AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
Kürtlerin Kudüs'ü, İngilizlerin Necef'i…

Avrupa Birliği ile müzakere süreci başladı. Bundan sonra uzun ve zorlu bir süreç yaşanacak, teknik konular öne çıkacak. Tabii ki, Ankara ile Brüksel arasında yaşanan gerilimlere yenileri eklenecek. Ancak Türkiye'nin şu an dikkat ve yoğunluğunu Güney'e yöneltmesi gerekiyor.

Irak'ta anayasa krizi aşılamazsa "çok yönlü iç savaş" senaryoları konuşuluyor. Şu an yaşananlar "çok yönlü iç savaş"ın sadece bir senaryo olmadığını gösteriyor.

Amerika ve İsrail'in Suriye'yi çözme stratejisinde neredeyse sona yaklaşılıyor. Rejim değişikliği adı altında Suriye'ye kontrol altına almak için ABD ve İsrail bütün mekanizmaları kullanıyor.

İran ve İngiltere Irak üzerinden keskin bir hesaplaşma yaşıyor. Basra'da yakalanan İngiliz istihbaratçıların Şiilere saldırı hazırlığı içinde olmaları İran ve İngiliz istihbaratları arasındaki savaşı deşifre etti.

Kürtler, Bağdat yönetimiyle ipleri koparmak için her bahaneyi kullanıyor. Şii-Kürt ittifakı Irak'ın bütünlüğünün altını oyarken Kuzey'deki Kürt otoritesi bölgede bir nevi etnik temizlik yapıyor.

Türkiye; İran, Irak ve Suriye'yi etkileyen derin müdahale karşısında nasıl tavır alacak?

1- Suriye Refik Hariri suikastiyle köşeye sıkıştırılıyor. Irak için kitle imha silahları gerekçe olmuştu. İddialar BM üzerinden dile getirildi. BM bu sefer Suriye'yi çözmek için kullanılıyor. Suikastle ilgili raporun bittiği, Şam yönetiminin resmen suçlanacağı, Suriye'de rejim değişikliği için düğmeye basıldığı, ABD ile İsrail arasında istişarelerin devam ettiği belirtiliyor. Suriye için direnişçilerin Irak'a geçişine engel olmamak, direnişe destek vermek, hatta El Kaide üyelerini korumak gibi suçlamalarla muhatap olan Suriye, bir suikastten dolayı BM Güvenlik Konseyi kararıyla sorumlu tutulursa durum kritik demektir. Suriye ile ilgili iddiaların büyük çoğunluğunun gerçek olmadığı da anlaşılacak. Tabii ABD ve İsrail amacına ulaştıktan sonra.

2- Irak'ta Kürtler ve Şiiler, Sünniler'in anayasa referandumunu boşa çıkarmalarını önlemek için her yolu deniyor. Irak'ı üçe bölecek olan Anayasa'nın kendi istekleri doğrultusunda kabul edilmesi için nüfus düzenlemeleri yapıyor, anayasa maddelerini değiştiriyorlar. BM bu değişikliklerden endişeli. Tabii bütün bölge. Şii-Kürt ittifakı kendi bağımsız devletlerine ulaşabilmek için Irak'ı parçalıyor.

3- Kürt yönetimi Kuzey Irak'ta etnik temizlik yapıyor. Saf Kürt Devleti kurmak için Arap ve Türkmenlere yönelik genel temizlik operasyonu yürütüyor. Tel Afer vahşetinin sebeplerinden biri de bu. Daha anayasa metninin mürekkebi kurumadan, ülkenin kuzeyinde kendi hedefleri doğrultusunda düzenlemelere girişen Kürt yönetimi, kontrol ettikleri bölgelerden herkesi kovuyor. Hedef Kerkük'te tam kontrol sağlamak.

Kerkük onlar için Kudüs, onlara öyle söylendi. Kerkük'e sahip olabilirlerse varolacaklarını düşünüyorlar. Osmanlı döneminin garnizon kenti, petrolün bulunmasıyla Kürt işçilerin yerleştiği kent, nasıl Kudüs olabildi? Kim bu Kerkük'ü Kürtlere Kudüs olarak pazarlıyor? Bu, Kerkük için çok kan döküleceği anlamına geliyor.

Bazı uzmanlar, Irak'ta sanıldığı gibi "Şiiler ve Sünniler arasında değil, Araplarla Kürtler arasında iç savaş çıkacağını, bunun da Kerkük'te başlayacağını" söylüyorlar. Kuzey Irak'taki Kürt otoritesi, sistematik adam kaçırma olaylarının, Kürt politikalarına karşı olanların "kaybolduğu", yüzlerce Arap ve Türkmen'in gizli hapishanelere doldurulduğu ve işkence altında tutulduğu, korkunun hakim olduğu bir bölge. Dünya uyuşturucu trafiğinin yeni güzergahı, insan ve silah kaçakçılığının yeni merkezi. Kürt milliyetçiliği altında uluslararası mafyanın yönettiği bir yer. İleride çok büyük bölgesel krizlerin kaynağı olacak bir bölge.

4- Şiiler ve Kürtler her ne kadar Sünnilere karşı ittifak halinde olsalar, Anayasayı kendi istekleri doğrultusunda yazıp kabul ettirmek için her yolu deneseler de ABD'nin, İngiltere'nin, İsrail'in onlarla ilgili hesapları ittifaklara dayanmıyor. Irak'ın geleceğinde Şii-Kürt ittifakı yok. Talabani'nin Şii Başbakan İbrahim Caferi'nin istifasını istemesi, Kuzey Irak'tan bir heyetin Bağdat'a gidip ayrılırız resti çekmesi bunu gösterdi. Anayasa referandumundan sonra Şii-Sünni krizinin Arap-Kürt krizine dönüşebileceği belirtiliyor.

İngiliz istihbaratı Basra'dan İran'ın Huzistan bölgesine sızıyor, sabotajlar yapıyor, bombalar patlatıyor. İran'ın petrol bölgesi karıştırılıyor. İngiliz iç, dış istihbaratı, askeri istihbaratı hatta polis istihbaratı bile bölgede. Güney Irak'ta İran-İngiliz, İran-ABD savaşı yaşanıyor. ABD Sünni direnişçilerle savaşırken İngilizler İran istihbaratını durdurmaya çalışıyor. Ancak bu savaş Kum-Necef ayrışmasına düşecek. Böyle planlandı. Londra-Necef ekseni İran'ın bölgesel nüfuzunu dengelemeyi amaçlıyor. Bu, Şiileri birbirine düşürme planından başka bir şey değil. ABD ve İngiltere, bir yandan Sünnilerle Şiiler arasında çatışma çıkarırken diğer yandan Şiileri kendi aralarında bölüyor.

Hepsi Türkiye ve bölge için ölümcül sonuçlar doğurabilir. Ama bölgemizde ikinci kez bir Irak senaryosu uygulanmasına izin vermemeliyiz. Irak'ı yalanlarla işgal ettiler. Suriye'yi de yalanlarla işgal etmek istiyorlar. Irak'ta işgal sonrası için planları yoktu. Suriye için de planları yok.

11 Eylül'den sonra George Bush'un "Haçlı Seferi" olarak gördüğü saldırganlık Moğol istilasına benzetildi. Doğruymuş. Bölge ülkeleri birer birer gidiyor. İşgal edilemeyenler de karıştırılıp iç savaşa sürükleniyor. Türkiye ve İran'ı işgal edemezler. Ancak İran'da Huzistan, Türkiye'de mayın patlamaları "alternatif"lerini oluşturuyor.


6 Ekim 2005
Perşembe
 
İBRAHİM KARAGÜL


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi
Dünya | Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon
Ramazan | Arşiv | Bilişim | Dizi
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED