası bulunmaktadır. İkinci çözüm olarak, birinci çözümü uygulayamıyorsa, iş dönüşü gündüz kılamadıklarını hemen peşpeşe sadece farzları olarak kaza etsin. Ayrıntı için, ayrıca Yeni Şafak-Arşiv bölümünden 24-26-28.05.2005 tarihli yazılarımızı da okumanız uygun olur.
|
|
Dünya | Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon Sağlık | Arşiv | Bilişim | Dizi |
© ALL RIGHTS RESERVED |