AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
"Cennet Vadi" nasıl 'Cehennem'e döndü..

Geçen yıl 26 Aralık'ta Güneydoğu Asya'yı vuran, Açe'yi yıkan ve yüz binlerce can alan Tsunami'den sonra felaket bu sefer biraz daha Batı'da, Güney Asya'da kendini gösterdi. Pakistan'la Hindistan arasında ikiye bölünen Keşmir'i vuran 7,6'lık deprem, on binlerce can aldı.

Hala ulaşılamayan bölgeler var, yardım gitmeyen yerler var, kurtarma çalışmaları başlamamış köyler var. Felaketin bilançosu çok büyük ama daha da büyüyecek gibi. Ölü sayısının 50 bine ulaşacağı yönünde. Depremin büyüklüğü, bölgedeki yerleşimin karakteri, zamanında müdahalede yetersiz kalınması kayıp sayısını yükseltti..

Tsunami, Sumatra Adası'nın Batı sahillerini haritadan sildi. Bölgede nükleer savaş sonrası görüntülere yol açtı. Çocuklar, kadınlar, erkekler, aileler, köyler, kasabalar, şehirler, nesiller yok oldu.

Dünya, Asya'ya yardıma koştu. Küresel düzeyde seferberlik başlatıldı. Türkiye'de, İslam dünyasında, Avrupa'da, Amerika'da, Asya'da bütün ülkeler, sivil toplum kuruluşları, bireyler, uluslararası kuruluşlar bu seferberliğe katıldı. Açe'nin acısı paylaşıldı. Özellikle Müslümanlar Açe'nin yetimlerine yardım eli uzattı, bu destek bugün bile devam ediyor. Açe büyük acı yaşadı, bir toplum adeta yok oldu. Ama kalanlar kendilerine uzanan elleri hafızalarına kazıdılar.

Keşmir dünyanın en güzel bölgelerinden biri olarak kabul edilir. Doğal güzelliği nedeniyle "yeryüzün cenneti" olarak görülmüştür. Bu nedenle adı "Cennet Vadi"dir.

Cennet vadi, yıllardır kanlı bir savaşa sahne oluyor. Yüz binlerce Hint askeriyle bir avuç özgürlük savaşçısının kanlı çatışmalarına… Hindistan ordusunun Keşmir halkına yönelik baskıları inanılmaz boyutlarda, katliamlar katlanılmaz... İsrailli "askeri uzman"ların Hindistan safında Keşmirlilerle savaştığı bir kavga…

İşte o "Cennet", savaşla kararmaya başlayan cennet, şimdi "Cehennem"e dönüştü. Binlerce insan evinde, iş yerinde, okulunda can verdi. Geç müdahale, yardım gelmemesi öfkeye yol açtı. İlk yardım depremden ancak iki gün sonra gelebildi. Keşmir'in Hindistan bölümünde ise ne olduğu bilinmiyor. Dağ köylerine ulaşılamadığı için depremin yıkıcı sonuçları henüz tespit edilemedi.

Pakistan Ordu Sözcüsü General Şevket Sultan, birçok okulun yıkıldığını ve binlerce çocuğun hayatını kaybettiğini vurgulayarak, ''Bütün bir nesil kaybedildi. Kurbanların çoğu okullu çocuk'' dedi. Tıpkı Açe'deki gibi... Aileler parçalandı, kardeşler birbirini kaybetti, çocuklar yetim/öksüz kaldı, ana/babalar çocuksuz…

Tsunami'den sonra bağımsızlık mücadelesi veren Açe halkı ile Endonezya arasındaki savaş bitti. Binlerce insanın ölümüne yol açan savaş, anlaşmayla sonuçlandırıldı. Özgürlük savaşçıları için af çıkarıldı. Endonezya ordusu da bölgeden çekilmeye başladı.

Keşmir'de de böyle olur mu? Deprem, dünyanın en büyük sorunlarından birini çözmek için bir fırsat oluşur mu? Hindistan'la Pakistan'ı birkaç kez savaştıran, Sömürgeci İngilizlerin geride bıraktığı ve bölge halkına korkunç acılar çektiren kavga biter mi? Asya'nın iki nükleer gücü olan Hindistan ve Pakistan, ikiye böldükleri Keşmir için barış atmosferine girer mi? Keşmir'i ikiye bölen Hind/Pakistan sınırı, Güney Asya'yı bir anda nükleer savaşın içine çekebilecek bir ateş hattı olma yerine, iki ülkeyi barıştıran, Keşmir'i birleştiren bir hat olamaz mı?

Büyük felaketler, o bölgenin siyasi, ekonomik ve sosyal yapısından derin izler bırakır. Büyük dönüşümler başlatır, bazen milat olur. Tsunami Güneydoğu Asya için bu oldu. Asya ülkeleri arasındaki işbirliği güçlendi, bölgesel örgütlerin etkisi arttı, ortak ekonomik ve siyasi inisiyatifler geliştirildi.

Keşmir'in savaşla iç içe yaşayan, onurlu ve özgürlük tutkusuyla kuşanmış insanları, yıllardır çektikleri acılardan sonra şimdi Pakistan tarihinin en büyük depremiyle bir kez daha sarsıldı. Hindistan ve Pakistan, Keşmir üzerinden birbirleriyle dalaşmayı terketmeli. Bu halkı rahat bırakmalı. Yeryüzünde özgürlüğün bedelini onlar kadar ağır ödemiş çok az toplum var.

Dünyayı, Keşmir'i yasa boğan deprem, Açe'deki gibi, böyle bir kurtuluşa zemin hazırlamalı. Okullarında, sınıflarında ölen binlerce çocuğun göremediği özgürlük ve barışı geride kalanlar görmeli. Dünyanın bu cennet köşesindeki acı dindirilmeli.

Bugün kurtarma, sağlık, gıda yardımları ile bölgede olanlar yarın da barış için çalışmalı. Hindistan ile Pakistan'ın Keşmir'deki restleşmesini sona erdirmek, bu ülkeyi harap etmelerinin önüne geçmek, Keşmir halkına özgür yolunu göstermek için çalışmalı.

Türkiye bölgede etkin çalışmalar yürütüyor. Kızılay, İHH; Deniz Feneri, Sivil Savunma, Sağlık Bakanlığı ve TSK'nın çalışmalarını bütün dünya izliyor ve takdir ediyor.

Amerika'yı vuran Katrina kasırgası için bütün dünya ayağa kalktı. Ama şimdi Stan kasırgası Orta Amarika'yı mahvediyor, dünyanın sesi çıkmıyor. Binlerce insanın toprak altında kaldı. Köyler toplu mezarlar dönüştü. Ama kimse ilgilenmiyor.

Keşmir de yıllarca ilgisizliğe mahkum edildi. Dünya, yaşanan savaşı, trajediyi görmezlikten geldi. Şimdi deprem, bu acılı milleti yeniden acılara boğdu. Bu sefer onları duymalıyız, suskun kalmamalıyız… Acılarını paylaşmalıyız...

Pakistan'a ve Keşmir halkına başsağlığı diliyor, Türkiye'den bölgeye giden ekipleri ve yardımseverleri kutluyoruz…


11 Ekim 2005
Salı
 
İBRAHİM KARAGÜL


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi
Dünya | Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon
Ramazan | Arşiv | Bilişim | Dizi
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED