Avrupa Parlamentosu Sosyalist Grup lideri Martin Schultz, AP'de Hıristiyan Demokrat Grubu sert bir şekilde eleştirmiş, "Türkiye'yi Müslüman diye mi almak istemiyorsunuz?" diye sormuştu. Yeşiller Grubu lideri Daniel Cohn-Bendit de, Türkiye'ye karşı "dini ve kültürel ırkçılık yapılmaması" gerektiğini söyleyince Hıristiyan Demokrat Grup'tan tepki almış, ancak sözlerini geri almamıştı. Türkiye AB Karma Parlamento Komisyonu Eş Başkanı Joost Lagendijk de, Türkiye'nin, Gümrük Birliğini Rum Kesimi'ni de kapsayacak şekilde uygulamasına ilişkin baskılara karşı çıkarak, "Önce, Kıbrıslı Türklere ilişkin izolasyon kaldırılsın" demişti. Almanya Dışişleri Bakanı Fischer, önceki akşam Lüksemburg'da, diğer ülkelerin dışişleri bakanlarına, 17 Aralık'ta verilen sözü hatırlattı. Aynı toplantıda, Lüksemburg Dışişleri Bakanı Asselborn, "AB itibar ve güvenilirlik sınavından geçiyor", Belçika Dışişleri Bakanı De Gucht ve Hollanda Dışişleri Bakanı Bot da, "Halklarımıza Türkiye'nin Avrupalı olduğunu söylemeliyiz" diyerek Fischer'e destek verdi. Lüksemburg'daki en uzun iki günün kahramanları ise İngiltere Dışişleri Bakanı Straw, AB Komisyonu'nun genişleme sorumlusu Olli Rehn ve Avrupa Güvenlik ve Savunma Yüksek Temsilcisi Javier Solana'ydı. Straw, Avusturya ve Rumları son anda ikna etmeyi başarırken, "30 saatlik yorgunluğunun karşılığını aldığını" söyledi. Rehn ve Solana, Türkiye ile müzakerelerin başlamasından duydukları memnuniyeti, Gül ve Babacan'ı "Türk usulü" sarılarak gösterdiler.