Akıllarınca kirletecekler o tertemiz iftar dakikasını. Akıllarının ne kadar kirli olduğunun farkında değiller elbet.

Neyin temiz, neyin kirli olduğunu ayırt edebilecek bilgiden ve melekeden de yoksundur onlar. Bilmenin ve bilmezliğin anlamından da habersizdirler hattâ. Omuzları üstünde gezdirdikleri yuvarlağın içinde duran o yumru organa bağlı kanalları; kalplerine, hattâ o beş para etmez ciğerlerine bile uğramadan bellerinin altına sarkmış ve oraya yapışıp kalmıştır. Orada hayvanî bir iştahla sarıldıkları organların sadece şehvet tatminine değil tenâsüle de yaradıklarını, kendilerinin de bir parçası oldukları nesillere vesile kılındıklarını; insanlığın belki de helâle ve harama en duyarlı organları olduklarını görecek gözden, anlayacak anlaktan, derk edecek idrakten yoksundurlar.

Bir yandan sevgiyi, aşkı kutsayıp yüceltmeyi denerler, öte yandan en masum bir bakıştan şehvet kıvılcımları çaktırmaya kalkışırlar. Bir yandan namusun kalıplarda ve kılıklarda değil, kafalarda ve kalplerde aranması gerektiğini söylerler; öte yandan falan rujun, filân parfümün basbayağı cinsel anlamlarına ilişkin yorumlar döktürürler. Bir yandan kadının cinsel obje olarak görülmesinden yakınırlar, öte yandan en ilgisiz malların reklamlarında bile kadınları kullanmaktan çekinmezler. Nâmahremin elini sıkmak istemeyen Müslüman kadını veya erkeği, aklını cinsellikle bozmuş bir zavallı gibi göstermekten utanmayan bu adamların gazetelerinde veya dergilerinde ellerin, eldivenlerin, parmakların, yüzüklerin, bunların şu veya bu parçalarının duruşlarına, dokunuşlarına ve gizli, gizemli çağrışımlarına ilişkin bir yığın yorum okuyabilirsiniz. "Hani ilgisi yoktu bunun onunla?" diye sormaya kalksanız, pis bir sırıtıştan başka bir cevap veremezler size. Meseleyi derinleştirmeye kalkarsanız, varacağınız nokta kesinlikle şudur: "Cinselliğin alınıp satılmasına itiraz edilmemelidir!" Buna rağmen en aşağılayıcı sövgüler, cinsel içerikli olmaya devam edecektir elbet!

Kızının etek boyundan, karısının dekoltesinden, annesinin yırtmacından namus sorunları çıkaran, kanlı cinayetler üreten babaları, kocaları, oğulları; az gelişmişlikle, görgüsüzlükle, geri kalmışlıkla, töre sınırlarında mahpus kalmışlıkla suçlamaktan geri kalmayan bu ukalâlar güruhu, falan defiledeki görüntülerin sıcaklığından, yürekleri hoplatışından söz ederken veya foto muhabirlerini frikik peşinde koştururken, aslında neyi aradıklarını, neyi bulup sergilediklerini söyleyebilirler mi?

Müslümanın imsâk ile iftar arasında uzak durduğu yiyecek ve içeceklerin çoğunu kirletmiş olanlar, şimdi de onun helâl, meşru, temiz cinselliğini kirletmeye kalkışıyorlar. Kirli olmak yetmiyor bunlara, ille de kirletici olmak istiyorlar.

Künye

Temsilcilikler

Abone Formu

Mesaj Formu

Online İlan