Bugünkü Yeni Şafak |
|
|
Başbakan, iki günlük Müzareke Krizi'nin son gününde, "kriz yönetimi liderliği"ni üstlendi. Erdoğan, AB liderleriyle gün boyu sürdürdüğü telefon diplomasisiyle müzakere kilidini açtı
Başbakan Tayyip Erdoğan, Ankara-Lüksemburg arasında iki gün süren diplomasi mücadelesinin son gününde, "kriz yönetimi liderliği"ni üstlendi. Erdoğan, AB krizini ABD Dışişleri Bakanı Condelleza Rice, İngiltere Başbakanı Tony Blair, AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barraso, Almanya Şansölyesi Gerhard Schröder ve İkalya Başbakanı Silvio Berlusconi ile telefon diplomasisi yürüterek aştı. 3 Ekim sabahına AK Parti'nin Kızılcahamam kampında başlayan Erdoğan, AB'ye "sözünüzde durun" mesajını içeren konuşmasını yaptıktan sonra Ankara'ya doğru yola çıktı. Erdoğan, yolda önce Rice ile bir görüşme yaptı. Daha sonra AK Parti Genel Merkezi'ne geldi. Başbakan burada kurmayları ve Dışişleri yetkilileriyle bir araya geldi. Toplantıya Erdoğan'ın Veri Koordinatörü Cüneyt Zapsu da katıldı. Erdoğan'ın Danışmanı Yalçın Akdoğan ve Başbakanlık Sözcüsü Akif Beki, zaman zaman toplantıya dahil oldu. Ve müthiş bir telefon diplomasisi başladı. Temaslar sonunda Avusturya'nın imtiyazlı ortaklık inadı kırıldı ve 'hedefin tam üyelik olduğu' net bir şekilde belirtildi. Ardından ikinci kriz konusu ele alındı. 'That is it' dendiği an Türkiye'nin çok önem verdiği AB'nin Rumların NATO'ya üyeliğini veto etmeme şartında Erdoğan, çok katı bir tavır takındı. Hukuki ve yazılı bir güvence istedi. Bunun üzerine AB kanadı bu konuda 'Başkanlık Deklarasyonu (Presidental Declaration) önerdi . Türkiye bunu da yeterli görmedi. AB bu sefer de 'Konsey adına yapılan deklarasyon' (On behalf of Council) teklif etti. Ancak bu da Erdoğan'ın kararlılığını etkilemedi. Bu noktada görüşmeler 45 dakika kilitlendi. Türk heyeti 'That is it' (Buraya kadarmış) diyerek Lüksemburg'dan cevap beklemeye başladı. Bu arada Erdoğan, Blair'i arayarak 'Konseyin rızasıyla bu deklarasyonun hazırlandığının belirtilmesini' istedi. Blair de Erdoğan'ı haklı buldu. Avusturya valsi yapalım Ardından Blair ve Barraoso ayrı ayrı arayarak, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün Lüksemburg'a ne zaman geleceğini sordular. Başbakan'ın 'metni görmeden olmaz' tavrını sürdürmesi üzerine 15 dakika sonra 'Konseyin rızasıyla hazırlanan başkanlık deklarasyonu' (With consennt of Council) ifadesinin yeraldığı metin Ankara'ya geldi.. Erdoğan bu metne 'olur' verdi. Ardından Çankaya Köşkü'ne ve CHP Lideri Deniz Baykal'a bilgi verildi. Gül de toplantıdakilerle tokalaştı ve Lüksemburg'a gitmek için binadan ayrıldı. Bu arada görüşmenin kilitlendiği anlarda Erdoğan, "Haydi arkadaşlar Avusturya valsi yapalım' diye espri yaparak ortamı yumuşattı. Beki'ye 'düzelt' talimatı Genel Merkez'de toplantı sürerken, TV'lerin son dakika canlı yayınlarında, "Gül'ün uçağı 18:00'de uçacak. Konuşma metni Brüksel'e fakslandı" haberini verdiği bilgisi geldi. Erdoğan, bu haberin Viyana ve Rum yönetiminin elini güçlendireceğini düşünerek, Sözcüsü Akif Beki'ye "Bunların gerçeği yansıtmadığı kamuoyuna açıkla" talimatını verdi. Beki de, toplantıdan çıkarak iddiaları yalanladı. Müzakereler milletin başarısı Başbakan Erdoğan, AK Parti grubunda tam üyelik görüşmelerinin resmen başlamasının tarihi bir gün olduğunu belirterek, "Bu başarı milletimizindir" dedi. Erdoğan, bu başarının yankısının Asya'dan Maldiv Adaları'na, ABD'ye kadar hissedildiğini kaydetti. Erdoğan, halkı AB karşıtı korku tacirlerine karşı uyararak emeği geçen yerli ve yabancı herkese teşekkür etti. Başbakan dün gece de ilk teravih namazını da Kocatepe Camii'nde kıldı. 'Gerekirse Bulgaristan'dan dönersiniz Rumlarla ilgili maddede sorunun çözülmesinden sonra İngiliz elçi Westmacott, Gül'ün hemen Lüksemburg'a gitmesini istedi. Gül, Konsey'in, metni onaylamasının ne kadar zaman alacağını sordu. Westmacott, "Siz havadayken bu gerçekleşir. Onay çıkmazsa siz de Bulgaristan hava sahasından dönersiniz" dedi.
|
|